Önce iki yıl geride kalan operasyonu yazalım..Ki, söyleyeceğimiz daha net anlaşılsın..2018’de dolar 7,23’e çıktığında, hem de Türkiye iç piyasasının kapalı olduğu gece saatlerinde bu tavan rakam oluştuğunda..
“Türk parasına operasyon çekiliyor” dedik..
Sadece Amerikancılar değil..“Tam bağımsız Türkiye” söyleminde olduğunu iddia eden solcular..“Tanrı Türk’ü korusun” diyen milliyetçilerin bir kısmı..Hatta dindar kimliği ile öne çıkan Saadet Partisi yöneticisi abilerimiz..
Hep birlikte aynı söylem ile karşımıza çıktılar:
“Türkiye’de üretim yok.. Türkiye’ye yatırım yok.. İthalat ile ihracat arasındaki denge tutturulamamış.. Dolayısı ile Türkiye’nin parasının değeri düşüyor.. Buna niye şaşırıyorsunuz ki? Şaşırmayın.. ‘Dış güçlerin operasyonu’ söylemi ile, gerçeklerin üstünü örtmeyin..”
Tüm bunları, 13 Ağustos 2018’de, doların zirve yaptığı dönemde yüzümüze şamar vurur gibi ardı ardına yapıştırdılar..
Solcusu vurdu..
Milliyetçi geçineni vurdu..
Yetmedi, dindar abilerimiz vurdu..
Bir anlığına, söylediklerinin doğru olduğunu kabul edelim..
TL’ye bir operasyon olmadığını.. Dış güçler Türkiye üzerinde bir oyun oynamaksızın, 1 doların değeri gerçekten 7,23 TL ettiği için, o fiyatın gerçekleştiğini.. Bunun da arkasında, Türkiye’nin üretemediği gerçeğinin, yatırımların olmadığı ve israfın her yere yayıldığı gerçeğinin bulunduğunu bir anlığına kabul edelim..
O tarihte Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı..
Seçimden daha yeni çıkmış..
İkinci defa halk tarafından cumhurbaşkanı seçilmiş..
Ama bu seferki seçiliş, aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı sistemi ile de halkı tanıştırmış olacak..
Önceki yılların iktidarı ile, o günkü yöneticiler arasında bir değişiklik yok..
Muhaliflerin iddiasına göre, ülkeyi yönetenler değişmediği müddetçe, zaten tablonun değişme ihtimali de yok..
Ama bakıyoruz..
7 Ağustos 2019’da ajanslar son dakika haberini geçiyor:
“Dolar 5,50’nin altına indi..”
Yani bundan yaklaşık 9 ay önce..
Doların zirve yaptığı 13 Ağustos 2018’den bir yıl sonra..
Dolar 7,23’ten ine ine.. 5,50’nin altına kadar inmiş..
Şimdi soru şu:
“TL’nin gerçek değeri ne ise, şu anki değeri de odur.. Dış güçlerin operasyonu falan yoktur.. Üretimimiz olmadığı için.. Türkiye’ye yatırım olmadığı için, dolar 7,23 fiyatını bulmuştur.. Suçu kimse, dış güçlere atmasın.. Hayali güçleri hedef göstererek, sorumluluktan kaçmasın..” diyenler, doların 5,50’nin altına inişini ne ile izah ettiler?
Solcusu ne ile izah etti?
Milliyetçisi ne ile izah etti?
Farklı bir siyasi parti ile ülkeye hizmet etmek istedikleri için ayrılığa düşen dindar abilerimiz, doların 5,50’nin altına inişini ne ile izah etti?
O bir yıl içinde, cumhurbaşkanlığı sistemi ile, Türkiye uçuşa mı geçmişti?
Yatırımlar zirve yapmış, üretim ikiye mi katlanmıştı?
Ne olmuştu da, dolar 7,23’ten, ine ine, 5,50’nin altına kadar inmişti?
Bunun cevabı verilmedi..
Verilmiyor..
Verilmeyecek..
Bunun tek cevabı var, “Doların 7,23’ü bulması, hormonlu bir fiyattır.. Şişirilmiş bir değerdir.. Dış güçlerin operasyonuydu.. İktidarı devirmeye çalıştılar.. Başaramayınca, fiyat tekrar geriye çekilmek zorunda kalındı..”
Bu tecrübeyi yaşadıktan sonra..
Şimdi koronavirüs gibi dünyayı esir alan bir salgın hastalık döneminde..
En başarılı mücadeleyi veren..
En az ölümle bu salgını atlatmayı başaracak görünen Türkiye’nin parası için, yeniden bir operasyon başlatıldı..
Tekrar dolar 7,25’leri test etti..
Siyasi iktidar yine aynı savunmayı yapıyor:
“Londra merkezli bir operasyon çekiliyor. Bir ABD bankası (Citibank), bir Fransız bankası (BNP Paribas SA) ve bir İsviçre bankası (UBS AG), elinde TL olmadan, varmış gibi yaparak.. Sahtekarlık yaparak.. TL karşılığında dolar topluyor. Böylece doların TL karşısındaki fiyatını şişiriyor. Üç bankaya da engellemeyi yaptık.”
Bu karar sonrasında..
Emperyalist devletlerin sömürü amaçlı bankacılık oyunları ile gelişmesi engellenmiş bir Türkiye’ye oynamak istedikleri bu oyun karşısında, solculardan ne beklersiniz?
“Hooop arkadaş.. Biz bu oyunu 2018’de yedik.. Bir daha yemeyiz.. Emperyalist bankaların tuzağına hayır.. Tam bağımsız Türkiye.. Kahrolsun paranın ilah edinildiği kapitalizm” demelerini beklersiniz, değil mi?
Diyorlar mı?
Demiyorlar..
Bu tür operasyonlara karşı, daha sıkı tedbirlerin alınmasını sağlayacak mevzuat değişikliği ile, manipülasyonun önlenmek istemesine karşı, Birgün’ü, Cumhuriyet’i, hatta Evrensel’i ne manşet atıyorlar?
“Ekonomi kötü demek, suç olacak..”
Milliyetçi kesime hitap eden Yeniçağ aynı kafada..
Saadet Partili abilerimiz, hakeza..
Tam bu noktada..
Sormamız gerekmez mi, “Dolar 7,23’e çıktıktan sonra, 5,50’nin altına inerken, daha önceden yapılan manipülasyonlar tescillendi.. Şimdi bu maniplüsayonların tekrarı engellenmek istenirken, yalan haber önlenmek istenirken, siz kimden yanasınız?”
Sormamız gerekmez mi, solculara:
“Siz Citibank’ın avukatı mısınız?”
Sormamız gerekmez mi milliyetçi geçinen Yeniçağ’a: “Siz İsviçre bankasından yana mısınız?”
Sadet Partili abilerimize sormamız lazım değil mi:
“Siz Fransız bankasından yana mısınız?”
Sizler, TL’nin dolar karşısında değer kaybetmesinden sevinç mi duyacaksınız?
Başınız göğe mi erecek?
Dolar 7,23’e çıktığında, “Üretim yok ki.. Tabii çıkacak” dediniz.
Ama dolar 5,50’nin altına indiğinde, “Üretimimiz arttı, dolar onun için 5,50’nin altına indi” demediniz..
Şimdi yine sormuyorsunuz: “Ne değişti ki, dolar tekrar 7,25’e çıktı?”
Bir yıl önce tavan yapan(!) üretimimiz, son bir yıl içinde, dünyada rekor üstüne rekor kırılırken, Türkiye’de taban mı yaptı ki, doların fiyatı artıyor?
Hiç mi düşünmezsiniz solcu kardeşler?
Hiç mi, geçmişten ders almazsınız, milliyetçi kardeşler?
Hiç mi akıllanmazsınız, dindar abiler?
Ali Karahasanoğlu/Yeniakit