Ana Sayfa
17 Ağustos 2019 ( 2489 izlenme )
Reklamlar

Külliye neyinize, genelev patroniçesinin binası size çok bile!

Adli yıl tatilinin bitmesine iki hafta kaldı..Yeni adli yıl açılışı için hazırlıklar sürerken, törenin organizasyonu da Yargıtay’a verilmiş.Aslında adli yıl açılış töreni, bir yargılama faaliyeti değil.. Organizasyonu Adalet Bakanlığı da yapabilirdi..Varsın, Yargıtay yapsın..Ama, Yargıtay’a yaptırmak istemeyenler var..Kimler?Eski Türkiye’yi özleyen, halka/halkın seçtiklerine düşmanlığı iş edinen vesayetçiler..

Ne diyorlar?

Yargıtay’ın; "Adli yıl açılış törenini, Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapma kararı"ndan vazgeçmesini istiyorlar..

“Törene bizi davet etmişsiniz, gelmeyiz haa!” diyorlar.

Sanki Yargıtay da, törene katılacak olan yüksek hakimler de, yollarınızı gözetliyorlardı..

Gelmezseniz, gelmeyin..

Vız gelir, tırıs gider..

Ama, ardı ardına barolar açıklama yapıyorlar..

Yargıtay da, bunların anladıkları dilden bir cevap vermeyince..

Dayak yiyen, yine Cumhurbaşkanlığı makamı oluyor..

Halkın kendisi oluyor..

Bu tabloyu birazcık düzeltmek yine bize düşüyor.

Ardından “Hakim bey amca.. Akit’ten Ali Karahasanoğlu bana hakaret etti.. Buna ceza verin” diye savcılığa koştuklarında..

Bu tabloya sessiz kalan yargıçlar, yine bizim yakamıza yapışıyorlar..

Kimseden korkumuz yok.

Hodri meydan deyip..

Başlayalım, bunların anladıkları dilden konuşmaya..

İstanbul Barosu başı çekmiş..

İzmir Barosu, Muğla Barosu ve kendisine davetiye bile gönderilmeyen Aydın Barosu, kafayı çıkarıp, saflarını belli etmişler..

“Biz Cumhurbaşkanı’nın düşmanıyız. Biz halkın düşmanıyız” demişler..

Sözlerimi ağır mı buldunuz?

Gerekçelerimi sıralayayım, ondan sonra kararınızı verin..

İstanbul Barosu’ndan başlayalım..

Kendilerine giden adli yıl açılış törenine katılım davetiyesine, şöyle cevap vermişler:

“Bu toplantının Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezinde yapılacak olması, demokrasi, hukuk ve adalet adına bildiğimiz bütün öğretilerin reddi anlamına geleceğinden, davetinize icabet etmemiz mümkün olamayacaktır.” 

Ne olurmuş, toplantı Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılırsa?

Çok şey olurmuş..

“Adli yıl açılışı için tercih edilen mekan, basit bir konum tayini olmaz”mış..

“Yürütme karşısında, sadece bağımsızlığı değil, tarafsızlığı da savunarak, kuvvetler arasındaki ayrılığı en etkin biçimde vurgulamamız gerekirken, bu iddiadan vazgeçmek, geleceği biçimlendirme hakkını da elimizden almak olur”muş.

Hani bu baronun başındaki arkadaşa sorsak..

"Adli yıl açılış töreninin, işadamlarının sahibi oldukları binalarda yapılmasına, 'Benim davamı aleyhime bitirirseniz, sene sonunda tahliye davası açarım' diyen işadamlarının sahipliğindeki binalarda yapılmasına ne dersiniz?"

Ne cevap verirler?

Hiçç..

Bu örnek, biraz hafif mi geldi?

Sen de biliyorsundur, İstanbul Barosu’nun Başkanı Mehmet Durakoğlu bey..

"Uyuşturucu kaçakcılığından yargılanan mafya babalarının otellerinde adli yıl açılış törenlerinin yapılmasına ne dersiniz?"

Olur ya.. 

“Ben bunu duymamıştım” diyebilirsin..

Şimdi vereceğim somut örneği de duymadım deme..

Sağır sultan bile, kahkahalarla güler sana..

“Affedersin Mehmet bey.. Genelev patroniçesi Matild Manukyan’ın sahibi olduğu Şişli’deki apartmandan bozma adliyede adli yıl açılış törenine ne dersiniz?”

Çıkın karşıma, bunlara bir cevap verin..

Sonra kalkın, “Külliye’de, adli yıl açılış töreni yapılması, yargının bağımsızlığına aykırıdır” deyin..

Diyebiliyorsanız eğer..

Sizler uyuşturucu kaçakçılarının davalarını, milyon dolarlık ücreti vekaletlerle üstlenirken, o uyuşturucu kaçakçılarının ortak olduğu binalarda onların suçlarının yargılaması yapılırken..

Sessiz kalacaksınız..

“Uyuşturucu kaçakçısının sahip olduğu binada adalet dağıtılamaz”diyemeyeceksiniz..

Uyuşturucu kaçakçılarının davalarını alıp, az ceza yemeleri için, binbir kıvraklıkla savunmalar yapıp, sonra da “Savunma kutsaldır” diyerek kendinize bahane uyduracaksınız..

Ama..

Sırf Cumhurbaşkanı koltuğunda, dindar bir insan oturuyor diye..

Külliye’deki adli yıl açılış törenine, posta koyacaksınız..

Haydin ordan..

Sanmayın ki, o rezil insanların sahipliğindeki binalarda düzenlenen adli yıl açılış törenlerine koşa koşa giden baro başkanlarına vereceğimiz örnek sayısı biriki tane..

Onlarca örnek verebilirim..

İstanbul’da Fatih Adliyesi, yıllarca bir işhanının ikinci, üçüncü, dördüncü katlarında faaliyet gösterdi.. 

Alt katta avukat yazıhaneleri, muhasebeciler, hatta iş takipçileri.. Üst katta da yargılama yapıldı..

Öyle ki, bir defasında kendi duruşmamı beklerken, bir de baktım ki, mübaşir bağırıyor: “Davalı Adalet Bakanlığı” diye..

Merak ettim duruşmayı izledim.

Meğerse, bulunduğumuz adliyenin kira bedelinin artırılması davası imiş..

Düşünebiliyor musunuz..

Bir gayrimenkul zengininden adliye binasını kiralamışsınız. Orda yargılama yapılıyor. Ve o binanın sahibi, kira bedelinin artırılması için dava açıyor. O dava, o binadaki hakimler tarafından inceleniyor..

O taşınmazın sahibi, oradaburada dostları ile sohbet ederken, “İstediğim kirayı bir vermesinler.. Yıkıp yeniden yapmak üzere tahliye davası açacağım.. Kışın ortası falan demem, tahliye kararını aldığımda da, aynen uygulatırım” diyor..

Komik görüntüler..

Alay edilecek sahneler..

Bir başka adliye, Bağcılar Adliyesi, apartman olarak inşa edilmiş, yangın merdiveni bile olmayan bir binadan bozma yer.. Yıllarca o binada adalet dağıttılar!

Küçükçekmece Adliyesi, İmam Hatip’ten gaspedilen okul binasında yıllarca sözümona adalet dağıttı! 

Gasp.. Ve Adalet..

Yan yana yazılması bile mümkün olmayan iki kavram..

Ama.. Bir tane avukatın, “Bu adliyede yargılama yapılamaz.. Gaspedilen binada, adalet dağıtılır mı?” dediğini duymadım..

Akit birkaç defa haberini yaptı.. AK Parti iktidarında bile, İHL’den gasbedilen bina,  yıllarca adliye olarak kullanıldı..

Yakın tarihte, o gasp sona erdirildi.. 

Önce kendi gasbını yargılaması gerekenler, kendi suçlarına gözlerini kapatıp, vatandaşın davalarına baktılar..

O görüntülere sesini çıkartamayan baro başkanları..

Şimdi karşımıza geçmişler, "yürütmenin elindeki binada, adli yıl açılış töreni olmaz” diyorlar..

Bana da..

"Size; genelev patroniçelerinin, kadın vücudu üzerinden kazandığı paralarla aldığı binalarda adil yıl açılış töreni yapmak düşer. Sizin neyinize, Cumhurbaşkanı’nın külliyesinde adli yıl açılış töreni yapmak..” demek düşüyor.

Ali Karahasanoğlu/Yeniakit

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Başına Elma düşmesi Hikaye.. Erdoğan'dan Trump'a rest: Kudüs kırmızı çizgimiz! Böyle bir adım atılırsa.. Kamal atatürk'ün osmanlı padişahları hakkındaki düşünceleri Nerdesin ya RASÜLALLAH GEL GÖR ÜMMETİNİN HALİNİ