Deva Partisi kurucularından Metin Gürcan tutuklandı..
Tutuklama kararı verildiği saatlerde, Habertürk’te Ali Babacan, Fatih Altaylı’nın konuğu idi.. İnsanlar bekledi ki, Metin Gürcan olayı nedir, ne değildir konuşulsun.
Öyle ya.. Türkiye’yi yönetmeye kalkanlar..
“Türkiye’nin sorunlarını çözeriz” diyenler.. Bizzat kendileri sorun..
Nasıl sorun? Kurucuları arasında birisi, casusluk gibi çok ciddi bir suçlama ile gözaltında iken.. Tutuklama talebinde bulunulduğu halde..
Genel Başkan Ali Babacan, partide kurucu olan arkadaşının durumu hakkında kamuoyunu ikna edecek bir açıklama yapamıyor..
İddia ne? Yabancı ülkelerin elçilerine veya elçilerin görevlendirdiği adamlara, emekli bir asker olan Deva Partisi kurucusunun, danışmanlık yapıp, para aldığı.
Adamlar kimden danışmanlık hizmeti alacaklarını çok iyi biliyorlar.
Emekli asker.. Ve.. Yıllarca AK Parti kadrosunda en kritik bakanlık koltuklarında oturmuş bir kişinin genel başkanı olduğu partinin kurucusu..
Metin Gürcan, bu özellikleri sebebi ile değil de..
Adı Metin.. Soyadı Gürcan olduğu için kendisine danışıldığını söylerse..
Türkiye’yi kendisine güldürür.
Aldığı paranın, sıradan bir danışmanlık hizmeti karşılığı olduğunu söylerse..
Dünyayı kendisine güldürür.
Danışmanlık yapıyorsanız..
Yaptığınız iş, resmi bir faaliyet ise..
Niçin otel lobilerinde..
Şurada burada buluşup, zarf içinde alışverişler yapıyorsunuz?
Danışmanlık hizmetini vergi mükellefi olarak yapıyor iseniz..
Bir vergi kaydınız..
Bir büronuz olmalı..
Danışmanlık da, vergi mükellefi olduğunuz işin gereği olduğuna göre..
Resmi büronuzda misafirlerinizi ağırlarsınız..
Raporunuzu sunar, bedelini de, makbuzunuzu kesip, tahsil edersiniz..
Emekli asker olmanız hasebi ile..
Yabancılara böyle bir hizmet verilmesi doğru mudur, değil midir konusuna henüz gelmedik.
Daha işin başındayız. Emekli asker olmasanız bile..
Sıradan bir vatandaş iseniz.. Bu devletin size emanet ettiği, çok önemli bilgiler yok ise..
“Emanete ihanetim yok” dersiniz..
Ben, bir yabancıya, hiçbir resmi görevim olmasa bile, ülkem ile ilgili rapor sunmayı kabul edemem ama..
Bir başkası yaptığında da.. Bir emekli askerin böyle bir rapor hazırlamasına gösterdiğim tepki kadar karşı çıkış göstermeyebilirim..
Muhatabımız sadece emekli asker de değil..
Bir de.. Ülkeyi yönetmeye talip olan siyasi partinin kurucusu..
Ama.. Yabancı devletlerin elçilerine, ülkesi hakkında raporlar hazırlayıp veriyor.
Karşılığında da, dolar alıyor..
Partisinin yetkilileri ise, bu rezil tabloya karşı..
Anında bir işlem başlatıp.. Sadullah Ergin’lere söylüyorum.. Nihat Ergün’lere söylüyorum.. Ali Babacan’ lara söylüyorum..
Anında disiplin soruşturmasını başlatıp, gerekli kararı almıyorlar..
Dışardan izliyorlar.. Bakalım, kaç gün, kaç ay, kaç yıl izleyecekler.
Ve biz böylece.. Osman Kavala’ların tahliyesi için, yabancı ülke elçilerinin birlikte imzaladıkları bildirilerin arka planını öğrenmiş oluyoruz.
Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı sıfatı ile..
“Ülkemizin iç hukukuna karışan elçileri burada ağırlayacak değiliz. Sınırdışı edilme prosedürünün başlatılmasını istedim” dediğinde..
Deva Partisi ile birlikte ittifak görüşmeleri yapan Ahmet Davutoğlu’nun, “Erdoğan sokak ağzı ile konuşuyor” cümlesini sarfedip, yabancı devlet elçilerinin avukatlığına soyunmasının boş bir iş olmadığını görmüş oluyoruz..
Siyasi iktidarın, sabahtan akşama kadar, her icraatına laf yetiştirenler..
Her açıklamaya cevap vermeye kalkanlar.. AK Parti’nin; değil milletvekillerinin..
Vekil danışmanlarının hataları üzerinden bile, koca bir partiyi mahkum edecek açıklamalar yapanlar..
Şimdi bir partinin kurucusu hakkında çok ciddi bir suçlama var iken..
Üç maymunu oynuyorlar..
CHP’den de.. İyi Parti’den de.. Gelecek Partisi’nden de..
Saadet Partisi’nden de tek açıklama yok..
Yoksa.. Bu partiler, bu tür casusluk işlerini sıradan konular gibi mi görüyorlar?
“Ne var ki? Yabancı devletlere danışmanlık tabii ki yapılabilir. Parasını alır, raporunuzu hazırlarsınız” mı diyorlar?..
O raporları hazırlayanlar.. O paraları alanlar..
Velev ki, şu an tutuklama dosyasına giren paralar çok yüksek meblağlar olmasa bile..
(Ki, şu ihtirazi kaydı da tutarak söyleyeyim..
400 doları alan.. 4 bin dolarlı da alır..
4 milyon doları da alır.. Almadığını kesinkes bilebilecek durumda da değiliz..
Kimbilir belki de.. Emniyet, sadece küçük miktarlı para alışverişlerini tespit edebilmiştir..
Büyük meblağlılar belki de kaçırılmıştır.. Bu ihtirazi kaydım saklı olarak belirteyim..)
Hazırladıkları raporların yabancı devletlerin milli menfaatleri lehine..
Ve Türkiye’nin milli menfaatleri aleyhine kullanılacağını bilmiyorlar mı?
Tahmin edemiyorlar mı? Bilirler.. En azından tahmin ederler ama..
Böyle bir ilişkiye girdiklerine göre.. Emekli asker de olsalar..
Muhafazakar bir parti görüntüsü veren ekibin içinde de yer alsalar..
Ülkeye ihanet ettikleri çok net ortadadır.. Bu olayı, kimse, “Siyasi iktidar, elindeki devlet imkanlarını rakip partilerin aleyhine kullanıyor” şeklinde de yorumlamasın..
Benim kanaatim o ki, siyasi iktidar şu ana kadar tek açıklama yapmayarak..
Bu konunun; en azından şimdilik, istismarına soyunmadı..
Ama bir de.. Muhalefetin eline, (Allah korusun) böyle bir fırsat geçtiğini düşünün..
Kemal’inden Ali’sine, Ahmet’inden Temel’ine ve Meral’in kadar..
Özellikle de Meral’i.. Neler söylerdi, neler..
Aynı gün, CHP’li Kıyıköy Belediye Başkanı da, hem yolsuzluk suçlamasıyla, hem de cinsel suç faili olmaktan gözaltında iken..
Tutuklandı.. Bakın, 6’sı bir yerde.. 7’ncisi de, kapıda olan Millet İttifakı partilerinin bir tanesi bile..
Ne Metin Gürcan için.. Ne de Kıyıköy Belediye Başkanı için, tek açıklama yapmadı..
Bu; size, o ittifakın ne kadar kirli bir çıkar ilişkisi içinde olduğunu göstermiyor mu?
Ali Karahasanoğlu/Yeniakit