Osmanlı'yı yıkanlar işte bu Robert Koleji kurucusu Cyrus Hamlin'in deyimiyle sadece İstanbul'un değil neredeyse...

İşte Osmanlı'nın yıkılış kıvılcımlarının atıldığı bu ilk ihanetlerin yaşandığı günleri anılarında toplayan Cyrus Hamlin sorusunu bu soruları. Bugün i yeletler olmasaydı bugün tarihin seyri değişecek, bölgenizde, Suriye'de bugün karşılaştığımız krizlerin yerinde belki de yeller esecekti. Bugün bizi gerilimli coğrafya atmosferine taşıyan nedenlerin başında hep içeriden gelen ihanetler başrol oynamıştır. Türkiye ülkene, devletin değil Türkiye düşmanlarına saldıran, bu ülkede topyekün kenetlenen bir ülke olsak bizimle başedecek ülke yok. Suriye'de diye soruyor. Suriye'de 1800'lü yıllardan beri eksik kalmış bir işimiz var. Allah'a şükür bugünkü ordumuz da çok farklı. Aslanlar gibi savaşıyor, önüne geleni, yanlış yapanı indiriyor. Hem de Suriye '

Gelelim sayfasında anlattığımız anılara ... "Türkler arasında" adlı bir kitap halinde yayınlandı. Peki yazarı Cyrus Hamlin kim? Hiç de yabancı bir isim değil. Robert Kolejinin kurucusu bir misyoner o. Boğaziçi Rumelihisarı'na çıkıp "Fatih'in İstanbul'u göre surlardan İstanbul'un kültürünü fethedeceğim" diye bağıran adam. Rumelihisarı yapımında kullanılan taş malzemenin tıpa tıpla aynı okul yaptıracak kadar da hırslı ... Aytunç Altındal kitabında "Robert Koleji Osmanlı kökenli casus yuvası oldu" diyor. Engin Ardıç da "Charles Gilchrist savaş yıllarında İngiliz özel harekat diresinin ajanıydı. Köprü uçurma uzmanıydı." Scott Everton'un CIA ajanı, derslerine gelen Hilary Summer Boyd 'Diyor Okulda kolej başkanı

Robert Koleji kurucusu Cyrus Hamlin'in deyimiyle sadece İstanbul'un değil bugün Türkiye'nin her yerinde fethettiler. Öyle bir eğitim sistemi kurdular ki, içimizde devletin yanında değil bazıları olanlar fışkırdı. Mehmetçiği şehit eden alçakları değil devletini suçlayanları palazlandırdı. ErdoğanPutin görüşmesinde safra arka fonda yıllardır duran heykeli yeni konmuş gibi gösterip bundan sosyal medyada siyasi rant peşinde koşanları doğurdu. Türkiye'nin garson başladığı masalardan sıyrılıp masa kuran güç haline geldiğini görmezden gelerek heykellere takılanları içimizde yeşertti. İçten içe "Türkiye İdlib'te batağa saplansın" diye dua eden yerlileri üretti. Almanya'ya kaçan ve "Evet ben devlet sırlarını yayınlayarak suç işledim" diye konuşup nobel adayları içine alınan aydınları türetti. Kendi halkını katleden Esed'e, darbeci Hafter'e, PKK'ya alkış tutup kendi Cumhurbaşkanına hakaretler milletvekilleri büyüttüran yağdıran. ,

Ancak ne yaparlarsa yapsınlar, ancak kimse kimse bu ülkeyi durduramayacak. Çünkü Rumeli Hisarı'nda yaptığınız Fatih'in torunları, ecdadının topraklarındaki halklarla, mazlumlarla kucaklaşıyor artık. Bundan geri dönüş yok. 

Bekir Hazar / Takvim Gazetesi