Auto-Created-3
21 Mart 2020 ( 2432 izlenme )
Reklamlar

Türkiye korona testinde yetersiz mi kaldı?

Önce güncel rakamlar.Korona salgınında dün (cuma) itibarıyla dünya genelinde hayatını kaybedenlerin sayısı 10 bini geçti (Cuma Saat 14.20 itibarıyla 10 bin 405).
Virüse yakalananların sayısı da hızla artıyor.Dün aynı saat dilimi itibarıyla bu hastalığa yakalananların sayısı 252 bini geçmişti.Üç gün önceki rakamlar üzerinden bir karşılaştırma yaptığımızda ise,


bu süre zarfında 66 bin 669 yeni kişinin virüsten kaptığını, 9 bin 126 kişinin ise hastalığı atlatıp iyileştiğini söyleyebiliyoruz.Bu veriler yardımıyla iyileşme/yakalanma oranı üzerinden virüsün yayılım hızına dair bir fikir edinebileceksek eğer, arada yaklaşık olarak 1/7’lik bir makas açıklığı olduğu görülebiliyor.

Yani ortalama 7 kişi virüsten kaparken, 1 kişi iyileşiyor.

Bu oran üç gün önce de bu şekildeydi.

Önümüzdeki günler, haftalar içerisinde iyileşenlerin sayısı ile yakalananların sayısı arasındaki oranda bir daralma olursa, o zaman gidişata dair iyi haberler verebiliriz.

Korona testleri rastgele değil şüpheli duruma ve semptomlara göre yapılıyor

Türkiye’de ilk vaka 11 Mart’ta tespit edilmişti. Devam eden günlerde bu sayı arttı. Son birkaç gün içerisinde ise artış hızlandı.Sağlık Bakanı Fahrattin Koca, günlük bilgileri gece yarısına doğru paylaşıyor.Perşembe’yi Cumaya bağlayan gece yarısına doğru yaptığı açıklamada 1981 test yapıldığını, bu testlerden 168 kişinin testinin pozitif çıktığını duyurmuştu.Testlerle ilgili herkesin aklında birçok soru olduğu biliniyor.
Bu sorulardan kendi aklıma gelenleri Sağlık Bakanlığı kaynaklarına sordum.
Aldığım cevapları sizlerle paylaşayım:

Korona testlerinin yapılıp yapılmayacağına, isteğe göre değil, şüphe ve semptomlara bakılarak karar veriliyor.
Bu durumda önceki gece için (perşembe 23.54) Bakan Koca’nın duyurduğu 1981 testin bu şekilde yani şüpheli durum ve semptomlara göre yapıldığı söylenebilir.
Türkiye’de Güney Kore, Singapur gibi ülkelerde olduğu gibi neden çok fazla test yapılmadı sorusunun cevabı da biraz bu durumla ilişkili.
Virüsün Türkiye topraklarına geç girmesi.
Test için imkanlar yetersiz miydi? Hayır değildi.
Ancak, koronanın semptomları arasında sayılan, öksürük, boğaz ağrısı, nefes güçlüğü, yüksek ateş gibi şikayetlere dayalı vakalar bir süre öncesine kadar düşük seviyelerde olunca, test oranları da düşük seviyelerde kaldı.
Bakanlık kaynakları, o süre zarfında, yani virüsün Türkiye topraklarında yaygınlaşmaya başlamasından önceki dönemde ‘tanı kitinin’ yurtdışından gelenler için gerekli görülen bütün durumlarda kullanıldığını dile getiriyor.
Yurtdışından gelip de şüpheli görülen herkese test uygulanmış.
Bu uygulamanın virüsün Türkiye’ye geç gelmesine önemli bir katkı sunduğu söylenebilir.
Diğer yandan, gelinen nokta itibarıyla virüsün Türkiye’de de ciddi bir yayılma gösterdiği, rakamların geometrik şekilde artmaya başlamasından anlaşılıyor.
Yani artık test ihtiyacı artacak.
Sağlık Bakanı Koca, Perşembe günü Meclis’te yaptığı açıklamada önümüzdeki günlerde günlük test kapasitesinin 10 bine 15 bine kadar çıkarılacağını açıkladı.
Bu açıklama Türkiye’nin şu an için ufukta görünebilen muhtemel senaryolara dönük olarak, ihtiyaçları karşılayacak test kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor.
İki tür tanı kiti var.
Biri Çin’den ithal edildi ve 15 dakika gibi bir sürede sonuç verebiliyor.
Bu tanı kitlerinin 81 ile dağıtımı yapılıyor.
Bir de Bakan Koca’nın sözünü ettiği, yerli tanı kiti var.
75/90 dakika arasında sonuç veren, yüzde 99,6 oranında doğruluk payı olan yerli kitlerden söz ediyoruz.

Kötü haber: Virüsün bütün özellikleri hala bilinmiyor

Bütün bu bilgiler bize ne anlatıyor?

Türkiye’nin ihtiyaca göre korona testi yapma anlamında şu an için bir kapasite sorunu bulunmuyor.

Ne kadar test ihtiyacı varsa, yapıldı, bundan sonra da yapılacak.

Ama asıl önemlisi test aşamasına gelmeden önce korunabilmek.

Bunun yolu da insanların olabildiğince çok daha fazla evde kalmalarından geçiyor.

Korona ile ilgili bilinen bazı semptomlar olsa da, bu hastalığın henüz keşfedilmemiş yönleri de bulunuyor.

Şu kadarını söyleyeyim:

Virüsün çıkış yeri olan Çin’den gelen veriler üzerinde kuşku bulutları var.

Kapalı bir ülke oldukları için, verileri şeffaf ve güvenilir şekilde paylaşıp paylaşmadıkları kesin değil.

Sağlık Bakanı Koca Meclis konuşmasında koronadan söz ederken “Biz bunu yeni tanıyoruz. Başta pozitif olup, üç gün sonra negatif olan, yedi gün sonra pozitif olan vakamız da var. Biz bunu yeni tanıyoruz.” dedi.

Kabul edelim ki bu kötü bir haber.

Koronanın bazı özelliklerinin yeni yeni bilinmeye başlanmasından söz ediyorum.

Devlet, sağlık çalışanları, ilgili kurumlar kendi görevlerini fedakarca yapmaya çalışıyor.

Ancak burada asıl görev topluma düşüyor.

Böyle zamanlarda bireysel sorumluluklar devreye girmediği sürece hiçbir devlet imkanı böyle bir salgını durduramaz.

Durdurmanın, sınırlamanın yolu da belli.

Zorunlu gerekçeler olmadığı sürece herkesin evinde kalması. 

Yeni Şafak/Mehmet Acet

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bir Japon neden İslam’ı seçer (2) Temel Abi, 28 Şubat’ı gerçekten yaşadı mı? Dünyada şu anda en fazla saldırı alan ülkeyiz Oruç tutmadıklarını Halk TV’de ifşa ettiler