ABD ve İngiltere’nin Putin’i durdurmak için gündeme getirdiği Rusya’yı SWIFT (Bankalararası Finansal Telekomünikasyon Derneği) sisteminden çıkarma talebi, sanıldığı kadar kolay kullanılacak bir kart değil.
Uluslararası para transferini sağlayan SWIFT sistemi, 1973 yılında Belçika merkezli olarak kurulsa da bugün 200’den fazla ülke tarafından kullanılıyor. Bankacılık endüstrisinin küresel para trafiğinin yapıldığı sistemde günde ortalama 42 milyon işlem yapılıyor.
ÜÇ NUMARALI YÖNETİCİ RUS
11 binden fazla finansal kurumun birbiriyle yaptığı para transferine aracılık eden SWIFT finansal sisteminin yönetimi, kullanıcı ülkelerin işlem yapma sıklığına bağlı olarak şekilleniyor. Sistemde en çok para trafiğine sahip ilk altı ülkeden ikişer üye ile temsil ediliyor. İlk altıdan sonraki on ülke ise birer üye verebiliyor.
Geriye kalan üç üye ise ülkelerin oluşturduğu grupların önerisiyle seçiliyor. SWIFT Direktörler Kurulu’nun 25 üyesi kendi aralarında başkan seçiyor. ABD temsilcisi Yawar Shah’ın başkanlığını yaptığı Direktörler Kurulu’nun üç numaralı ismi Rusya’dan Eddie Astanin.
RUSYA’YI SİSTEMDEN ÇIKARMAK ZOR
ABD, İngiltere, İsviçre, Fransa ve Belçika’nın ikişer kişiyle temsil edildiği kurulda, Rusya, İspanya, Güney Afrika, Singapur, Çin, İtalya, İsveç, Lüksemburg, Kanada, Avustralya, Almanya, Japonya ve Hong Kong’un birer temsilcisi var. Bu denli çeşitli bir dağılımın olduğu sistemi Rusya’ya karşı kullanmanın zorluğu dikkat çekiyor.
SWIFT kartını kullanmaya karar verilse bile, bu adımın Rusya üzerindeki caydırıcı etkisinin kısa vadede görülmeyeceği belirtiliyor. Bu gerçeğin farkında olan Avrupa ABD makamları, hem sistemin güvenirliğini sarsacakları hem de küresel ticareti çıkmaz bir sokağa iteceklerini bildikleri için SWIFT kartını kullanmayı masada tutsalar da kullanamayacakları konuşuluyor.