Yazar Abdurrahman Dilipak, Lozan’ın 96’ıncı yıldönümü vesilesiyle yeniakit.com.tr’ye dikkat çeken açıklamalarda bulundu.“Bize gerçekler sunulmuyor”“Lozan tarihimizdeki en büyük zaferdir” söylemlerinin bir hamasetten öteye gitmediğine dikkat çeken Abdurrahman Dilipak, “Tarih övgü ya da sövgü kitabı değildir. Gerçek herkes için en iyi olandır, ama bize gerçekler sunulmuyor. Tarih, geçmiş algısı ve gelecek tasavvurunu yönlendirmek adına manipüle ediliyor.” şeklinde konuştu.
Dilipak, Taksim’deki anıta böyle dikkat çekti!Lozan’a giderken 600 yıllık bir çınar olan Osmanlı’nın yıkıldığına işaret eden Abdurrahman Dilipak, şöyle konuştu:
“Gerçeğin anlaşılması isteniyorsa, Lozan öncesine ve Lozan sonrasına bakmak gerekiyor. Lozan’ın 96’ıncı yılında ‘Zafer mi, Hezimet mi’ diye tartışılması bana göre oldukça manidardır. Çanakkale’yi, Kurtuluş Savaşı’nı bugün konuşuyoruz, tartışıyoruz. Taksim anıtındaki işgal kuvvetleri komutanının heykelini sokaktaki insanlar bilmiyor. Taksim’de 81 yıldır meydanı süsleyen meşhur Taksim Anıtının parasını bir İtalyan Bankası ve Nestle şirketi neden vermiştir? Bu anıtı bir İtalyan heykeltraşa yaptırılması ve mermerin İtalya’dan neden getirildiği sorgulanmalıdır. O anıtta başörtülü bir kadının başı öne eğik ve mahzundur, başı açık kadın mutlu ve göklere bakmaktadır.”
“Gizli Lozan protokolleri’ iddiası hangi gerçeklerden kaynaklanıyor?”
Lozan’a ilişkin birçok gizemli konunun olduğunu belirten Abdurrahman Dilipak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Mesela neden Anadolu coğrafyasındaki ilk Konfederatif, başkanlıkla yönetilen, ordusu, parası, anayasası olan bir Cumhuriyetten hiç söz edilmez. Hatay, Batı Trakya Türk Cumhuriyetlerini biliriz de, sınırı bugünkü 4 ülkeye yayılmış Kars İslam Cumhuriyetini bilmeyiz. Ama 3540 kişi ile toplanan Erzurum, Sivas kongrelerini biliriz. 1919 Nisanında İngilizler tarafından yıkılan bir İslam Cumhuriyeti var, ama çoğu kimse bilmez: Kars İslam Cumhuriyeti. Bunları bilmeden Lozanı anlayamayız. Lozanı anlamak isteyenler sadece İnönünün anlattıklarına, resmi tarihe bakarlarsa gerçeğin bütününü anlayamazlar. Kazım Karabekir’in hatıralarını da okumak gerek, Lozan’ın murahhası Rıza Nur’un hatıralarını da.. O zaman 1. İnönü savaşının hakikatini de, Taksim anıtındaki Rus generalin ve İşgalci İngilizlerin, Sakarya meydan muharebesi öncesi bize silah ve para yardımının sebebini de anlayacağız. Yunanlıların nasıl geldikleri gibi gittiklerini de! Lozan sonrası yapılan imtiyaz sözleşmelerini ve ‘Gizli Lozan’ protokolleri iddiasının hangi gerçeklerden kaynaklandığını da! Lozan zafer mi, hezmimet mi? Ya da Çanakkale öncesi ve sonrası, yani Lozan’dan önce mütareke sonrası sınırlara ve uygulamalara bakın ne demek istediğimi anlarsınız.