Eee? Ne olacakmış bu müzenin içinde?
"Yöre kültürü" sergilenecekmiş, yani bir etnografya müzesi.
Ayrıca, "Atatürk ve ailesinin hayatı" anlatılacakmış.
Elde görüntü olmadığına göre herhalde o da "sembolik" olarak anlatılacak. Acaba kızkardeşi Makbule'yle birlikte çiftlikte kargaları kovalarken "temsili resmini" mi koyacaklar? Zaten "canlandırma yoluyla" diyorlar, başka ne yapsınlar?
Atatürk'ün çocukluğuna dair hiçbir görüntü yok. En erken görüntüsü 1903 yılında "kurmay okulu öğrencisiyken" çekilmiş bir fotoğraf.
Zübeyde Hanım'ın da, yaşlılığında, son yıllarında çekilmiş bir tek resmi var.
Ali Rıza Efendi'nin de gerçek görüntüsü yok. Herkesin pek iyi bildiği, bütün ilkokul çocuklarının kafasına kazınmış o fotoğraf sahtedir!
Selanik taburlarından birinin 1876'da çekilmiş toplu fotoğrafından "yakışıklı" bir adam seçmişler, Ali Rıza Efendi diye sallamışlar.
Hatta Atatürk bakmış bakmış da, "bu bizim peder değil" deyivermiş!
Tarihi gerçek ne yazık ki budur.
Görüntü yok, peki "somut malzeme" var mı? Yok. Zıbını, patiği, gömleği, oyuncağı, kalemi defteri falan? Yok. Malzeme yok, peki bilgi var mı? Tek tük... Bölük pörçük...
Ali Rıza Efendi'nin gümrük memurluğundan istifa ettikten sonra "kereste ticaretiyle iştigal ettiğini" de temsili olarak gösterecek misiniz?
Acaba bu müzede, Ali Rıza Efendi'nin zamansız ölümünden sonra Zübeyde Hanım'ın evlendiği, ikinci kocası, Atatürk'ün üvey babası Ragıp Bey de olacak mıdır?
Atatürk'ün üvey ağabeyi Ömer de bulunacak mıdır?
Ragıp Bey'in yeğeni, kardeşinin kızı ünlü Fikriye'nin resmi var elimizde, ama onun bile yer alacağını sanmıyoruz.
Eee? Bunlar olmayacaksa Atatürk'ün çocukluğundan ne olacaktır acaba o müzenin içinde?
Makbule Hanım'ın otuzlu yıllarda çekilmiş orta yaşlılık fotoğrafını koyarsınız, idare eder canım...
Peki, Atatürk'ün bir üvey babaya tahammül edemediğini, annesine de çok öfkeli olduğu için evden kaçıp Manastır'da askeri okula yazıldığını da anlatacak mısınız canlandırma yoluyla?
Ne ilgisi var? Bir kere o köyde, o evde değil, Selanik'te oturuyorlardı.
Bugün "Atatürk'ün evi" diye yutturulan Ayios Dhimitrios Caddesi'ndeki ünlü evde de değil, onun arkasında, daha küçük bir müştemilatta! Fiyakalı görünsün diye o ev değil, onun önündeki "daha hallice" ev seçilmiş, resmi tarihe kaydedilmiş...
Şurada ne güzel palavralarla yuvarlanıp gidiyordunuz... Size ezberletilen yalanları papağan gibi yinelemenin gevşek rahatlığı içinde...
Fakat gerçeğin, günün birinde mutlaka ortaya çıkmak gibi pis bir huyu vardır!