At kaymakamın yolladığı listeyi çöpe, yap İş Bankası çalışanını başkan!

Kimse kanun maddeleri ile konuşarak hava atan sözde hukukçular karşısında ezikliğe kapılmasın..“Ben hukuktan hiç anlamam ki..” demesin..“Hukuk üzerine hiçbir eğitimim yok, nasıl kanaat sahibi olabilirim ki” demesin..Hukukçu oldukları halde, “Seçim mi? Seçim hukuku bambaşka bir hukuk dalı güzelim.. Pratiği de hemen hemen yok gibi.. İki senede seçim olacak da..

 Bir ihtilaf yaşanacak da.. O da zaten 12 aylık süreçte, biz kanunu karıştırırken, sonuca bağlanıp bitiyor.. Seçim hukuku ile hiç işim olmaz” diyenlerin oluşturdukları algıya hiç kapılmayın..

Açalım kanunu, okuyalım..

Göreceksiniz, hukukçu olmaya.. Süslü cümleler kurmaya.. Edebiyat patlatmaya hiç gerek yok..

Kanunda olaylar açık açık anlatılmış.

Yeter ki..

Anlamamak için ısrar etmeyin..

**

Konuyu “kanun maddelerine boğmama” yaklaşımımızı, sadece ve sadece, merak edenlerin, test amacı ile düzenlemeyi  açıp bakabilmeleri için, kanun başlığını vererek delelim. 

Bakılması gereken kaynak kanun şu:

298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun..

Konumuz; İstanbul seçimleri yenilenir mi, yenilenmez mi?

Bu konuda bir sonuca varmamız için.. Şikayetlerin en yoğun dile getirildiği sandık başkanı ve kamu görevlisi bir üyesinden başlayalım.. 

Olması gereken ne?

Günümüz türkçesi ile, kanundan birebir aktarıyorum: 

“Sandık kurulu başkanının belirlenmesi” anlaşılmayan, sekiz türkçe kelime ile ifade edilen, birden fazla anlama gelen bir kelime var mı?

Yok..

Sandık kurulu başkanı, bakalım nasıl belirlenecekmiş: 

“İlçede görev yapan tüm kamu görevlilerinin listesi, mülki idare amiri tarafından yerleşim yeri adresleri esas alınmak suretiyle ilgili ilçe seçim kurulu başkanlıklarına gönderilir. İlçe seçim kurulu başkanı, bu kamu görevlileri arasından ihtiyaç duyulan sandık kurulu başkanı sayısının iki katı kamu görevlisini ad çekme suretiyle tespit eder ve bu kişiler arasından mani hali bulunmayanları sandık kurulu başkanı olarak belirler.”

Biriki izahı gereken kelime var ama..

Siz takılmayın..

Kasılmayın..

Kanun diyor ki..

Kaymakam, ilçedeki tüm kamu görevlilerinin listesini, (devletten maaş alan öğretmenden tutun, imama, doktora kadar hepsini..  Bir liste yapar, ilçedeki seçim kurulu’na yollar. Onlar da.. O listeden kura çekerek bir sandık başkanı, bir de üyeyi, ilaveten yedeklerini belirler..

Bunda anlaşılmayacak, kafa karışıklığı oluşturacak, “Acaba ne denilmek isteniyor” diye tereddüt edilecek bir şey var mı?

Bence yok..

Peki..

AK Parti’nin itirazında da belirtildiği üzere, İstanbul’daki ilçe seçim kurulları ne yapmışlar?

Özellikle Maltepe’deki İlçe Seçim kurulu Başkanı Abdullatif Tüzün bey, ne yapmış?

“Aaaa. kaymakam bey liste mi yollamış.. At kızım onların hepsini çöpe.. Biz İş Bankası’nı tanırız, biliriz.. Ordan isteriz sandık başkanlarını..”

İstemiş de..

Kaymakamın yolladığı listeyi çöpe atıp..

Kamu görevlileri yerine..

İş Bankası görevlilerine sandık başkanlığını emanet etmiş..

Bu mümkün mü?

Kanunun neresinde, buna izin var?

Hiçbir yerinde..

Birileri kafayı çıkarıp, hemen itiraz edecek.. Maddenin devamında da, şu yazılı diyecekler:

“Sandık kurulu başkanının göreve gelmemesi halinde, kamu görevlileri arasından belirlenen üye, bu üyenin de bulunmaması durumunda en yaşlı üye kurula başkanlık eder.”

Tamam, ne güzel işte..

Aslı da kamu görevlisi olacak.. Yedeği de kamu görevlisi olacak..

İkisi de mi olmadı..

İş Bankası’nın veznedarı değil, sandıkta görevli en yaşlı üye, başkan olacak..

Var mı anlaşılmayan bir şey?

Ben göremiyorum..

Gören varsa, bir gözlükçüye lütfen..

Gördüğü gerçek değil, halüsinasyon çünkü..

**

Bir çıkış kapıları daha var..

Onu da aktarayım..

Ve yapılması muhtemel, geçmişe dönük sahte tutanaklar için YSK’yı ve yetkilileri uyaralım..

Sandık başkanları için kural bitti.

Şimdi geldik, sandık kurulu üyeliklerine..

Onu da, 23. madde düzenliyor. CHP’lilerin balıklama atladıkları fıkra, maddenin en sonunda yer alıyor:

“Üyeliklerin bu şekilde doldurulması mümkün olmazsa, eksikler, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından, o çevrede bulunan ve sandık kurulunda görev verilmesinde sakınca olmayan kimselerden doldurulur.”

Yani?

Yanisi şu..

Sandık başkanı mutlaka ve mutlaka kamu görevlisi olacak ama..

Kamu görevlilerinden seçilecek bir üyede, kanun birazcık esnek davranmış..

Olur ya..

Dağın başında bir sandık vardır..

Mezrada.. Küçük bir yerleşim biriminde..

Kamu görevlisi bulmakta sıkıntı vardır..

O takdirde, ilçe seçim kurulu başkanı bir tutanak tutacak..

“Kaymakam beyin gönderdiği listeden bu sandıkta görev yapacak üye kalmadı.. Bu sebeble, İş Bankası veznedarı Deniz hanımın üye olarak görevlendirilmesine” diyecek..

Düzenleme bunu gerektiriyor..

YSK da, bu tutanakları ve sandık başkanlarının kanuna rağmen, niçin banka çalışanlarından seçildiğinin izahını seçim kurullarından istedi..

Kanuni düzenleme böyle iken. YSK da, kanuni düzenlemedeki emirlere uygun hareket edilmiş mi, edilmemiş mi araştırırken..

Bundan kim rahatsızlık duyar?

Hırsızlar rahatsızlık duyar..

Oyları çalanlar..

Seçim sonuçlarına müdahale edenler rahatsız olurlar..

“Hırsızlığımız ortaya çıkacak.. Aman, bu işi fazla kurcalamasınlar, bir an önce kapatsınlar” diye boncuk boncuk terleyenler rahatsız olurlar..

Nitekim, rahatsız oldukları için de..

“1 Mayıs’ı, 3 Mayıs’ı yok. Hemen kapatın şu dosyayı” diye, YSK’ya talimat vermeye kalkıyorlar..

Hop beyler..

Nerde o yoğurdun bolluğu?..

Yaptıysanız bir hırsızlık..

Hesabını vereceksiniz..

Yapmadı iseniz..

Kaymakamın yolladığı kamu görevlilerinin listesini yırtıp çöpe atmak, kanuna uygun bir davranış ise..

Sandık başkanlarının, İş Bankası veznedarlarından seçmenizde bir sıkıntı yok ise.. 

YSK da, “bunlar kanuna uygun” diyecek..

Telaşlanmayın..

Heyecanlanmayın..

Panik yapmayın..

Ali Karahasanoğlu/Yeniakit