AK Parti'den ayrılan isimleri takip ediyorsunuzdur. Kendi adıma söyleyeyim, dinledikçe onlar adına ben utanıyorum.Kafalarındaki "Ahmak Millet" düşüncesinden yola çıkarak halkı bildiğiniz aptal yerine koyuyorlar. Ali Babacan çıkıyor, "Ekonomideki sıkıntılarla benim bir ilgim alakam yok. Benim zamanımda her şey güllük gülistanlıktı.
Ben ayrıldıktan sonra tarumar ettiler" diyor.Ahmet Davutoğlu, "Benim Dışişleri Bakanlığım döneminde dünya ile ilişkilerimiz çok iyiydi. Başbakanlığım döneminde ülkenin durumu harikulade durumdaydı. Ben ayrıldıktan sonra her şeyi berbat ettiler" diyor.
Hele hele Suriye konusunda söyledikleri yok mu?
Abdullah Gül'ün deyimiyle insan gerçekten hayret ediyor. Suriye konusunda stratejik derinlikli önerilerde bulunan o değilmiş gibi, Beşar Esad'ı Türkiye'ye düşman hâline getiren o değilmiş gibi kenara çekiliyor, "Ne yaptıysa Erdoğan yaptı" demeye getiriyor.
Abdullah Gül demişken...
Beyefendi de önceki gün kendine yakın bulduğu Karar gazetesine söyleşi verdi. Kendi döneminde ülkenin aleyhine işlenen bütün suçları, kutsal ilan etti.
Gezi mi?
Gurur duyuyormuş.
Darbe girişimi mi?
Bunun cevabını daha önce de vermiş, "Ülkede antidemokratik yöntemler belirirse darbe olma ihtimali olur. Herkes kapısının önünü temizlemeli" demişti.
E, AK Parti döneminde milletvekilliği ve dahi bakanlık yapan isimlere bakıyorsunuz. Onlar da sanki AK Parti'de hiç siyaset yapmamış gibi konuşuyor.
FETÖ mü?
Düne kadar “Fetullah Gülen Hocaefendi, yüksek zatı şahaneleri" diyen onlar değilmiş gibi, "FETÖ konusunda çok yanlışlar yapıldı. Bunların düzeltilmesi ve hatta Erdoğan'ın da bu hususta hesap vermesi gerektiğini" salık veriyorlar.
Sadece onlar değil tabii ki...
AK Parti'de yeniden görev alamadıkları için karşı cepheye geçen il ve ilçe başkanları ile belediye başkanları da çıkmış Erdoğan'ı suçluyor.
Affınıza sığınarak bu isimlerin tamamına iki soru sorup kenara çekileceğim.
Yahu siz AK Parti'de bostan korkuluğu değildiniz ki kardeşim. İl başkanlığı, ilçe başkanlığı, belediye başkanlığı, milletvekilliği, bakanlık, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı gibi önemli makamlarda görev yaptınız.
Pardon da...
Sizi ilgilendiren bütün bu kritik kararları Erdoğan alırken siz ne iş yapıyordunuz? Öyle işe yaramazlar gibi yan gelip yatıyor muydunuz yani? Erdoğan bu kararları alırken niye o koltuklarda oturmaya devam ettiniz?
Niye o koltuklara yeniden ve yeniden aday oldunuz?
Öyle ya...
Yetki sizde olmadığına, karar mercii siz olmadığınıza göre niye tekrar o koltuklara aday oldunuz söyler misiniz?
Sizin söylediklerinizden yola çıkarsak ortaya şu sonuç çıkıyor.
Bütün kararları Erdoğan aldığına göre siz bu ülke için taş üstüne taş koymamış, öyle yan gelip yatmışsınız.
Ekonomideki 17 yıllık muhteşem döneme sizin hiçbir katkınız olmamış. Savunma sanayinde ve ulaşımda gerçekleşen hiçbir projeye katkınız olmamış. Erdoğan iyisiyle kötüsüyle yapacağını yapmış. Yani o çalışmış ve siz öylece izlemişsiniz.
Yanlışım varsa düzeltin.
Kamuoyuna, "Biz bunları şunları yaptık ve bunları Erdoğan'a rağmen yaptık" deyiverin de biz de bilelim.
Yoksa...
Yoksa bir gün nasılsa Erdoğan gidecek diyerek bugünlere hazırlık yapmakla mı geçti siyasi ömrünüz.
Galiba öyle...
Daha o dönemde kendi medyanızı, kendinizle beraber götüreceğiniz siyasetçilerinizi belirlediğinize göre...
Şimdilerde HDP'ye göz kırpma, CHP ile nikâh kıyma çabalarına giriştiğinize göre...
Siz Erdoğan'ın size sunduğu makamlarda otururken sadece tek bir şeyi hesaplamışsınız...
Bugünlerde yaptığınız ihanetin hesabını yapmışsınız!.
Süleyman Özışık/Türkiye Gazetesi