Atatürk’ün eşi Latife Hanım’ın 21 Şubat 1926 tarihli Boston Sunday Advertiser gazetesinde yayınlanan mektubunu Türkçeye çevirerek yayınlayan Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Armağan’a 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Armağan, “Bizim yaptığımız sadece Latife Hanım’ın mektubunu Türkçe yayınlamak. Dolayısıyla gerçekte mahkum edilen Atatürk’ün eşi Latife Hanım oldu” dedi.
Mustafa Kemal Atatürk’ün eşi Latife Hanım’ın bir mektubunu Mayıs 2017 tarihli kapağına taşıyan Derin Tarih Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Armağan’a 5816 sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu'nu ihlal ettiği gerekçesiyle 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Aslında Latife Hanım'ın yargılandığını söyleyen Armağan, "Bizim yaptığımız sadece Boston Sunday Advertiser gazetesinin 21 Şubat 1926 tarihli nüshasında çıkan haberi Türkçe'ye tercüme ederek yayımlamaktan ibaret. Gerçekte mahkum edilen Atatürk’ün eşi Latife Hanım oldu” dedi. Mustafa Armağan, Bakırköy Basın Savcılığı tarafından hakkında açılan soruşturma neticesinde verilen 1 yıl 3 ay hapis cezası hakkında konuştu.
TVNET KASITLI OLARAK HEDEF GÖSTERİLDİ
Kararın çeşitli medya organlarınca kasıtlı olarak TVNET’teki bir program için verilmiş gibi gösterilse de gerçeğin farklı olduğunu kaydeden Armağan, TVNET’teki “Derin Tarih” programının katılımcıları Yavuz Bahadıroğlu ve kendisi hakkında Bakırköy Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen takipsizlik kararı bulunduğunu hatırlattı. Davanın konusunun sadece Derin Tarih dergisinde Latife Hanım’ın mektubunun yayınlanması olduğunu ifade eden Armağan, “Fakat aslında Latife Hanım yargılandı. Bizim yaptığımız sadece ABD’de yayımlanan Boston Sunday Advertiser gazetesinin 21 Şubat 1926 tarihli nüshasında çıkan haberi Türkçe'ye tercüme ederek yayımlamaktan ibaret. Dergide yer alan ifadeler tamamen Latife Hanım’a ait. Dolayısıyla gerçekte mahkum edilen Armağan değil, Atatürk’ün eşi Latife Hanım oldu” ifadesini kullandı.
Latife Hanım
ALINTI SUÇ SAYILDI
Kararla birlikte dergide tarihi değere sahip bir mektubu orijinaline sadık kalarak yayımlamanın mahkemece suç sayılmış olduğunu da vurgulayan Armağan, savunmasında Lord Kinross’un Atatürk kitabı gibi metinleri sansürleyerek yayımlayanların değil, sansürlemeden yayımlayanların yargılanmasını hiç anlayamadığını söyledi. Armağan karar üzerine “Biz başkaları gibi belgeleri sansürleyerek, değiştirerek, kesip biçerek değil, olduğu gibi yayımladığımız için mahkum edildik. Bu Türkiye için bir şeref vesilesi değildir. Benim için ise ahirette işime yarayacak bir şeref madalyasıdır. Necip Fazıl’ı 2 yıllık hapis cezasıyla mezara sokan 5816 Sayılı Kanun'dan ceza almak ödüllerin en büyüğüdür" diye konuştu.
GARİP AÇIKLAMA
Armağan’ı 1 yıl 3 aya mahkum eden hakim, duruşmanın ardından garip bir açıklamada bulundu. Hakimin “Bıçak sırtı gibi bir konumdaydı davanız, yan salondaki mahkeme size rahatlıkla beraat verebilirdi ama ben tercihimi cezalandırılmanız yönünde kullandım” yönündeki ifadeleri izleyicilerde şaşkınlık oluşturdu. Öte yandan cezanın ertelenme hakkının kendisinde olmasına rağmen bu haktan yararlanmak istemeyen Armağan “Ben suçsuzum, yanlış bir şey yaptığıma inanmıyorum ve bu hakkı kullanmayı reddediyorum” diyerek beraatını istedi. Armağan hakkında verilen hapis cezası bir ara karar niteliği taşıyor. Öte yandan Armağan’ın hapis yatması söz konusu değil. Denetimli serbestlikten yararlanacak.
Verilen ceza ağır
Mustafa Armağan’a verilen ceza ile ilgili açıklamada bulunan Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan, bilim insanlarının şiddete başvurmadan, hakaret etmeden kendi görüşlerini açıklama hakkı bulunduğunu söyledi. Burhan “Bu görüşler sarsıcı, rahatsız edici olsa bile, Mustafa Armağan’ın almış olduğu hapis cezası fikir ve ifade özgürlüğü bağlamında kabul edilemez. Medeniyetimize, tarihimize, düşün hayatımıza büyük katkı veren Armağan’a verilen cezayı ağır bulduğumuzu, üzüntü ile karşıladığımızı belirtmek isteriz” dedi.