Yukarıdaki en üst düzeydeki siyasilere yaranayım diye bir milletvekili, Allah'a küfrediyor ise, bunu mecliste yaparak kendi adına siyasi bir yatırım olarak değerlendiriyor ise, kendilerine atfen bu hakareti yapmış olduğu en üst düzey o siyasi zevatın Allah dendiği vakit pozisyonları neydi? Bunlar Müslüman mıydı? Değilse de, Allah düşmanı mı da değil miydi? Yoksa din düşmanı mı değil miydi?
Allah'a küfredenin ortaya koyduğunu, üst düzey siyasetçilerin tespiti mi daha isabetli yoksa 80 sene sonra sizin zanlınız mı isabetli? Rasih Kaplan'ın sonraki siyasi kariyeri Rasih Kaplan'ın bundan sonraki siyasi kariyerindeki çizgi nasıl takip etti? Mesela şöyle olsaydı, 1930 senesinde Rasih Kaplan mecliste herkesin içinde küfretti, haliyle bu duyuldu. Far edelim ki, bugün CHP sempatizanı bir kısım insanın zannettiği üzere ; "Bu son derece yanlış. Baştakiler ifade etmese bile Müslüman inancına sahip insanlar" olduklarını bir an için kabul edelim. Peki o zaman ne olurdu? 1931 senesinde genel seçim yapıldı.
Rasih Kaplan mebus gösterilmez, siyasi hayatı bitmiş olurdu. Ama 1950'ye kadar milletvekili olarak kaldı. Rasih Kaplan'ın demek ki yatırımı isabetliydi. 1950 seçimlerinde olamadı, çünkü partisi yıkıldı. Karşılığını aldı. Paralel yapının CHP'nin din düşmanlığı ile savaşı 17 senelik aralarında bulundum. F. Gülen kendi babaannesini anlatmıştır. Munise Hanım. Demiştir ki; "Ben çocukluğumda, gençliğimde, Erzurum'dan ayrılıncaya kadar Allah'ın bir lütfu olarak, onlarca alimle, şeyhle, Allah sevgisi olanlarla oturdum.
Onlardan ciddi İslami eğitim aldım. Ama onların toplamından aldığımın daha fazlasını kendi babaannemden Munise Hanım'dan aldım. Ben ondan Allah'ı sevmeyi, Allah'ı saygı duymayı öğrendim. O öyle birisiydi ki evde biri onun işitebileceği şekilde 'Allah' lafını heyecanlı, kuvvetli, vurgulu bir şekilde ağzından kaçırırsa yirmi dört saat ağlar durmazdı." F.Gülen'in iç dünyasında, ruhunda da 'Allah' dendi mi özel bir yere sahip.
Onun müritlerinin de öyle olması lazım, teorik çerçeve bu. Hiçbir paralel yapı mensubu bunu inkar edemez.Paralelcilerin Allah sevgisini görelim 17 Aralık süreci içerisinde, çeşitli Ak Partili üst düzey isimler mesela bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi, ona eleştiriler yönelttiler. Bu eleştirilerin bir kısmı başta F.Gülen olmak üzere bazıları tarafından hakaret olarak algılandı. Mesela, 'alim müsvettesi' dendi. Karşı taraf bunu saygısızlık değerlendirdi. Peki bunlar aktif, hezeyanla bunlara tepki gösterdiler mi? Allah'ınıza ana avrat küfredildi.
Ne yaptınız? Ne yapıyorsunuz? Bana şu dakikaya kadar, "Bunların tarihte yaşandığını bilmiyorduk" derseler inanırım, anlarım. Paralel yapılanmaya mensup, onların dümen soyundan olan, yani en başta Allah dendiği vakit, gözlerinin yaşı kuruyacak, mangalda kül bırakmayan bu insanlar şu andan itibaren tarihte böyle bir olay yaşandığını öğrendiler. Mazeret bitti. Bundan sonra da hocanıza 'alim müsvettesi' dendiği vakit ortaya koyduğunuz tavrın yarısını sizin açık açık Allah'ınıza küfreden bir siyasi yapıya, felsefi düşünceye gösterecek misiniz? Müslümanlığınızı anlayalım.
KANALAHABER.COM/ÖZEL İÇERİKEylül 2014