DHKP/C terör örgütüne mensup iki teröristin geçtiğimiz hafta içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir Meclis çalışanını hedef alan rehin alma eylemi güvenlik güçlerince engellenmişti. Biri erkek diğeri kadın olan teröristlerin üst aramalarında bomba düzeneği süsü verilmiş siyah kutu ve uç kısmına kesici cisim bantlanmış kurşun kalem bulundu..
TBMM’ye saldırı girişimleri son anda engellenen DHKPC’li 2 teröristten erkek olan Mulla Zincir’in olaydan 23 saat önce CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ile makamında görüştüğü, milletvekilinin açıklamalarına göre bu görüşmenin 5 veya 7,5 dakika sürdüğü pasaport ve yurt dışı yasağı konusunda kendisinden yardım istendiği açıklanmıştı. Tanal diğer kadın terörist Eylem Yücel’i hiç görmediğini bu kişileri daha önceden tanımadığını da belirtmişti. Bir iddiaya göre İçeride bir buçuk saat kalan Zincir’in, daha sonra kapıya tekrar gidip, bu sefer Yücel’i de içeriye sokmaya çalıştığı kaydedildi. Bankoda, giriş yasağı olduğu için Meclis’e giremeyeceği ortaya çıkınca memuru ellerindeki kesici aletle yaralayıp rehin almaya çalışan eylemcileri, diğer polislerin olaya müdahale ederek etkisiz hale getirildiği anlaşılmıştı. Güvenlik güçleri soruşturmayı derinleştirerek 2 teröristin bağlantılarını mercek altına aldı. HTS kayıtları örgüt hücresinde başka terörist olup olmadığı, emri kimden aldığı gibi tüm detaylar ayrıntısıyla inceleniyor. Ulusal bir gazetede yer alan iddiaya göre: ’’CHP Milletvekili Mahmut Tanal’la TBMM’de pazarlığa oturan teröristler, yurtdışına kaçmak için yardım istedi. Yerel seçimlerde CHP için çalışan eli kanlı örgütlerden birisi de DHKPC olarak dikkat çekmişti. Türkiye ekonomisine büyük zarar veren Gezi kalkışmasında başrollerden birini üstlenen, FETÖ örgütüne her fırsatta kalkan olan CHP’li vekil Tanal, zor duruma düşen DHKPC’lerin ilk aradığı isim olarak biliniyor. Teröristlerin gözdesi olan Tanal’ın TBMM’de suç dosyası kabarık DHKPC’li bir isme randevu vermişti. Aralarında nasıl bir yakınlık varsa teröristler Tanal’dan Fransa’ya kaçmak için yardım istedi. CHP’li vekil ise daha sonra hedef saptırarak kendisinin hedef olduğunu ve rehin alınmaktan kurtulduğunu ileri sürmüştü.’’
İçişleri Bakanı Soylu’nun, CHP Milletvekili Tanal’ın düzenlediği basın toplantısında ‘’Asıl hedef bendim’’ açıklamasına verdiği cevap oldukça ilginçti doğrusu. ‘’Esas hedef bendim’ diye bir değerlendirme yapması boş bir kelamdır. Buna saf bir şekilde bakarsan; ‘Bir milletvekili herkes ile görüşebilir.’ Başka türlü bakarsan, bunlar kullanılmaya müsait adamlar ararlar, görüşme açığı olan adamlar ararlar. Buna ait de kendilerine hedef gösterirler.’’
CHP İLE DHKP/C ARASINDA ORGANİK BİR İLİŞKİ Mİ VAR
7 Haziran 2015 genel seçimleri nedeniyle seçime katılan siyasi partiler aday listelerini YSK’ya bildirmişlerdi. DHKPC terör örgütü ile organik bağ içinde bulunan, Grup Yorum’un eski solisti Hilmi Yarayıcı, CHP tarafından 2011 genel seçimlerinde Hatay’da 7. sıradan aday gösterilmiş sıralamayı beğenmediği için istifa etmişti. Bu kez 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde Yarayıcı’nın Hatay CHP listesinde 1’inci sırada milletvekili adayı gösterilmesi, ve milletvekili seçilmesi Kılıçdaroğlu’nun iktidar ve güvenlik güçlerini hedef alan gayri milli açıklamalarının ardındaki esrar perdesinin aydınlanmasına vesile olmuştu. Ankara Dikmen Polisevi ve Emniyet Genel Müdürlüğü binalarına DHKP/C’li militanlarca yapılan çifte roketatarlı saldırılar sonrasında saldırıyı gerçekleştiren iki teröristin etkisiz hale getirilmesine Kılıçdaroğlu’nun tepkisi ’iğrenç bir tezgah‘ olmuştu. Savcı Mehmet Kiraz’ın odasını basan iki DHKP/C’li terörist, astıkları flamalarla ‘karargah evi’ne çevirdikleri odada talepleri gerçekleşmediği için şehit savcımızın vücudunu kesici aletle yaralamış, işkence müziği olarak da Grup Yorum’un parçalarını dinletmişti. Bugüne kadar DHKPC’ye insan ve para finansı sağlamakla suçlanan Grup Yorum bu hain saldırıdan sonra bir kez daha gündeme gelmişti. Daha önce defalarca Esed’e kayıtsız şartsız desteğini bildiren Grup Yorum, Esed diktatörlüğünü en açıktan savunan grup olarak biliniyor. EsedMuhaberat Grup Yorum ilişkisi şüphesiz Dursun Karataş’ın, 1994 yılında DHKPC ‘yi Şam’da kurması ve örgütün Şam’ın arka bahçesi olarak Muhaberat tarafından kullanılmasıyla yakından ilgili sanırım.
DHKP/C terör örgütünün TBMM’yi hedef alması şüphesiz öncelikle milli iradeye karşı yapılan bir saldırıdır. DHKP/C örgütüne destek veren Lavrion, Kinesa ve Dileysi kamplarında bu terörist grupları eğitip Türkiye’de siyasi istikrarsızlık yaratmak çabası içinde olan Yunanistan diğer bir taraftan Doğu Akdeniz’de enerji savaşlarında emperyalist güçlerle kurduğu ittifaklarla Türkiye’yi dışlamaya çalışıyor. Uzun zamandan beri büyük bir eylem yapamayan DHKP/C’nin uyandırılmasının asıl nedeni Doğu Akdeniz’de enerji savaşlarında Türkiye’yi etkisiz kılma amaçlıdır. Başta DEAŞ olmak üzere PKK ve FETÖ terör örgütlerinin de aynı amaçla ülkemiz üzerinde yeni bir terör dalgasına karşı tedbirli olmamız elzem vesselam.
Bülent Orakoğlu/YENİŞAFAK