Gizli yönetim merkezi, diğer Yahudi örgütlerinde olduğu gibi İsrail’dedir. Bilderberg’i yönlendirenler, hahamlar ve 33. dereceden Masonlar arasından seçilir. Grubun Yahudilerden oluşan 25 yönetici kadrosu, dünya hâkimiyetini gerçekleştirmeye yönelik emirleri hahamlardan alır.
Bu emirler, dünyanın pek çok yerinde önemli kariyerlere sahip üyeler sayesinde kolaylıkla uygulamaya geçirilir. Bilderberg birçok kaynakta “Dünya’nın Efendileri” şeklinde tanımlanır. Bilderberg Grubu’nun geçmişine ilişkin çok fazla kaynak bulma imkânı yoktur. Başvuru kaynaklarında, kurulduğu yer, tarih ve toplantılara katılan bazı önemli şahısların isminin dışında bir bilgi bulmak mümkün değildir. Kurulduğundan bu yana Bilderberg toplantılarının tamamı basına ve kamuoyuna gizli yapılmış, burada konuşulanlar hakkında hiç kimse bilgi sahibi olamamıştır. Bu toplantılara katılanlar,
Örgüt, siyaset, medya, gizli örgütler ve iş dünyasının ünlülerini bir araya getirir. Her yıl üç gün toplanır. Toplantılar sırasında konuların gizli kalacağına söz verilir. Görüşmelerden sonra yalnızca katılanlara özel bir rapor dağıtılır. Bu örgütle ilgili en detaylı bilgi İspanyol İstihbarat Örgütü’nün üst düzey yöneticisi Luis Gonzales Mata’nın kitabıdır. Dünyanın Gerçek Efendileri isimli kitap 1975 yılında Paris’te Bernard Grassed Yayınevi tarafından yayımlanmış fakat piyasadan toptan satın alınmış ve okuyucuya ulaşması engellenmiştir.
Bilderberg, Gizli Dünya Devleti’ni kurabilmek amacıyla ihtilaller düzenlemek, devletler kurmak veya yıkmak gibi çok önemli roller üstlenmiştir, İrlanda’nın Dublin şehrinde yayımlanan Newa Nation isimli dergi, Ocak 1964 tarihli sayısında Bilderberg Grup hakkında şu bilgileri vermektedir: “Bilderberg teşkilatı, Bir Dünya Devlet’i kurmak için B’nai B’rith tarikatı ve diğer gizli Siyonist teşkilatlarıyla gayet sıkı iş birliği yapmaktadır.”
Bilderberg’in dünya çapında, her büyük olayda etkisi vardır. Amacı dünya ekonomisini ve siyasetini Siyonizmin çıkarları doğrultusunda planlamaktır. Pek çok zengin ülke, Mason liderler önderliğinde başlatılan sözde bağımsızlık hareketleriyle sömürgecilikten kurtarılmış gibi gösterilmiştir. Daha sonra başa geçirilen Mason devlet başkanları aracılığıyla, bu ülkelerin servetlerinin sömürülmesi daha da artmıştır.