Auto-Created-3
25 Şubat 2020 ( 3904 izlenme )
Reklamlar

Erdoğan'ın 'İstanbul Sözleşmesi' çıkışı CHP'yi rahatsız etti! ‘Medeniyet düşmanları’

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin milletvekilleri ile yaptığı toplantıda “İstanbul Sözleşmesini yeniden gözden geçirmemiz gerek. Onunla ilgili bir çalışma yaptırıyoruz. İtirazları değerlendirerek konuyu masaya yatıracağız. Tekrar revize edilebilir.” dediği öğrenilmişti. Erdoğan’ın kamuoyunda büyük beğeni toplayan bu sözleri CHP’lileri rahatsız etti.


CHP Ankara Milletvekili ve TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyesi Gamze Taşcıer, Erdoğan’ın açıklamasının ardından tepki çekecek ifadeler kullandı. Taşçıer, İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesini isteyen kesimlerin gerçek niyetlerini gizleyerek, dindarlara karşı partisinin yaklaşık yüz yıldır sarıldığı ‘gericiler, yobazlar’ hakaretine sarıldı.

‘Şeriat yanlıları’ İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik ‘itirazlar var’ gerekçesinin asla geçerli bir neden olamayacağını savunan Taşçıer, bu sözleşmeye itirazı olanların gerici çevreler olduğunu iddia ederek, Erdoğan’ın bu hamlesini destekleyenleri Şeriat yanlıları olarak niteledi.

‘Medeniyet düşmanları’ Gazete Manifesto’daki habere göre Taşçıer, “Bu kişiler laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nden rahatsız olanlardır. Bu kişiler Anayasa’ya, medeni kanuna, her türlü hak ve özgürlüklere de karşıdır. Eğer bu çevreler dinlenecekse, bu şahısların medeniyete düşmanlıkları neticesinde karşı oldukları çağdaş kurallar tartışmaya açılacaksa, Anayasa ile temel hak ve özgürlüklerin de kaldırılması gerekir. Böyle bir mantık dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde işletilemez. Kadın hakları, kadın erkek eşitliği tartışmaya açılabilecek bir husus değildir. Keza ‘erken yaşta evlilik’ denilerek hafifletilmeye çalışılan konunun adı ‘çocuk istismarıdır’ ve çok ağır bir suçtur. İstanbul Sözleşmesi’nden ‘kurtularak’ çocukları istismar etmenin önü açılmak isteniyor. Bizler bunu asla ama asla kabul etmiyoruz.” dedi.

İstanbul Sözleşmesini istemeyenlerin amacı ne?
Gamze Taşçıer, İstanbul Sözleşmesini istemeyenlere yönelik tabii ki de rasyonel bir açıklama yapamadı. Taşçıer, sıkıştıkları zaman sarıldıkları, “Gericiler, yobazlar, medeniyet düşmanları, hak ve özgürlük karşıtları” şeklindeki hakaretleri yineledi.

Gamze Taşçıer her ne kadar görmek istemese de, son yüz yıldır Türkiye’nin kanayan yarası haline gelen batılı kanunlar nedeniyle yaşanan toplumsal çözülme İstanbul Sözleşmesi sonrası giderek hızlandı. Kadına yönelik şiddeti engelleyeceği iddia edilen sözleşme, kadın cinayetlerini katlayarak artırdı. Avrupa’da uygulanan kanunları, olduğu gibi Türkiye’de de uygulayarak sorunların aşılacağını zanneden zihniyet sözleşmeyi savunsa da; 2011 yılında 121 olan kadın cinayeti sayısı, sözleşmenin ardından 2012’de 210’a, 2013’te 237’ye, 2014’te 294’e, 2015’te 303’e, 2016’da 328’e 2018’de 440’a yükseldi.

İstanbul Sözleşmesi’nin, artık ‘aile’ diye bir kaygısı kalmayan Avrupa’da işe yaradığı söylenebilse de, Türkiye gibi bin yıllık kültüre sahip ve aileyi toplumun temel yapı taşı gören bir ülkede faydadan çok zarar getiriyor. Çünkü Avrupa ülkeleriyle Türkiye’nin; aileye bakış açısı, ekonomik durum, siyasi yapı, kültürel eğilimler, ahlaki normlar, hukuki yaklaşımlar, dini yapı, insanların psikolojik durumu  vb. gibi sosyolojik yapısını etkileyecek birçok etken aynı değil!.. Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesi’nin olduğu gibi uygulanması, Türkiye’de hem evlenme oranlarını düşürerek boşanmayı artırdı, hem de acı bir gerçek cinayet oranlarını yükseltti.

Gamze Taşçıer sözleşmeyi eleştirenleri ‘medeniyet düşmanı’ kabul etse de, medeniyetin ulaştığı ülkeler toplumlarının sosyolojik yapılarına göre kanunlar çıkarır. Bir kanunun, bir ülkede işe yaradığı için dünyanın tüm ülkelerinde de uygulanabileceğini düşünmez. Medeniyet budur. CHP’li bir milletvekilinin, Avrupa’da uygulanan her şeyi medeniyet ve çağdaşlık kabul etmesi pek şaşırtmasa da, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin idarecileri, muhalefetin söylemlerine bakmaksızın ussal adımlar atılacağının sinyalini verdi. İstanbul Sözleşmesi konusunda en uygun olan durum, Avrupai kuralların Türkiye’de aynen uygulanması değil, aile kurumunu ve toplumun yüz yıllara dayanan yapısını koruyacak bir düzenlemedir. Bununla birlikte, kadını gerçekten koruyan yasaların üretilmesidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda adımlar atılacağını söylemesi, CHP’lilere rağmen kamuoyunda büyük sevinçle karşılandı.

Yeniakit

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Kılıçdaroğlu Türk lirasını bitirmeye çalışanların sözcülüğüne soyundu Arapça'yı anadili gibi biliyordu. Daha ne olsundu? Ve Esed rejimi havlu attı! ‘Türkiye ile görüşmeye hazırız’ deyip iki teklif sundu..! Fatih Terim'e işsizlik maaşı ödenecek!