Fevzi Çakmak’ın kızı Fıtnat Hanım, babasının İnönü’yü hastanede yatarken neden kabul etmediğine ilişkin açıklamasını şöyle aktarıyor:
“İnönü, babam emekliye ayrıldıktan sonra kaç kez geldi İstanbul’a. Babamı ne sordu, ne ziyaretine geldi.
İş Bankası’ndan aldığımız krediyi ödeyemeyince, icra yoluyla evimizi sattırmak istedi. Kömür Tevzi Müessesesi kömür vermedi, kışı soğukta geçirdik.
Neden görüşecekti İnönü’yle? Biz, babamın hastane masraflarını ödemek için evimizi satmak durumuna düştük.” Gazeteci Recep Bilginer’in kendi duyguları da Fıtnat Çakmak’tan çok farklı değildir: “Atatürk’ün en yakın silah arkadaşı, Cumhuriyet’in kuruluşunda Atatürk’ü destekleyen,
Cumhuriyet’e ve Cumhuriyet ilkelerine bekçilik eden Mareşal, yaptığı bütün vatan hizmetleri sonunda, hastane köşelerinde yalnızlığa terk edilmişti. Ameliyatı sonunda, evine dönebilmek için resmi bir ambulans çok görülüyor, koskoca devlet bu olaya seyirci kalıyordu. En hazini, Mareşal birkaç gün sonra öldüğünde, İstanbul ve Ankara radyoları oyun havaları çalınca, radyo binasının önünde toplanan halkın sert protestosuna hedef oldu.”