‘’Açık Toplum Enstitüsü’’ adı altında Türkiye için 8 milyon dolar harcayan, kitaplar bastıran, toplantılar düzenleyen bir insan Türkiye’nin Robin Hood’u mudur yoksa hangi kitapları bastığını, ne konu üzerine toplantılar düzenlediğini asla açıklamadığı için Robin Hood izlenimi vermeye çalışan bir çakal mıdır?
Dünyanın birçok ülkesinde Amerikan yanlısı yönetimler oluşturmak amacıyla sivil toplum örgütleri kuran ve yeşil kâğıtlarla türlü propaganda yöntemlerine başvurarak bu yönetimleri iktidara getirme çabasında olan George Soros’un dünya üzerindeki birçok faaliyeti hakkında toplumun belli ölçüde bilgisi vardır. Ancak Soros’un patronunun kim olduğu, ne iş yaptığı hakkında kimsenin en ufak bir fikri bile yok. Sürekli bir yatırımın kaynağının nereden geldiğini ve bu paraların neden dağıtıldığını kimse bilmez.
Enstitünün bugüne kadar gerçekleştirdiği faaliyetleri Türk Kamuoyuna açıklamamış olması akıllara birçok soru işaretini de beraberinde getiriyor. Bu Soros Türkiye sevdalısı da bizler mi bilmiyoruz? Yabancı bir işadamı(!) neden Türk ve dünya siyasetine bu denli ilgi gösterir? Gürcistan›da, Ukrayna›da yapılan sivil darbeleri de; Turuncu Devrim adı altında, Türk Cumhuriyetleri’ndeki faaliyetlerinizi de yakından takip ediyoruz. Nepal, Liberya, Azerbaycan gibi onlarca ülkedeki faaliyetlerinizi de yalnızca ticari nedenlere mi bağlayacaksınız?
Sanırım Açık Toplum Enstitüsü açık konuşamayanların enstitüsü… Ne çıkıp birileri ‘’Kardeşim sana ne Türkiye’nin iç siyasetinden, Kıbrıs’tan, senin derdin ne?’’ diyor. Ne de enstitüsü başkanı Hakan Paker’e “Enstitünüz kurulduğu 2001 yılından bu yana ne yaptı” diye soruluyor. Belki de daha üst düzey görevli birileri ne sorulmasına ne de cevap verilmesine izin veriyor. Kim bilir?
Sözüm ona eğitim reformunun geliştirilmesi, insan hakları bilincinin yaygınlaştırılması, ders kitaplarının demokratikleştirilmesi, pilot illerde sanat merkezlerinin kurulması gibi önemli noktalar üzerine yoğunlaşan bu enstitü ilk bakışta çok masumane işler yapıyormuş gibi görünse de temel hedeflerini gördüğümüzde bizi korkutan işlere kalkışıyor diyebiliriz. Ne yani; biz şimdi George Soros’un Türk insanının eğitimine çok önem verdiği için mi ders kitaplarımıza kadar karıştığını düşüneceğiz? Bütün bu meselelerin altında Küresel Esaretin kölelerini yetiştirme projelerinin birer birer gerçekleştirilmeye çalışıldığını görüyoruz.
Soros’un, “Türkiye’ye yaptığım ziyaretlerden de biliyorum ki, Türkiye gerçekten açık toplum olma ve demokratikleşme yolunda önemli adımlar attı” sözleri bizi asıl endişelendiren nokta. Soros’un istediği neyi verdik de böyle bir açıklama yaptı? Açık Toplum adı altında milli değerleri unutturup milleti köleleştiren bu projelerin benimsenmesi demek, bağımsızlığını kirli ellere bağlamak demektir.
Her gün onlarca belki yüzlerce insanın ten renginden dolayı dışlandığı, hor görüldüğü Amerika’nın insan hakları noktasında hiç mi yardıma ihtiyacı yok da bu Soros yeşil kağıtlarını Türkiye üzerine akıtıyor? Bunun nedenini bilmek bu kadar zor değil. Soros Türkiye’yi de Amerika’nın küresel esareti altına sokmak istiyor da ondan.
Avrupa’nın aristokratik ve kraliyet aileleri tarafından yönetilen geniş ve oldukça kirli bir özel finans şebekesinin yalnızca görünen yüzünü temsil eden George Soros’un gerçek yüzü medyaya yansıtılandan tamamen farklıdır. Dünya üzerinde birçok kirli işe maşalık yapmış bu adamın Türkiye üzerindeki olumsuz sonuç getirecek faaliyetlerinin en kısa sürede önüne geçilmesi gerekmektedir.
Soros’un bu çalışmalarına baktığımızda CHP’nin son zamanlarda umudunu Soros gibi sermaye tüccarlarına bağlaması şaşkınlık oluşturmamalı. TESEV dediğimiz yapının birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de aktif olduğunu bilelim. Ak Parti’nin son zamanlarda hedefe koyulmasının altında Soros’un yeni düşünce kuruluşu yatmaktadır. Türk milletinin yeni tezgâhlara karşı uyanık olması ve oluşturulacak tehlikelere karşı tepkisini koyma zorunluluğu vardır.
Ülkemin aziz milletine selâm olsun, dua ile kalın…
Kaynak: YENİ AKİT GAZETESİ