Araştırmacı Yazar Said Alpsoy, İş Bankası'nın nasıl kurulduğunu, Atatürk'ün kurulması için verdiği paranın kaynağını ve nasıl harcandığını açıkladı.Kanal A'da yayınlanan ve Sadık Yalsızuçanlar'ın sunduğu 'Resmi Tarihten Gerçek Tarihe' programının daimi konuğu Araştırmacı Yazar Said Alpsoy, İş Bankası'nın kuruluş hikayesindeki ödeneğin nereden geldiğini anlattı.
Alpsoy, İş Bankası'na kurulul ödeneğinin Mustafa Kemal Atatürk tarafından nasıl verildiğini ve sonrasındaki büyük başarısını şöyle anlattı:
İstiklal Harbi devam ederken birçok kez, Hint Müslümanlarının Anadolu'da Kuvay-ı Milliye Hareketi'ne, Ankara Hükümeti'ne, Başkumandan olarak, Meclis Başkanı olarak Mustafa Kemal'e hilafetin kurtarılması maksadı ile gönderdikleri o günlerin değeri ile 1 milyon Türk Lirası'nı aşan bir meblağ var. O günlerde bütçe 60-70 milyondur.
Bu para özel olarak Hint Müslümanları tarafından 'hilafetin kurtarılması' maksadı ile gönderilmiş. Hindistan topraklarında bu yardımları toplayan, organize eden örgütün adı Hilafet Komitesi.
Bu paranın belli kısmı, 1922 yılı yazında Büyük Taarruz öncesinde, maliye tamamen sıfırı tükettiğinde Mustafa Kemal tarafından Ankara Hükümeti'nin Maliye Bakanlığı'na, Büyük Taarruz ile ilgili acil savaş harcamalarını karşılamak üzere ödünç olarak verildi, savaştan sonra geri alındı.
Bu ön bilgiden sonra İş Bankası hadisesine gelelim. Zaten o paranın genel olarak akıbeti ile ilgili İş Bankası kısmına geliyorum. 1924 yazında, bu eldeki paranın 250 bin lirası Mustafa Kemal Atatürk'ün şahsi hesabı adına İş Bankası'nın kuruluş sermayesi olarak verildi. Kalan paradan 207 bin 400 lira, iki nolu hesaba mevduat olarak yatırıldı. Hesabın sahibi yine Mustafa Kemal Atatürk. Yaklaşık 460 bin lira İş Bankası'nın ilk mayasını oluşturdu.
İş Bankası'nın başına ne geldi?
Ondan sonra İş Bankası'nın başına ne geldi?
Takip eden yıllara bakıldığında bu paranın kerametli olduğu anlaşıldı. Bence öyle olması da doğaldı. Çünkü yiyecek ekmeği olmayan gariban fakir Müslümanların bu dinin hilafet makamına zarar gelmesin gibi meslekleri kıskandıracak saflıkta bir niyetle gönderdikleri para her değdiği şeyi ihya eder. İş Bankası'nı da ihya etti
Nasıl ihya etti? Rakamları konuşturalım. Kaynağım, Cumhuriyet Döneminin İktisadi Tarihi, Yahya Tezel, sayfa 124, Tarih Vakfı Yurt Yayınları. Atatürk düşmanı bir yazar değil. Kitaptan naklediyorum.
"Sene 1924, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında bulunan yabancı sermayeli bankalarda toplam 5 bin 500 mevduat hesabı,mudi var. Türk sermayeli bankalarda 5 bin mudi var.
Sene 1929, yabancı sermayelerdeki mudi sayısı 6 bin 400, Türk bankalarında 53 bin 200 mudi."
Şimdi bu bilgiler neyi ifade ediyor? Bunu açıklamak için de bir bilgi arz ediyorum. Kaynağım; Cumhuriyet'in Başlangıç Yıllarında Ekonomi ve Siyaset, Naci Bostancı, sayfa 96
"Sene 1930, İş Bankası'nın ödenmiş sermayesi 7 milyon 300 bin lira. Bu miktar o seneye ait devlet bütçe gelirlerinin 23'te birine tekabül ediyor"
Bu şu demek; 1924'ten, 29-30'lara gelinceye kadar, 5-6 senede İş Bankası belki de modern çağlarda bankacılık tarihinde belki de eşi benzeri görülmemiş bir patlama yaşıyor. Bunun arkasında ne var?
İş Bankası özel şahıslara ait gibi görünen ve İş Bankası'nın yönetim kurulu ilk andan itibaren Kılıç Aliler gibi, Kel Aliler gibi 'Çankaya silahşorları' diye halk arasında ifade edilen CHP üst düzeyin ve kişisel olarak da Mustafa Kemal Atatürk'ün en yakınları ile dolduruluyor, ölümüne kadar. Devlet, hiçbir gerçek serbest piyasa, hukuk, adalet vd kurallara, kavramlara riayet etmeden başı gözü yararak yolsuzluk yaptı. Belli etmeden değil göze sokarak yapıldı.
Bir de İttihat ve Terakki Bankası olarak kabul edilen, Osmanlı'nın son yıllarında kurulmuş İtibar-Milli Bankası var. İnsanlar tarafından İş Bankası'nı o günlerde İtibar-ı Milli Bankası'nın doğal rakibi gibi algılanmıştır. 1927 senesinde İş Bankası, İtibar-ı Milli Bankası'nı ilhak ediyor. Bu sadece basit ekonomi hadise değil siyasi boyutu da var.
KANALAHABER.COM/ÖZEL İÇERİK..21 Ekim 2014