Hani bazı elit ağabeylerimiz ve ileri derecede kokonalaşmaktan eli yüzü şapır şupur çağdaşlık bağlamış ablalarımız toplumun terimlerini kendilerine göre söylüyorlar ya!
Mesela “Nur içinde yatsın” demek yerine “Işıklar içinde uyu” diyorlar. Desinler efendim, kendileri bilirler. Nasıl yatmak istiyorlarsa öyle yatarlar bize ne? İsterlerse mezarda amuda kalkarak da uyuyabilirler.
Ben de bu sözü merak edip sizler için hiçbir masraftan kaçınmadım ve uzun uzun yolları aşarak ışıklar içinde yatmanın formülünü buldum.Sonra ben bilmiyordum, ben duymamıştım demeyin. Şok, şok, flaş, flaş! İşte sizlere dağ taş aşıp, üstüme başıma dikenler batıp, alnımdan terler dörtnala dökülmesine rağmen bıkmadan usanmadan arayarak bulduğum o muhteşem tarifi sunuyorum efendim:
Yarım litre aşırı damıtılmış yüksek mühendislik ürünü çağdaşlık, 3 yemek kaşığı genetiğiyle oynanmış laiklik ama kulak memesi kıvamında olmalı yoksa hazmı zor oluyor, 2 çay kaşığı sosyalist enternasyonalizm, 4 mısralık Çav Bella fakat muhakkak Deniz Baykal’ın bulunduğu bir toplulukta okunmuş olmalı, bir dakikalık saygı duruşu, bu arada ocağın altını kısmayı unutmayın sonra ışıklanacağım derken cayır cuyur yanmayın, 2 cilt dalından yeni koparılmış nutuk, bu nutku kimin çektiği önemli değil! Çav Bella bulamayanlar isterlerse Ajdar’dan “çikita muz, çiktaçikta, çikçik” şarkısıyla entelektüel açıklarını da kapatabilirler.
Sonra bunların hepsini karıştırıp hamur kıvamına getireceksiniz ve yüzünüze sürüp yatacaksınız. Sabah kalkıp aynaya baktığınızda yüzünüzü göremeyeceksiniz, çünkü yüzünüz çağdaşlıktan floresan lamba gibi ışıl ışıl yanacak. Birisi yanağınıza parmağıyla şöyle bir dokunsa 640’lık Fiat traktörün karda yürüyüp de iz bıraktığı gibi yanağınızda iz bırakacak! Sonra toprak olacaksınız, sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksiniz, oradan özünüze ulaşacaksınız, çiçeğin özüne bir arı konacak. Ayyy çok pardon, Şener Şen’in oynadığı Eşkıya filminin repliğiyle karıştırdım. Ben kaldığım yerden devam ediyorum. Sonra bir aydınlanma gelecek. Evet evet, beşinci günün şafağında aydınlanmaktan dolayı Olimpos Dağı’nın çocukları gibi bıcır bıcır olacaksınız, eşşek sıpası gibi sevimli olacaksınız. Ve nihayet böylece öldüğünüzde ışıklar içinde yatacaksınız. Ama mezarda ışığı nereye takarlar onu henüz keşfedemedim efendim, onun formülünü de bulursam muhakkak yazarım.
Hacı Yakışıklı/Yeniakit