Mecelle, Sultan Abdülaziz zamanında, Ahmed Cevdet Paşa’nın önderliğinde kıymetli İslam hukukçularının yer aldığı bir heyet tarafından 18691876 seneleri arasında müşterek bir çalışma sonrası oluşturulmuş 1851 maddelik bir medeni kanundur.
Ancak yüksek vasıfları sebebiyle dünya çapında itibar görmüş; başta İsrail olmak üzere Osmanlıdan ayrılan ülkelerde yıllarca tatbik edilmiştir. Arapça, Bulgarca, Rumca, Ermenice, Fransızca ve İngilizce'ye tercüme edilen Mecelle için çok sayıda da şerh yazılmıştır.
Mecelle, 1926’da İsviçre Medenî Kanunu’nun alınmasına kadar 57 sene Türkiye'de tatbik edildi. 1926'da ise 1000 yıllık hukuk birikimine sırtını dönen Türkiye kendisiyle kültürel, tarihsel ve duygusal hiç bir yakınlığı olmayan İsviçre'nin medeni kanununu aynen tercüme ettirerek kendi kanunu olarak kabul etti. Buna karşın Mecelle Osmanlı Devletinden ayrılan ülkelerde ise yakın zamana kadar uygulanmaya devam etti. Arnavutluk'ta 1928, Lübnan'da 1934, Kıbrıs'ta 1946, Suriye'de 1949, Irak'ta 1953, Ürdün'de 1976, Güney Yemen’de 1992’ye kadar tatbik edildi.
Bulgaristan Prensliği kurulurken, Mecelle’yi yeni mevzuatlarının esası kabul ettiler. Sırbistan ve Karadağ medenî kanunlarına, pek çok hüküm Mecelle’den alındı. Eski Yugoslavya'nın Müslüman bölgelerinde ise şuf'a ile ilgili maddeleri uygulanmaya devam edilmiştir. Lübnan'da 1934'de Mecelle'nin ekseri maddeleri kaldırıldı ise de hâkimler mevzuatta çözüm bulamadıkları meselelerde Mecelle'ye bakmakla mükellef kılındı. Filistin'de Mecelle’nin tatbikatı İsrail kurulduktan sonra da devam etti. İsrail’de Mecelle 1984’te kaldırıldı.
Ancak İsrail'de aynî haklar kanununun pek çok hükümleri de Mecelle’den alınmıştır. Bugün Kıbrıs, İsrail ve Ürdün'ün Medenî Kanunları'nın esası Mecelle'dir. Mecelle bütün dünyada saygı görmüştür. Hükümleri arasında tezada rastlanmaz. Kolay anlaşılan parlak bir üslûbu vardır. Maddeleri son derece veciz ve açıktır. Her kitabın evveline o mevzuya ait tabirlerin konması, her maddede de misallerin verilmesi hükümleri anlamayı ve tatbikatını kolaylaştırmıştır.
Ahmed Cevdet Paşa, Mecelle'nin hazırlanmasındaöncülük etmekle yalnız İslam hukukuna değil, dünya hukuk hayatına da büyük bir hizmette bulunmuş, hem kendi ismini hem de eserinin ismini ölümsüzleştirmiştir. Ahmed Cevdet Paşa şunu nakleder: "Mecelle'yi Roma Kanunnâmesiyle mukayese eden ve her ikisine de insan eseri nazarıyla bakan bir Avrupalı hukukçu şöyle demiştir. Âlemde ilmî cemiyet tarafından iki defa kanun yapıldı. [Roma Kanunnâmesi (Codex Justinianus) ve Mecelle] İkisi de Konstantiniyye'de gerçekleşti.
İkincisi, tertip ve intizamı ve meselelerinin düzenlenmesi ve irtibatı bakımından birincisine çok üstündür. Aralarındaki fark da insanın o asırdan bu asra kadar medeniyette kaç adım atmış olduğunu gösteren güzel bir ölçüdür."