Taktım bu Türklüğe.. Şimdi bizim Kürtler, kendine bin yıllık bir tarih bulmaya çalışıyor.. Bir yanda Hz. İbrahim’in Türk olduğunu iddiaya varanlar, hatta yetinmeyip Hz. İbrahim’in 3 oğlundan Yafes’in Türklerin atası olduğunu iddia edenler, öte yandan Kürtlerin kendilerine daha eski bir kök arayışı..
Hiçbiri benden eski olamaz. Ben Adem aleyhisselamdan geliyorum.. Bütün peygamberler benim atam ve kardeşim :). Alın size bir tartışma daha Yahudilerin ecdadı aslında Türkler mi? M. Bay… bazı bilgi notları gönderdi geçen gün. Yahudilerin ecdadı aslında Türkler mi..? İngilizce bilenler şuraya bakabilirler: http://eelhaik.aravindachakravartilab.org/ArticlesPDFs/MissingLink2012.pdf
Birileri çıkıyor, “Ya Yahudiler Türkse” diye bir tez atıyor ortaya. Hadi çık işin içinden çıkabilirsen. Doğan’da çıkan Şlomo Sand’ın “Yahudi halkı nasıl icad edildi” adıyla çıkan bir kitap var.. Kurmaca tarihe bir Yahudi yazarın katkısı ilginç..
Yani sadece Türk görünen Yahudi sorunu yok, Yahudi görünen Türk sorunu da var (mış)! Hadi şimdi çık işin içinden çıkabilirsen..
İsrail, Siyonizmin kurguladığı bir tarih ve din üzerinde yeniden inşa edilmiştir..
Sadece kurmaca olan abartılmış soykırım iddiaları değil. Soykırım, esasen Siyonist hedeflere ulaşma adına, Avrupa’da yaşayan Yahudileri Filistin topraklarına göçe zorlamak için yapılan operasyonun bir parçası idi.. Batılılar bu şekilde hem Yahudilerden kurtulmuş olacaklar, hem de bunları Arap yarımadasının tepesine yerleştirip Afrika ve Arap dünyasının başına bela edeceklerdi. Kendileri için iyi bir müttefik ve hazır bir gerekçe, iyi bir üs ve sıçrama tahtası, tarassut kulesi olacaktı.. Batılıların talebi İsrail halkının bölgede varlığını sürdürmesi ve inançlarını yaşaması değil; siyasi, askeri ve stratejik hedefler güdüyordu..
Yahudilerin Yemen ve Hazar bağlantısı, esir alınan, sürgüne gönderilen Yahudilerin akıbeti ile anlatılanlar, hiç birbirini tutmuyor.. Yahudilerin Araplarla da, Afrikalılarla da, İranlılarla da, Türklerle de, batılılarla da tarih içinde uzun beraberlikleri olmuş. Onun için saf ırk iddiaları mesnetsiz iddialardır.. Batılıların kendilerine kök arayışlarının ürünü olarak bir Yahudi ve Yunan mit’i ürettiler.. Bu anlamda Hıristiyanlık da daha ilk dönemde başlayıp, Roma’nın Hıristiyanlaşması ile birlikte, Roma değerlerinin Hıristiyan geleneğe göre şekillendirilmesiyle yeniden üretilen bir dine dönüştürüldü..
Siyonizm bütün bu çabaları ile ırkçılık /faşizme güç vermişlerdir.. Türk ulusçuluğunun temelinde, Yahudi ulusu fikriyatının olduğu unutulmamalı.. Bunun yakın tarihteki fikir babalarının İttihat Terakkiciler, Tekinalp kod adlı Moiz Kohenler, Lazaro Frankolar olduğu…
Türk ulusçuluğu Kürtlerin başına bela oldu ama Türk ulusçuluğunun fikir babalarından Ziya Gökalp de bir Kürt.. Tabii onun kökü araştırıldığında da daha başka yerlere gider.
Bu coğrafyada ne Türk sadece Türktür, ne Kürt sadece Kürt, ne Arap sadece Arap, ne Süryani sadece Süryani, ne de Ermenisi, Rumu, Yahudisi, Arnavudu, Gürcüsü, Çerkezi, Boşnağı sadece kendi halkının kanını taşır tek başına!
TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 iken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını sürdürmeye devam ediyor.
Peki şu iddiaya ne dersiniz bu arada, bu konuları araştıran bir arkadaş yazıyor: “İsrail’in 2. cumhurbaşkanı Yitzak Ben Zwi, Atatürk’ün hocası Şemsi Efendi diye bildiğimiz Simon (Shimshi Zwi)’nin oğludur. Biliyorsunuz Ilgaz Zorlu da bu aileden geliyor.. İsrail’deki BEN ZWİ ENSTİTÜSÜ bu geleneğin köklerini barındırmaktadır. Ben Zwi Enstitüsü’nün yer altında bulunan ve SABETAY ve PAKRADUNİ’lerin gelmiş geçmiş bütün dosyaları ve bilgileri bu kütüphane arşivinde gizlenmektedir. Kozmik derecede korunan ve bu anlamda kozmik bilgiler içeren kütüphane, özel olarak korunmaktadır.” Şemsi Efendi mektepleri bugün hâlâ Türkiye’de varlıklarını sürdürüyor..
Ben Zvi 1884’de Ukrayna’nın Poltava şehrinde doğmuş. Babası 1897 yılındaki Siyonist kongresinin organizatörlerinden biriydi. Ben Zvi ilk aktif siyonizm savunucusuydu. 1907 yılında Yafa kentine göç etmişti. 1909 yılında Filistin’de bir lise kurmuştu. Ben Zvi Osmanlı İmparatorluğu devrinde Galatasaray Lisesi’nde öğrenim gördü ve ardından 1912-1914 yılları arasında David Ben-Gurion ile İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okudu.
1915’de ABD’ye göç ettiler ve orada Siyonizm ile ilgili yayınlar ve aktiviteler yaptılar.1918 yılında Filistin’e döndü. Filistin’de yer altı örgütü Haganah’ta görev aldı. Abdulhamid’in Selanik’e sürgün edildiğinde evinde ikamete mecbur edildiği Yahudi işadamı Alatini Efendi de, Şemsi Efendi mektebinin kurucusu idi.
Mustafa Kemal diyince birden bu hikaye geldi aklıma. Resmi tarih işte böyle bir şey! Zihnimizi esir almışlar sanki.. “Tevhidi tedrisat”, “resmi tarih”, “resmi ideoloji” ve “resmi din” niçin gerekliymiş şimdi daha iyi anlaşılıyor sanırım. Darbeler bunun için zorunlu idi. İnkılaplar gibi. Ve değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek düzenlemeler de!
Sahi Atatürk’ün boyu kaç santimdi!
Selâm ve dua ile..
(Abdurahman Dilipak-Yeni Akit) 19 Şubat -2013