Auto-Created-3
07 Mayıs 2020 ( 3087 izlenme )
Reklamlar

İsrailli Profesör'ü çıkarıyorlar ve adam "Artık insanlara hükmedebiliyoruz. İnsanları hackleyebiliyoruz.

BİRİNCİ Dünya Savaşı'nda ortalık kan gölüyken cepheler ve ülkeler arasında iletişim telgrafla sağlanmaya çalışılıyordu. Aynı dönemde ise Pentagon'da bilgisayar kullanılıyor, odadan odaya faks geçiliyordu. Bu teknolojileri yıllar sonra insanoğlu ile tanıştırdılar.Pentagon'un elinde şu anda geleceğe yönelik çok sayıda teknolojik güç var. Bilmediğimiz, sahaya zamanı geldiğinde sürülecek kimbilir ne ürünlerle karşılaşacağız?


Bugün dünyada hiçbir kişi ve kuruluş, Pentagon'un kontrol haber alma yüksek teknolojisinin kaplama alanı dışında değil. Çin, Rusya ve MOSSAD MI6 gibi ülkeler ve istihbarat kuruluşları da bu yüksek teknolojiye kısmen sahipler.
Dolayısı ile bugün asıl kavga bir tasfiye ve dönüşüm sürecine girilmesi ile alakalı.Bugüne kadar ABD derin devletine ve gücüne sızmış, bundan istifade eden, ABD'yi kullanan küresel sermaye, Telaviv LondraNew York ekseni ve bu eksenle hareket eden güçler, Siyonist Haçlı ittifakı ve benzeri lobilerin ABD'yi kullanmaları giderek zorlaşıyor.
Bir anlamda bunları ABD derin devleti tasfiye ederek kontrol altına alıyor.
Bugün ABD 'de insan beynine uzaktan sinyal gönderip şuur altlarına mesaj gönderme çalışmaları yapan 10'larca enstitü var.
Halbuki ABD dışında, AB Rusya ve Çin de bu enstitülerden birkaç tane var.
Yani ABD teknolojilerini yakalama şansları çok az.
Nöropsikiyatrist Doktor Mehmet Yavuz yıllarca Amerika'da bu konuda çalışmalara katıldıktan sonra İstanbul'a döndü.
Etiler'de Reem Nöropsikiyatri Merkezi'ni kurdu. Bilinçaltındaki çöpleri makinelerle temizliyor.
ABD'ye sık sık konferanslara gidiyor.
Bizzat kendisinden dinlediğim bir olay beni şaşkına çevirdi.
Türkiye'de ayrı şehirlerde oturup, birbirini hiç tanımayan ve okullarında çok başarılı olan 50 üniversite öğrencisini anlattı.
Kendilerini, CIA ajanı zanneden bu gençler delirdi diye aileleri tarafından psikologlara götürülüyor.
Zamanla kendini CIA ajanı zanneden genç sayısının 50 olduğu ortaya çıkınca önce birbirleri ile temas kuruyorlar, yalnız olmadıklarını öğreniyorlar.
Ardından Tübitak'a başvurup "Biz deli miyiz yoksa başka bir şey mi?
Birbirini hiç görmemiş, hiç tanımayan 50 kişinin kendini CIA ajanı zannetmesi normal mi?" diye soruyorlar.
Tübitak da bu konuda Nöropsikiyatr Mehmet Yavuz'un görüşlerine başvuruyor. Mehmet Bey, Amerika'nın yıllardır şuuraltına binlerce km uzaktan sinyal gönderip insanları kontrol etme çalışmalarını anlatıyor.
Ve çok ilginçtir bir bakıyoruz Davos gibi dünya liderlerinin katıldığı toplantıya bir İsrailli Profesör'ü çıkarıyorlar ve adam "Artık insanlara hükmedebiliyoruz. İnsanları hackleyebiliyoruz. İnsan duygu ve düşüncelerini çözebiliyoruz." diye insanı dehşete düşüren konuşmalar yapıyor.
Robotik insan çağının kapıda olduğunu söylüyor.
Korona ile tüm insanlığı evlere hapsettiler, devletlerin başına bela olan baskıcı şirketleri dibe vurdurdular.
Şimdi bu şirketleri ucuzken leblebi gibi topluyorlar. Petrol fiyatlarını da yerlerde süründürdüler.
116 ülke de IMF'in kapısını çaldı. "Bana para ver, ülkemin anahtarını al sen yönet" dedi.
Bunların arasında İran bile var. Dünyanın halini şöyle bir düşünün...
Yani IMF ile de şu an itibarıyla 116 ülkeyi ABD'ye bağladılar.
Şartları ve yeni sistemi oluşturmaya, yeryüzüne ilan etmeye, aşı dönemine geçişten sonra hazırlanıyorlar.
Corona sonrası değişimde en önemli unsurlardan birisi çipleme ve veri toplamayla, insanlığın fert fert kontrolü ve yönlendirilmesi olacak.
Bilgi çağı dönemi sona eriyor.
İş artık daha da öteye taşınıp "Veri analizi" dönemine geçiyor.
Yeni dünya düzeninde ABD'nin yüksek teknolojisine yetişmek zor.
Ellerinde 50 yıl sonra bile sahaya sürecekleri teknolojiler hazır bekletiliyor.
Bundan ABD'nin yeni müttefikleri dışında hiçbir kontrol dışı güç erişemeyecek ve yararlanamayacak.
Ve bir dipnot:
Derin Amerika, "Polonya ve Türkiye ile yürümek zorundayız" diyor.
Rahmetli Özal ihracata dayalı ekonominin temellerini 1980'li yıllarda atarken "İyi ki bizde petrol yok. Aksi halde biz de sadece petrol ile geçinir, sanayileşemezdik.
Hamdolsun petrole bağımlılığımız kontrol edilir noktada" diyordu.
Tarımda çok şanslı bir ülkeyiz.
Sağlık sektöründe dünyaya inanılmaz reklam yaptık. Sağlık turizmimiz patlayacak.
Solunum cihazı ürettik, tanesini araba fiyatına 35 ila 70 bin dolardan satma şansımız var. Bu alanda markalaşmamız sözkonusu.
Sağlık konusunda yerliliği ve istihbaratı güçlendirirsek tüm dünyayı arkamızda bırakabiliriz.
Yazılıma, gençlere, yatırım yaptığımızda da teknoloji gelecek.
Bu üç sektör geleceği belirleyecek.
Bu güç, dünyanın virüsle sarsıldığı dönemde bile boğazda paparazilik yapan acınacak durumdaki muhalefetimize rağmen bizde var.
Şükürler olsun.. Beki Hazar/Takvim Gazetesi

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Çok yakında “Boğazlar”ı ve Marmara’yı çokuluslu tartışmaya açacaklar, dikkat! Türkiye'ye saldırmayı planlıyorlar Moğolları Durduran Türk Memlük Sultanı Baybars.. Belediye personeli iş makineleriyle define