Son dönemde özel FETÖ'cü internet sitelerinde ve hesaplarda Erdoğan'ın sağlık durumuyla ilgili spekülasyonlar yapılıyor. Belli bir merkezden yönlendirildiği anlaşılan dedikodular ardına yayınlandı. Devlet Başkanı'nın hastalıkları iddiaılırken, sosyal medya da bir gece "# etiketi açıldı.
FETÖ KAMPANYANIN GÖBEĞİNDE
Kampanya, ABD'de yönetim çevrelerine yakın Foreign Policy'de yayımlanan "Erdoğan, Türkiye'ye liderlik yapamayacak kadar hasta olabilir" başlıklı Steven Cook imzalı yazıyla başladı. İşareti alan FETÖ'cüler kampanyada gaza bastılar. Son olarak, Erdoğan'ın Roma'da yapılan G20 zirvesi sonrası Glasgow'da yapılacak olan İklim Zirvesi programını iptal etmesini dayanak gösteren uydurmalar, sosyal medyada ve yurtdışı kaynaklı sitelerde dolaşıma sokuldu.
KAOS PLANINA UYGUN PSİKOLOJİK SAVAŞ
Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki kampanyanın ABD Başkanı Biden ile görüşmenin ardından artması da ayrıca dikkat çekici. İki taraftan da genel geçer açıklamaların yapıldığı ErdoğanBiden görüşmesinin ardından Türkiye ile ABD arasında perde gerisinde ise ciddi bir mücadelenin sürdüğü ortada. Özellikle Suriye'nin kuzeyindeki PKK yapılanması konusunda kararlılığını ortaya koyan Türkiye'ye yönelik ABD'nin Doğu Akdeniz üzerinden baskı yaptığı görülüyor. Bu koşullarda, "Erdoğan'ı devirme programı"nı göreve gelmeden önce açıklayan Amerikan yönetiminin psikolojik savaşın düğmesine bastığı görülüyor.
TIBBİ VE PİSKOLOJİK ANALİZ MERKEZİ
CIA'nın psikolojik savaş mekanizmasının bu tür işlerde nasıl kullanıldığını Amerikalı radyoloji uzmanı Dr. Jonathan D. Clement, ayrıntılarıyla anlattı. Clement, 23 Eylül 2006 tarihinde International Journal of Intelligence and Counter Intelligence akademik dergisinde yayınlanan makalesinde, CIA'ya bağlı Tıbbi ve Piskolojik Analiz Merkezi'ni (MPAC) inceledi. Clement, MPAC'nin doktorlar, psikiyatristler, psikologlar, sosyologlar, antropologlar ve epidemiyologlardan oluşan küçük bir multidisipliner ekip olduğunu ve ana işlevinin, salgın hastalıkları ve yabancı liderlerin sağlığı gibi konularda üst düzey politika yapıcılar için değerlendirmeler yapmak olduğunu belirtti. MPAC'ye alınan uzmanların alanlarında en az 7 yıllık tecrübeleri olması gerekiyor. MPAC'te ayrıca "karar verme, etkililik, saldırganlık, iş birliği veya gruplararası işlevle ilgili grup, örgütsel veya toplumsal dinamikler" konusunda uzmanlığa sahip psikologlar ve psikiyatristler de çalışıyor.
LİDERLERİNİN SAĞLIĞI TAKİP EDİLİYOR
MPAC uzmanlarının dünya liderlerinin hareketlerini incelediğini ve onlara yakın kaynaklardan istihbarat edindiğini yazan Clement, CIA'nın tıbbi uzmanlarından Dr. Myles Maxfield'in "Yabancı liderlerin sağlığına ilişkin tıbbi istihbaratın, yabancı rejimlerin istikrarının genel istihbarat değerlendirmesine katkıda bulunduğu" sözünü hatırlatıyor. Bu sayede liderlerin sağlığı, ileride alacakları karar ve ülkelerin durumuyla ilgili atılacak adımların sinyallerini veriyor. Clement, 1982'de CIA uzmanlarının, o zamanlar Irak Devrim Komuta Konseyi Başkan Yardımcısı olan İzzet İbrahim'in sağlık durumunun kötü olması ve "tehditkar olmayan bir geçici figür" olarak görülmesi nedeniyle ülkenin bir sonraki cumhurbaşkanı olmak için en olası aday olduğuna karar verdiklerini belirtiyor.
KASITLI OLARAK YANLIŞ SAĞLIK HABERLERİ POMPALIYORLAR
Clement makalesinde, bazen bir liderin siyasi duruşunu baltalamak için muhalefet tarafından kasıtlı olarak yanlış tıbbi bilgiler sızdırabileceğini belirtiyor. Clement ayrıca, hastalık nispeten sakin kalırsa ve lider bir rutini sürdürmek için çaba harcarsa, "saldırgan bir basını ve güçlü bir muhalefetin" bulunduğu demokratik toplumlarda bile, hastalığın üstünü örtmek daha kolay olacaktır diyor. Liderin hastalığını saklayamadığı takdirde de muhalefet ve basının spekülasyon yapması kolaylaşıyor. Clement, asgari olarak, kritik yabancı kişilerin sağlığının izlenmesi, Birleşik Devletler için stratejik öneme sahip ülkelerdeki liderlik değişikliklerinin önceden tahmin edilmesine yardımcı olabileceğini, bu ani bir liderlik değişikliğinin potansiyel olarak bölgede istikrarı bozabileceği ve ABD'nin hızlı müdahalesini gerektirebileceği Pakistan veya Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (Kuzey Kore) gibi ülkeler için özellikle önemli olduğunu belirtiyor..
"#ÖLMÜŞ KAMPANYASI"
Geçen günlerde (3 Kasım) bir gece yarısı sosyal medyada "#ölmüş" etiketi açılarak Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında yalan kampanyası yürütülmüştü. Bunun üzerine Emniyet Genel Müdürlüğünce "#ölmüş" etiketi (hastag) altında Cumhurbaşkanı'na yönelik hakaret, tezvirat, onur ve saygınlığını rencide edici içeriklerin yanı sıra dezenformasyon ve manipülatif niteliğinde paylaşımlarda bulunduğu değerlendirilen 30 şüpheli hakkında yasal işlem başlatıldı. Kampanyanın başını FETÖ'cüler çekerken, çok sayıda sahte hesabın da devreye alındığı görüldü.
KAYNAK: AYDINLIK GAZETESİ