Kimin hangi niyet, düşünce ve inançla Anıtkabir’e gittiği ile gerçekten ilgilenmiyorum.Tıpkı, kimin hangi niyet, düşünce ve inançla ibadet ettiği ile ilgilenmediğim gibi…Kişisel inanç ve kabuller çok özel bir alan olduğu için, bütün içtenliğimle, sadece saygı duyuyorum bunları yapanlara.
Bu anlamda kimsenin özel dünyası ile ilgilenmiyorum.
Beni sadece “ben” ilgilendiriyorum.
(Hayır, bu bencillik değil…)
Çünkü her zaman olmasa da, düşünce, inanç ve niyetinden emin olduğum tek kişi, benim…
Bu girişi artistlik olsun diye yapmadım.
Kabul ediyorum çok moda, ama nedeni bu değil!
Nedenini söyleyeyim: Milletvekillerinin Anıtkabiri ziyaret etmeleri...
Bakın özellikle parti ismi belirtmedim.
Hangi partiden olduklarının benim için hiçbir önemi yok çünkü. Ama biliyorum ki başkaları için var...
AK Parti deseydim, CHP’liler; CHP deseydim, AK Partililer böyle bir taşlama yazısına hemen destek olurlardı. Bu tür konularda dürüstlüğün ne olduğunu kimse hatırlamak istemez…
Normal zamanda yapılacak bir Anıtkabir ziyareti umurumda olur mu?
Olmaz. Rutin, resmi, olması gereken bir ziyarettir, der geçerim…
Fakat bu öyle değil… Dünkü ziyaretin neden önemsenmesi gerektiğini biliyorsunuz.
Koronavirüs ile yaşıyoruz aylardır. Yanlış hatırlamıyorsam üçüncü kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Sokağa çıkanlara, kurallara uymadıkları ve kamu sağlığını riske ettikleri için ceza uygulanıyor haklı olarak. Bu çerçevede camiler de ibadete kapalı uzun süredir.
Ziyaret böyle bir ortamda yapıldı, onu manidar yapan da bu…
****
Öyle bir ziyaret ki bu, sosyal mesafe kuralı hiçe sayılıyor, yan yana yürünüp, neredeyse omuz omuza duruluyor…
Şimdi aynı siyasilerin, ekrana çıkıp virüsten korunmak için açıklanan tedbirlere harfiyen uyulması gerektiğini söylemeleri inandırıcı olacak mı?
Olmayacak tabii ama bunu kimse umursamayacak.
Çünkü bizde siyasiler kurallardan varestedirler. Halk da içten içe bunun bilincindedir.
Aynı siyasiler başkalarının inançları, kabulleri söz konusu olduğunda her türlü tavizi, esnekliği beklerler ama kendi kabullerinden taviz vermeye yanaşmazlar. Bu kabuller, bilim kurulu kararlarını hiçe saysa da…
Dün yapılan da buydu…
“Camiye gitmek yasakken neden Anıtkabir’e gidiliyor?”
Bu soru da yanlış bir soru bence. Bu soruyu sorarak oluşturulan polemik yersiz.
Beştepe’de sınırlı sayıda cemaatle kılınan cuma namazı akla, bilim adamlarının açıkladığı önlemlere ne kadar aykırıysa dünkü ziyaret de o kadar aykırı.
Dolayısıyla, aynı milletvekilleri toplanıp camiye gitselerdi, ona da itiraz ederdim!
Gidilemez, gidilmemeli.
Çünkü bu hiç mantıklı değil.
Mesele camiye ya da Anıtkabir’e gidilmesi değil. Mesele böyle bir zamanda konulan kuralları çiğnemek. Vatandaş kurallara elinden geldiği kadar uyuyorken, siyasilerin bu kurallara uymamaları akıl alır gibi değil.
Romantizm zamanı değil... Duygusallıkla hareket edilemez böyle zamanlarda.
Bir de şunu merak ediyor insan…
Şu “ilmin hayatta en hakiki mürşit” olduğunu ideolojik sopa gibi kullanan, konuştuklarında hep “bilimsellikten” bahseden Kemalist arkadaşların sesleri, Anıtkabir ziyareti hoşlarına gittiği için mi hiç çıkmıyor?
Bu onların bilimsel hayat görüşleriyle çelişmiyor mu acaba?
“İnançlar” söz konusu olunca gözler körleşiyor mu yoksa?
Ali Osman Aydın/Yeniakit