Auto-Created-3
07 Kasım 2017 ( 1606 izlenme )
Reklamlar

Kehf Süresinden Mucize: Mağara Ashabı

Ashabı Kehf, Allah inancına sırt çevirip putperestliğe saplanan kavimlerini terk ederek yaşadıkları şehirden ayrılıp bir mağaraya sığınan, hâlleriyle insanlara ahiret inancı ve ölümden sonra dirilme hususunda ibret olan genç müminlerdir. İsimlerine gelince, Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Sâzenuş, Kefeştetayyüş ve bir de köpekleri Kıtmir’dir. Onların ibret dolu hayatları Kur’ânı Kerim’in Kehf suresinde anlatılır.

Ashabı Kehf’in yaşadığı dönemde Hristiyanlık bozul muş, krallar sefahate dalmıştır. Hatta içlerinden Dakyanus isminde bir kral putperest olmuştur. Dakyanus, cebbar ve zalim bir insandır. Allah’ın birliğine inanan insanlara imha planını uygular. Ne kadar inanmış insan varsa istisnasız hepsine işkence eder. Bu arada saraya mensup yedi genç de iman edenlerdendir.

Bundan haberdar olan Dakyanus, iman eden bu gençleri çağırarak, inançlarından vazgeçme lerini, aksi takdirde onları öldüreceğini söyler. Gençler ise, inançlarının doğru, insanın kendi yaptığı cansız bir puta saygı göstermesinin ise yanlış ve batıl bir inanç olduğunu söyleyerek, dinlerinden dönmeyeceklerini söylerler. Dakya nus sarayın tepkisinden çekinerek bu gençlere ilk etapta bir şey yapamaz.

Ancak onlar, daha fazla bu ortamda kalamayacaklarını bilmektedirler. Ya imanlarından vazgeçecekler, ya da inançlarını yaşamak için hicret etme yolunu seçeceklerdir. Şüphesiz ki onlar ikinci yolu tercih ederler. Şehir dışında peşlerine takılan bir köpekle birlikte, civardaki bir dağın eteğinde bulunan mağaraya sığınırlar.

O sırada Cenabı Hak tarafından verilen bir emirle derin bir uykuya dalar lar. Üç asır bu mağarada uyur hâlde kalırlar. Allah’ın lutfu ve mucizesiyle, bu müddet içinde vücutları çürümesin diye sağa sola çevrilip yaşatılmışlardır.

Bu müddetin sonunda bir gün ikindi vakti sıralarında uyanırlar. Uyandıklarında kendilerini sanki bir gün kadar uyumuş hissederler. Onların şehirden çıkıp gitmelerinden sonra olay unutulmuş ve üzerlerinden bir çok hadise gelip geçmiştir. Uyandıklarında kendilerini aç hisseden bu genç ler aralarından bir arkadaşlarını yiyecek alması için ellerin deki para ile şehre gönderirler. Yemliha adındaki bu genç, şehre yaklaştıkça şaşırır. Yollar ve şehrin etrafı bir hay li değişmiştir. O dönemlerde Hristiyanlara büyük eziyet ler çektiren Dakyanus’un üzerinden çok zaman geçmiştir. Şehre gelen Yemliha ekmek almak isterken, elindeki parayı gören fırıncı bu gencin elbiselerinden şüphelenir ve elinde ki paraya bakıp define bulduğunu zannederek onu ilgililere şikâyet eder. Üç yüz küsür yıl öncesinin parasıyla gayet tabii bir şekilde alışveriş yapmak isteyen bu adamın hâli tu haf görülünce, hükümdarın huzuruna götürülür.

Yemliha kendi bildiklerine göre bir gün önce başlarına gelen olayı anlatır. Fakat o dönemde putperestliğin yerini Hristiyanlık almış, öldükten sonraki dirilmeye iman eden bir toplum ortaya çıkmıştır. Yemliha’nın anlattıkları neticesinde başta hükümdar olmak üzere bütün halk duruma muttalî olur ve bu durumun Cenabı Hak tarafından gösterilen bir mucize olduğunu anlarlar. Bu şekilde imanları ziyadeleşir. Daha sonra Allah Teâlâ, tekrar mağaraya dönen Yemliha ve arkadaşlarının ruhlarını kabzeder.

Kıssadan Hisse

1. Ashabı Kehf’in toplumdan ayrılmalarını ve bir mağaraya sığınmalarını bir kaçış olarak değerlendirmek mümkün değildir. Onların ayrılışı katiyen korkakların ayrılışı ile kıyaslanamaz. Onların mağaraya sığınmaları ve şehirden ayrılışları, Hz. Ömer’in hicret ederken peşinden gelme ihtimali olanlara hem de güpegündüz, Kâbe’ye gi derek “Ben Medine’ye hicret ediyorum. Karısını dul, çoluk çocuğunu yetim bırakmak isteyen peşimden gelsin.” de mesi ve ayrılması gibi bir ayrılıştır. Yani hicrettir. Onlarınki de bir firardır ama Allah’a firardır ve Allah’a sığınmadır.

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Rusya Suriye'nin yüzde 75'ine hakim" diyen Bekin: Öncelikleri, İsrail'in bölgedeki mevcudiyetini sağlamak Türkiye savaş gemisi yolladı, İtalyanlar arkasına bakmadan kaçtı! TSK'dan birliklere "hazır olun" emri! Bataklığa girerken…