Her konuda görüş açıklayan.
Yetinmeyip, Merkez Bankası’nı basan.
TÜİK’i basan. Milli Eğitim Bakanlığı’nı basan Kemal Kılıçdaroğlu..
Millet İttifakı’nın gayri resmi ortağıyla ilişkisi bozulmasın diye, 5 gün sustu..
İyi Parti’nin ülkücü (!) milletvekilleri sustu.. Asena diye kendisini tanıtan Meral sustu..
Ahmet Davutoğlu sustu.. Ali Babacan sustu.. HDP eşbaşkanı sustu..
Ve dün, sorulara artık direnemeyeceklerini anlayıp..
CHP genel başkanı ile HDP eşbaşkanı, mecburen açıklama yapmak zorunda kaldılar..
Fotoğrafta ne vardı? Elinde keleş, arkasında birden fazla keleş ile bir terörist..
Ve yanında, Semra Güzel.. Ve bir bilgi daha..
Elinde keleş olan terörist, üç güvenlik görevlimizin şehid edilmesinde aktif rol oynamış..
Soru şu: O fotoğraflar, güvenlik güçlerimizin şehid edilmesinden sonra mı çekildi?
Yoksa önce mi? Fotoğrafların tarihi için farklı rakamlar veriliyor..
Varsayalım, o fotoğraflar çekildikten sonra, o terörist güvenlik güçlerimizin öldürülmesinde aktif rol üstlendi..
Yine de, o fotoğrafları çektiren bir kişinin, “Ben bu adamla nişanlanmıştım. Fotoğraflarımız vardı. Ama daha sonra asker ve polis katili olduğunu öğrendim. Kendisine lanet ediyorum” demesi gerekmez miydi?
Demedi.. Şimdi bile demiyor.. O demediği gibi.. Ona avukatlık yapanlar da demiyorlar..
Ve ilginçtir: Fotoğrafların çekiminden sonra milletvekili adayı gösterilip, seçtirilen Semra Güzel.
Elinde ve arkasında birden fazla keleş olan bir terörist ile çekilen fotoğrafın sorumluluğunu, AK Parti iktidarına yıkmaya çalışıyor.
Çözüm süreci varmış ya. O çözüm süreci gereği eski nişanlısına gitmiş.
İyi de eli kanlı katilin nişanlısı, çözüm süreci ile keleşli fotoğrafı nasıl bağdaştırıyorsun?
Sabah akşam tekrarladığınız “barış” kavramı ile keleş silahını nasıl bir arada düşünebiliyorsunuz?
Semra Güzel’i boşverelim..
CHP Genel Başkanı bile, utanmadan o fotoğrafı savunuyor.
Ne diyor? Soruluyor:
“HDP’li milletvekilinin teröristle fotoğraflarına neden susuyorsunuz?”
Susmuyor CHP Lideri Kılıçdaroğlu güya..
5 gün sonra cevap veriyor: “Bu fotoğrafı gördüğümde sordum ne zaman çekilmiş diye”
Dedektif Kemal, hemen işbaşına geçti..
Katili savunacak ya.. Katilin nişanlısına toz kondurmayacak ya..
“Fotoğrafın çekim tarihi ile işe başladı!”
Hani üniversitede öğrencilik yaptıkları yıllarda çekilmiş bir fotoğraf sözkonusudur.
“Türkiye’de üniversite okurken, iki kişi birlikte resim çektiremez mi?” dersiniz.
Ellerinde keleş olmaz.. “Çözüm süreci sebebi ile bir seferlik bir görüşme olmuş. Onda da suç niteliğinde bir unsur yok.. Silah yok.. Niye bu kadar üstüne gidiyorsunuz” dersiniz..
Ama elinde keleş. Arkasında keleş.. Ama dedektif Kemal! Fotoğraf ne zaman çekilmiş” diyor.. Ama net bir cevabı kendisi de vermiyor..
“İmralı ile açılım (Çözüm) döneminde çekilmiş” diyerek,topu taca atıyor.
Çözüm süreci, 3 yıllık bir süreç.. O süreçin başında mı, sonunda mı?
Hatta çözüm sürecinin içinde olduğu kesin mi? Ellerinde bir belge var mı? Yok. Dahasını söyleyeyim. Semra Güzel’in fotoğraflarından net olarak görünen o ki, kimisinde 6 yaş genç, kimisinde 6 yaş ihtiyar bir görüntü veriyor..
Bunları da bir yana bırakıp, dedektif Kemal beyin cevabını aktarmaya devam edelim:
“Dolayısıyla bu fotoğrafın muhatabı doğrudan doğruya Erdoğan’dır. Bu fotoğraflar çekilirken ülkede ne oluyordu sorulması lazım.”
Vay müfteri vay.. Erdoğan defalarca, “Silahları gömüp gideceksiniz” desin.
“Silahlar bırakılacak, en önemli şart bu” diyecek..
Ama.. Kemal beyin ittifak yaptığı HDP listesinden, “nişanlısı etkisiz hale getirilen” kontenjanından milletvekili yaptırılan Semra Güzel, silahlar eşliğinde fotoğraf çektirecek. Bunun sorumlusu da..
“Silahların bırakılması öncül şart” diyen Erdoğan olacak.
Siz kafayı mı yediniz beyler.. CHP içindeki ulusalcılar..
Bu adamın yalanlarına, daha ne kadar tahammül edeceksiniz?
Mithat Sancar’a da kulak verelim.. Bakalım milletvekili listesine koyduğu Semra Güzel’in, hangi özelliklerini gösterttiğini söyleyecek mi?
“Yok canım nereden çıkardınız, terörist nişanlısı kontenjanından vekil listesine konulduğunu. Semra Güzel, halkın büyük beğenisini çeken bir halk insanıdır” diyebilecek mi?
Pensilvanya’dan öğretilmiş tekrar ile. Mithat Sancar da. Kemal bey gibi konuşuyor:
“Semra Güzel arkadaşımız konuyla ilgili ayrıntılı bir açıklama yaptı. Bu açıklamanın insani, siyasi boyutları var. Bu fotoğraflar 2014 yılında çekilmiştir; ki o dönemde çözüm süreci devam etmektedir. Süreç devam ederken bizatihi AKP iktidarının teşvikiyle binlerce, on binlerce insan PKK üyesi çocuklarını, yakınlarını, sevdiklerini görme imkanını elde etmişlerdi.”
Vay yalancılığın profesörü olmuş Mithat vay!
Demek, sen de.. İyi Partili sahte milliyetçiler gibi..
Çözüm sürecini mahkum etmek için.. Şimdi çözüm sürecine laf çakacaksın öyle mi?
Azıcık fikir namusunuz var ise, söyler misiniz: “Çözüm sürecinde, AK Parti’nin izni ile gidilip, itiraz edilmeyecek fotoğraflar ise onlar.. Bugüne kadar, niçin hiçbir yerde yayınlanmadı? Semra Güzel, o fotoğrafları niye bugüne kadar yayınlamadı. Niye önce inkar etti?
“Çözüm sürecinde gitmiştim hatta elbiselerimi orda çıkarıp, oranın giysileri giydirildi” yalanını attı. Sonra ortaya çıkan fotoğraflar gösterdi ki.. Manken gibi.
30 tane kıyafet ile terörist fotoğrafları çekilmiş.. Suçüstü oldunuz. Hepiniz suçüstü oldunuz. Kemal’i de, Meral’i de, Mithat’ı da.. Hepiniz katillere avukatlık yapıyorsunuz..
Hainlerin suçların örtmeye çalışıyorsunuz..
Ali Karahasanoğlu/Yeniakit.