Haber, “Ahmet Davutoğlu yine sahnede” başlığıyla düştü ekrana.Kılıçları çekmiş...Kime karşı?Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve hükümete karşı...Açıklamalarını okudum. Utandım. Hep de “Uyarmıştım, bilmem kaç sayfalık rapor hazırlamıştım ama beni dinlemediler” modunda laflar.Seni niye dinlesinler ki?Ben olsam selam bile vermezdim.
Şu sözleri sarf eden birine selam verir misiniz? “Koronavirüs karşısında bütün devletler vatandaşlarına para aktarırken, bizde vatandaştan para toplanıyor. Burada bir terslik yok mu? 2002’deki başarı hikâyesinden buraya...”Bu açıklamanın üzerinden zaman geçti.Söylenenler yalan oldu.Davutoğlu çıkıp özür diledi mi?Hayır...Benzeri bir girişimde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da bulundu, vatandaştan para yardımı istedi ve prototip kolilerine sponsor olmalarını rica etti.
Davutoğlu, “Vah... 1994’teki başarı hikâyesinden buraya...” gibi bir açıklama yaptı mı?
Yapmaz...
İBB’yi koruyor...
Hatta seviyor...
İBB’nin düşmesinde, adamı Selim Temurci’yle birlikte rol üstlendi... Aradaki 800 bin fark, Temurci farkıdır.
Sadece Davutoğlu mu?
Medyası da İBB’yi çok seviyor ve kolluyor.
Defaatle yalanlanmasına rağmen, “Hükümet, belediyelerin yardım yapmasına, ekmek dağıtmasına engel oluyor” diye haber yaptılar. Dört adet köşe yazısıyla bu yalana katkıda bulundular.
Gerçek ortaya çıktı.
Engellendiği öne sürülen belediye başkanları açıklama yaptılar, “Yok böyle bir şey” dediler.
Davutoğlu özür diledi mi?
Medyası, “Yanılmışız. Erdoğan’ı incitelim diye gözümüz hepten kör olmuş” diye bir tavzih yazısı yazdı mı?
Yazmazlar...
Şimdi size Davutoğlu açıklamalarından küçük bir derleme sunacağım.
Kılıçları çeken adama bakıp bakıp gülersiniz.
Ya da minder yapıp oturursunuz.
Aldı Davutoğlu, bakalım ne söyledi?
BİR “Kim ne derse desin ben sözüme sadığım, Cumhurbaşkanımızla kurduğum vefa ilişkisini son nefesime kadar sürdüreceğim. Hiç kimse benim ağzımdan, benim dilimden, benim zihnimden Cumhurbaşkanımız aleyhine tek bir söz duymadı. Duymayacak...”
İKİ “Nefsimi ayaklar altına alırım, bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersiyle iterim ama asla bu kutlu hareketteki hiçbir dava arkadaşımın kalbini kırmam, dünya mazlumlarının tek umudu olan bu ak harekete zarar görmesine, bu ak yürekli kadroların üzülmesine, ye’se düşmesine asla izin vermem.”
ÜÇ “Bize göre en doğru sistem, başkanlık sistemidir.”
DÖRT “Eğer bir gün nefsi hesaplarımdan dolayı bana rüyamda dahi göremeyeceğim makamları altın tepsi de sunan adama ve o adamın davasına ve onunla yol yürüyenlerin sevgisine, muhabbetine ihanet edersem gelin yüzüme tükürün...”
BEŞ “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sorunlu... Bunu çözmeden demokratik bir ülke olmamız mümkün değil.”
ALTI “Dünyadaki mazlumların umudu olmuş AK PARTİ ye Asla zarar vermeyi düşünmem. AK PARTİ dışında hiç bir siyasi harekette bulunmam. Hiç kimse benim dilimden Cumhurbaşkanımın aleyhinde tek bir kelime duymayacak. Bu davaya gönül verenleri üzmektense bütün makamları ayağımın altına alırım...”
YEDİ “Ak Parti büyük bir davanın adıdır. Bu davaya ihanet ettiğimi görürseniz yüzüme tükürün...” Ahmet Kekeç/Akşam Gazetesi