Önümüzdeki cumartesi günü GP Başkanı Ahmet Davutoğlu su koyvermezse Yuvarlak Masa toplantısında bir araya gelecek olan Millet İttifakı bileşenlerinin gündemi ve altına imza atacakları mutabakatın ana hatlarını çok özel kaynaklardan öğrendim.
Meselenin “CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu aday mı değil mi?” tartışmasından öte bir anlamı var, size onu anlatmam lazım. Çünkü seçim öncesi kadar, seçim sonrası süreci de karara bağlayacak bir MUTABAKAT METNİ olacak bu.
Adaylık meselesi de var tabii ve o konuyla da ilgili CHP cephesinden çok ilginç bilgiler edindim.
İttifak’ın majör iki partisi olan CHP ile İyi Parti, kendi kamuoyu şirketlerine yaptırdıkları araştırmalardan dolayı çok mutlular. Çünkü önlerine getirilen tabloya göre, eğer bugün seçim olsa bırakın Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş’ı, İlhan Kesici bile yüzde 50’nin üzerini görüyor. Dolayısıyla da Kemal Kılıçdaroğlu’nun önceki gün erken seçim diye bastırmasının ve adaylığını deklare edercesine “Çık karşıma, boyunun ölçüsünü alayım” demesinin arkasında yatan etkenin bu olduğunu bilmek için özel yeteneklere sahip olmaya gerek yok. Gerçi bundan önceki 11 seçimde karşısına çıkan ve her defasında sırtını kündeye getiren farklı kişi değildi, hep Tayyip Erdoğan’dı ama demek ki bugünü daha berrak görüyor CHP Genel Başkanı.
Bu yüzden Kemal Kılıçdaroğlu cumartesi günü MUTABAKAT’ı kendi adaylığı üzerinden inşa edeceğe ve ortaklarını ikna etmeye çalışacağa benziyor.
FORMÜL’ü de aşağıdaki gibi:
1Kemal Kılıçdaroğlu seçilir seçilmez hemen parlamenter sisteme geçilmesi için harekete geçip yasal süreci başlatacak. Kılıçdaroğlu ESKİ TİP Cumhurbaşkanı modeli olmayı kabul etmiş durumda. Bu onun için daha kolay. Elini taşın altına sokmadan ve yorulmadan ömrü hayatını bir de Cumhurbaşkanlığı ile taçlandırmış olacak. Yani Anayasal süreç işletilecek.
2Millet İttifakı bileşenleri eğer Meclis’te Anayasa değiştirme çoğunluğunu (400 milletvekili) sağlamışlarsa “Cumhurbaşkanlığı sistemi” değiştirilerek seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın onayına gönderilecek. Kılıçdaroğlu doğal olarak bu kararı halkoyuna sunmadan Resmî Gazete’de yayınlatıp yürürlüğe sokacak. Eğer 400 vekillik çoğunluk sağlanamamışsa diğer seçenekler masaya getirilecek.
3Parlamenter sisteme geçildikten sonra Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i Başbakan olarak atayacak.
4Meral Akşener, ittifak bileşenlerinin hepsinin gönlünü hoş edecek şekilde bir koalisyon hükûmeti kurarak Kılıçdaroğlu’nun onayına sunacak ve anlaşmazlıklar olursa giderilerek yeni hükûmet görevine başlayacak.
İMAMOĞLU İÇİN SÜREÇ
Gelinen noktada, Ekrem İmamoğlu’nun başkan adaylığı ihtimali zayıflamış görünüyor. Öyle anlaşılıyor ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun kararlılığı bunda önemli bir etken oldu. Hatta kulağıma çalınan bir sohbet bu konudaki kanaatimi iyice pekiştirdi.
Ekrem İmamoğlu’nun Kampanya Direktörü Necati Özkan’ı hatırlayacaksınız. İmamoğlu’nu anlatan “Kahramanın Yolculuğu: Yeni Nesil Siyasetin Zaferi” adlı bir kitap da yazmıştı. Hatta CHP'nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu bu kitaba "Kahramanın hikâyesini yazıyorum diyerek kahramandan daha çok kendilerini kahramanlaştırmaya çalışan profesyoneller bilsinler ki; yalan, yanlış ve eksik verilerle Genel Merkez iradesinin, CHP örgütlerinin ve İstanbul ittifakının emeğine hiç kimse saygısızlık edemeyecektir” diye çıkışmıştı.
Neyse, diyalog Necati Özkan ile bir dostu arasında cereyan ediyor. Özkan “İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına itiraz eder mi?” sorusuna “Hayır etmez. Ekrem Bey'in önünde uzun yıllar var, henüz 53 yaşında” diye cevap veriyor.
Bu sohbetin kodlarını başka yerden doğrulattım ve Ekrem İmamoğlu cephesinin nasıl gelişeceğinin ipuçlarını aldım.
Yukarıda aktardığım süreç işlerken Ekrem İmamoğlu İBB Başkanlığı görevinin 5. yılını da tamamlamış olacak. Yeniden aday olmayacak ama olağan ya da olağanüstü bir kurultay ile CHP Genel Başkanlığı’na seçilecek.
Bu arada Meclis’teki koalisyon hükûmeti artık kendi güçleriyle bağımsız olarak parlamentoda yer alabilmek amacıyla erken seçime gidecekler. Yani 2028 beklenmeyecek. Ekrem İmamoğlu’nun Başbakanlık yolu da işte o seçimde açılmış olacak.
Tabii bu anlattığım Millet İttifakı’nın “SEÇİLİRSEK NELER OLACAK” simülasyonundan ibaret bir senaryo.
Sonuçta arzular şelale tabii.
Hem kaçak elektrik kullanımını teşvik ediyorlar hem de elektrik faturası protestosuna çağırıyorlar
Elektrik faturalarına gelen zamlar bir hayli okkalı oldu her şeyin fiyatının arttığı bu dönemde. Daha tasarruflu yaşamamız gerektiği ortada. Dünyadaki durum bizden daha iyi değil, çok daha kötü. İngiltere Gıda Vakfı The Food Fondation’ın geçen ay yayınladığı rapora göre kış aylarında artan ısıtma maliyetleri nedeniyle 5 haneden biri “ya ısıt ya da ye” ikilemiyle karşı karşıya kalınmış. Bu hane halklarında çocukların artık okullarına yemek götüremediği ve bir öğünü atladıkları belirtiliyor.
Bunu Türkiye’deki sorunu göz ardı etmek için aktarmadım ama dünya çapında yaşanan sıkıntıdan biz de payımızı alıyoruz kuşkusuz. Enerji dağıtım şirketlerimiz de elini taşın altına koyup bu sıkıntıyı kârlarından fedakârlıkta bulunarak paylaşmalı.
Ama meselenin “siyaseten” desteklenen bir hırsızlık boyutu da var bu arada. Biz yasalara uyan sade vatandaşların evlerine gelen elektrik tüketim faturalarıyla sırtımıza yüklenen bir de KAÇAK KULLANIM BEDELİ var. Yani bizler kaçak elektrik kullananların yükünü de üstleniyoruz.
Peki, en çok kaçak elektrik kullanımı nerede?
Güneydoğu Anadolu bölgesinde.
Kaçak elektrik kullanımının bu bölgede en az yüzde 40 civarında olduğu belirtiliyor. Çünkü PKK terör örgütü, HDP kanalıyla orada halkı kaçak elektrik kullanmaya teşvik ediyor.
Ama şimdi aynı HDP, halkı elektrik faturalarındaki artış nedeniyle sokağa davet ediyor yasa dışı olarak. Birkaç ilde sokak gösterisi oldu gerçekten de. Ama ben eminim o sokağa çıkanların arasında hatırı sayılır oranda kaçak elektrik kullanan vardır.
HDP ve PKK’nın yaptığı arsızlık akıl alır gibi değil gerçekten.
Sabır bu kadar zorlanır ancak.
Elektrik faturalarında bir işler dönüyor ama ne?
Son günlerde herkes birbirine “Sana kaç lira geldi?” diye elektrik faturalarını soruyor. Bu ay kaç lira, geçen ay ne kadardı, indirimden yararlandıktan sonra ne oldu? Sorular birbirini izliyor.
Bir yandan da ünlü tayfasının paylaşımları var. Mübarekler ya Bitcoin madenciliği yapıyor ya da 68 klimayla evlerini ısıtıyor olmalılar ki gelen binlerce liralık faturalarla “isyan” ediyorlar. Halkçı da görünüyorlar beri yandan.
Evet, dağıtım şirketleri devletten ucuza aldıkları elektriği bir hayli kâr ekleyerek satıyorlar, kârlılıkları yüksek, üstelik yaptıkları yatırımı bile yine DAĞITIM BEDELİ adı altında faturaların içine ekliyorlar ama sonuçta faturalardaki bariz farklılıkların da göz ardı edilecek yanı yok.
Acaba sayaç okumalarında bir dolaplar mı dönüyor, yoksa birtakım kriptolar özelikle fazla yakıp “pahalılık arttı algısı” mı oluşturmaya çalışıyor belli değil.
Bir iş adamı var sosyal medyada; Volkan Okçu. Takipleşiyoruz. Bir eve ait fatura paylaşmış, günlük kullanımı 63 Kwh tutmuş. “Olacak şey değil, 63 Kwh deli bir rakam. Ben üç katlı evde oturuyorum 443 lira ödedim” diyor. Hakikaten günlük 63 Kwh’lik tüketimin aylık bedeli 2532 lira civarında tutuyor. Ya bu faturaları paylaşanlar yukarıda söylediğim gibi özellikle fazla yakıp yangın çıkarıyorlar ya da sayaç okumalarında birtakım tuhaflıklar yaşanıyor.
Volkan Okçu’nun bu aktarımının altında neredeyse 100 kişi kendi evinin fatura bilgilerini paylaşmış. Hepsi birbirinin zıddı ve hakikaten insana “ne oluyor” dedirten türden.
Şaduman Bilgili: “4+1 155 m2 evimizin elektrik faturası. Bugün geldi, 233 lira.. Bu arada 5 kişiyiz ama misafirim eksik olmaz çok şükür. Her gün süpürge fırın ütü ve diğer elektrikli aletler mütemadiyen çalışır. Millet ne yakıyor gerçekten anlamıyorum. Zamlardan önce de 150180 civarındaydı.”
Hakan Alav: “3+1 ev Volkan Bey 2 yetişkin 1 bebek yaşıyoruz. Mersin'e yolunuz düşerse buyrun misafirimiz olun çayımızı için. Gözünüzle görün en ufak abartı yok fatura bu; 1121 lira. Geçen ocak ayında 311 liraydı.”
Fatih Demir: “2+1 90 m2 evdeyim. 2 küçük çocuk her gün çalışan çamaşır ve bulaşık makinesi, 24 saat yanan kombi, 2 buzdolabı normal dün neysek bugün de aynen devam. Evet, bir zam var ortada ama bin TL’ler filan ne, n’apıyor bu insanlar o evlerde? Benim 303 liraydı, 378 lira oldu.”
Elmas Akgün: “Benim de günlük kullanımım 11 Kwh. Elektrik klimalı kullanıyorlar. 485 lira yapıyor. Bazıları herhâlde her odaya elektrik sobası koymuş. Bilerek fatura yüksek gelsin Bizim 12 dairelik apartmanda en çok bana geldi. Diğerleri 250, 175, 380 lira civarında.”
M. Salih: “Haftada 1 gün evdeyim. Bekârım. Elektronik doğru düzgün bir tek TV var 190 TL gelmesi normal değil... Var bir şeyler hocam.”
Uğur Kandil: “Abi ben de anlamış değilim. 145 m2 evde kurutma makinası dâhil çalışıyor. Rutin hayatımızdan başka sadece tek fark makine ve ütüyü akşam 10.00’dan sonrasına bıraktık. Sadece bunu yaparak 130 lira gelen faturam 280 geldi. Anlamadım gitti bu bin lira gelen faturaları.”
Yalçın Kara: “Bizim ev de 3 katlı. Üstelik annem akşama kadar evde. Günlük ortalama kullanım 9 Kwh. Ketıl, klima ısıtıcı vb. ürünler yükseltiyor faturaları. Bir de masaüstü pc’ler olabilir. Allah herkesin yardımcısı olsun 442 lira geldi bize.”
Burciyevs: “Ben de anlamıyorum. 3 kişilik bir aileyiz faturam aralıkta 108 lira ocakta 172 lira geldi.”
Bahar Doğan: “Antalya da yaşıyorum 3+1 Ev 2 klima yakıyoruz. Doğalgaz yok ev sahipleri almıyorlar. Termosifon mutfakta elektrikli ocak o kadar. Dikkat etmeme rağmen 1 aydır sadece çocuk odasında yaşıyoruz. 15 günlük 500 liraya yakın fatura geldi. Derdimiz çok ama tuzu kuru ev sahipleri anlamıyor.”
Alev Derya: “2 katlı ev 443 lira geldi, cidden bir gariplik var!”
Yasin Beyit: “Pahalılığı sulandırmaya çalışan kriptolar bunlar şu süreçte pahalılığı en çok eleştirenlerden biriyim ama bu faturalar sadece bir evin elektrik tüketimiyle alakası olmadığına kalıbımı basarım, içinde muhtemeldir ki ısıtma gideri de var ben de ısıtma giderimi katsam 1207 lira olur.”
Emre Kaygısız: “3+1 170 metrekare evimiz var. Kombiyi hiç kapatmıyoruz. Bulaşık, çamaşır, fırın hepsini kullanıyoruz. Fatura 270 TL.”
Ahmet Üm: “5 kişiyiz 330 TL geldi.”
Hüseyin Can Eğer: “2+1 ev, 4 kişilik aileyiz. Aralıkta 270 lira ocakta 338 lira geldi. 2 bebek var çamaşır makinesi kurutma makinesi çok sık çalışıyor. 23 bin lira fatura gelen evi çok merak ediyorum Bitcoin madenciliği yapıyorlar herhâlde.”
Rozan Yılmaz: “Ya ben anlamadım, 4 kişilik bir aileyiz, 3+2 evimiz, bütün elektronik aletleri kullanıyoruz. Bana gelen fatura 290 lira. İnanın bu 1000 TL faturaları görünce evde bir şey mi üretiyorlar makineyle anlamadım.”
Size de aynısı oldu mu bilmiyorum ama benim hayli kafam karıştı. Daha doğrusu işin içine ünlüler de karışınca ve bu ünlülerin hepsi de geçmişteki bazı olaylarda adlarını andığımız kişiler olunca insan “Ne oluyor” demekten kendini alamıyor. Yani misal Eser Yenenler ve karısı Berfu, iki çocuklarıyla birlikte kütük evlerinde nasıl 8 bin liralık elektrik yakabilirler ki? Bence ya kendilerini ya da sistemlerini bir kontrol ettirsinler. Çünkü ikisinden birinde arıza var.
Fuat Uğur/Türkiye Gazetesi