Auto-Created-3
05 Ocak 2022 ( 5226 izlenme )
Reklamlar

TÜSİAD'dan yeni hamle!

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ve Koç Üniversitesi ortaklığı ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF), "2002'ye Girerken Türkiye Ekonomisi" panelini bugün online olarak yaptı.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaslowski: Dünyanın yeni düzeni inşa  ediliyor, Türkiye fırsatları iyi değerlendirmeli
Panelin açılışında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı yeni ekonomi programına atıfta bulunarak enflasyon eleştirisinde bulundu.

Anka Haber Ajansı'nın sitesinde yayınlanan habere göre; TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, “Bu hafta başında ülkemizde açıklanan yüksek enflasyon rakamları da attığımız adımları tekrar gözden geçirmemiz gerektiğini net şekilde ortaya koymakta. Enflasyon ile mücadelede gerçekten doğru adımları mı atıyoruz? Bunlar doğru adımlar ise neden enflasyon bu denli şiddetli yükseliyor” dedi.

TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski şu açıklamalarda bulundu:

"Her alanda ezberlerimizi bozmamız gerekecek" "Dünya düşündüğümüzden de hızlı dönüşüyor. 2020 yılı başında Covid19 hayatımızda girdiğinde eminim ki hiçbirimiz, bu değişimin bu denli hızlı olacağının farkında değildik. İçinden geçtiğimiz sürece uyum sağlamamız için bugüne kadar öğrendiklerimizi bir kenara bırakıp yeniden düşünmemiz, tekrar tekrar akıl yürütmemiz ve stratejileri geliştirmemiz gereken bir dönemdeyiz. Bu dönüşümü her kim hızlı kavrar, hızlı yaparsa bu süreçte ön plana çıkma şansı artacaktır. Her alanda ezberlerimizi bozmamız gerekecek.
Bu kez gelip reset atabilecekler mi?
"Dünya önemli bir enflasyon riskiyle karşı karşıya"
Ülke olarak, günlük, haftalık konulara odaklanmak durumunda kalırken global gidişattaki ana resmi kaçırmamalıyız. 2022’de halen arz yanlı sıkıntılar şiddetli şekilde sürerken dünya yeniden önemli bir enflasyon riskiyle karşı karşıya. Ekonomiler ısınıyor ve küresel para politikasının var olan risklere verebileceği cevaplar kısıtlı. Dolayısıyla tüm bu politika tasarımlarında süreci öngörmek zorlaşırken hata yapma riski de artabilir. Ne ülkemizin ne de küresel ekonominin enflasyon riskinin de azımsanmamasının gerektiğini bir dönemde geçmekteyiz.

"Yüzde 10’un üzerinde büyüme kaydettik, fakat..." Bu hafta başında ülkemizde açıklanan yüksek enflasyon rakamları da attığımız adımları tekrar gözden geçirmemiz gerektiğini net şekilde ortaya koymakta. Enflasyon ile mücadelede gerçekten doğru adımları mı atıyoruz? Bunlar doğru adımlar ise neden enflasyon bu denli şiddetli yükseliyor? Evet, bugün baktığımızda ihracatımız, 2021 yılını son derece yüksek, 225 milyar dolar seviyesinde tamamladı. Geride bıraktığımız yıl reel bazda yüzde 10’un üzerinde büyüme kaydettik. Fakat önümüze baktığımızda var olan koşullar, öngörülebilirliği ve yatırım ortamını ne kadar destekliyor? Bu süreç ne kadar sürdürülebilir? Son dönemde attığımız adımlar, bizi arzu ettiğimiz noktaya getirdi mi? Dolarizasyon artarak devam ediyor. Kısa vadeli geçici çözümlere yönelirken büyük resmi kaçırmıyor muyuz? Faiz indirimi yaptığımız halde neden piyasa faizleri ya da kredi faizleri düşmüyor? Aksine yükseliyor. Geride baktığımız bu son 3 aylık süreç bize neler öğretti? Zaman çok kıymetli. Ülke olarak bu zamanı daha doğru kullanma maliyeti artık eskisinden de yüksek.

"Odaklandığımız nokta global iktisadi gerçeklerle örtüşmüyor". Pek çok konuşmamda ifade ettiğim gibi; ülke olarak odaklanmamız gereken, serbest piyasa işleyişine sadık kalarak verimlilik artışı ile katma değeri yüksek teknolojiye dayalı yeşil dönüşümü destekleyen üretim ortamına kaymaktır. Bu, zaten beraberinde ihracat artışını da getirecektir. Odaklandığımız nokta bugünkü global iktisadi gerçeklerle yeterli ölçüde örtüşmüyor. Uyguladığımız yöntemler bizi temennilerimize ulaştırmadığı takdirde, her seferinde yeni yöntemlerle gelmek veya daha liberal piyasa işleyişinden ödün vermek mecburiyetinde kalırız. Bu, aynı zamanda rekabetçi piyasa işleyişini bozarken verimliliğe de hasar verir. Unutmayalım ki bu yöntem, kısa vadede geçici çözüm sunuyor gibi gözükmekle beraber öngörülebilirliğe de zarar vermekte. Gün sonunda ekonomide erişmek istediğimiz refah artışından da ülkemizi uzaklaştırmaktadır.

"Umuyorum ki 2022, hedeflerimize hayata geçirdiğimiz bir yıl olur"
Ancak ve ancak insanımızın yetkinliklerini, bilim, teknoloji, inovasyonu, demokrasiden ekonomiye tüm alanlarda kurumları ve kuralları güçlendiren bir kalkınma anlayışının sürdürülebilir olacağına inanıyoruz. Hedefimiz, ekonomik olarak gelişmiş, uluslararası alanda saygın, toplumsal olarak eşitlikçi ve adil, yeni yeşil dönüşümü başarmış, çevreci bir Türkiye olmaktır. Umuyorum ki 2022, bu alanlarda doğru adımlar attığımız ve bu anlayışı hayata geçirdiğimiz bir yıl olur.”

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Erdoğan SALGIN için tarih verdi Milletin adamı Menderes'in idam edilişinin yıldönümü... İdamından önce celladın kan donduran sözü Ali Babacan ile Ekrem İmamoğlu gizlice buluştu! Bakın nerede bir araya geldiler Beyaz Saray sirki