Auto-Created-3
26 Ekim 2019 ( 530 izlenme )
Reklamlar

Yasin elKadı üzerinden, ABD polisliğine soyunanlar çıksın ortaya!

Yasin elKadı, Suudi Arabistanlı bir işadamı idi.

Türkiye’de de yatırımları vardı.

Tayyip Erdoğan ile görüşen bir kişi idi.

ABD, bu isim üzerinden, bir karar aldı.

Sorgusuz sualsiz..

Malvarlığı üzerine tedbir kararı konuldu..

Gerekçe: El Kaide’ye yardımcı olma.

Somut hiçbir delil yok..

Somut bir belge yok..

Hemen belirteyim..

Yıllar sonra, Amerika da bunu zaten kabul etti.

Malvarlığına konulan o tedbiri kaldırdı.

İtibarını iade etti.

Kendisine tazminat ödendi mi, onu bilmiyorum..

Ama, tedbir konulduğu dönemde..

FETÖ’cü polisler, bu kişinin Tayyip Erdoğan ile tanışıklığı üzerinden, bir algı oluşturdular..

“Terörist ile görüşme” dediler..

“Terörist ile ilişki” dediler..

“Türkiye de yargılanacak” dediler..

“Terörist yüzünden, Türkiye’nin de başı belada” dediler..

Yasin elKadı, eline bir defa dahi silah almamış bir işadamı olduğu halde..

Amerikan sözcülüğüne soyunup, Türkiye’deki meşru hükümeti devirmek için bu konuyu malzeme olarak kullananlar, şimdi bambaşka bir operasyona daha imza atıyorlar..

Şimdiki operasyon ne?

Ferhat Abdi Şahin isimli eli kanlı terörist ile, ABD ve Rusya’nın resmi yetkililerinin görüşmelerini malzeme yaparak, “Türkiye, teröristlere karşı etkin mücadele yapamıyor” algısı oluşturmak..

Dahası..

“Türkiye anlaşma yaptığı ABD ve Rusya’ya bile, teröristlerle ilişkilerini kesmeleri konusunda gerekli etkiyi gösteremedi” algısı ile, rezaleti yapanları değil, Türkiye’yi suçlamaya kalkışmak..

Ne yaman bir çelişki bu?

ABD ile daha 10 gün önce 13 maddelik mutabakat metni imzalamışız..

O metinde terör örgütü olarak gösterilen YPG’nin başındaki Ferhat Abdi Şahin, ABD’de ağırlanmak üzere davetler yapılıyor..

Rusya ile 4 gün önce, 10 maddelik sözleşme imzalamışız..

O sözleşmkede terör örgütü olarak gösterilen YPG’nin başındaki terörist ile, Rusya Milli Savunma Bakanı’nın görüntülü görüşme yaptığı, ortaya çıkıyor..

Tüm Türkiye’deki siyasi partiler..

Medya organları..

Siyasetçiler, bürokratlar, bilim adamları, güvenli görevlileri tek yürek olup..

“Bu puştluktur. Türkiye’ye kurşun sıkmış bir terörist ile, ABD işbirliği yapıyorsa, o teröristin işlediği suçlardan, ABD de sorumludur” diye haykırmamız gerekirken..

“Bu namussuzluktur.. Türk askerini şehit eden eylemlerin faili olan Ferhat Abdi Şahin ile, Rusya Milli Savunma Bakanı görüşüyorsa, o terörist için çıkardığımız kırmızı bülteni, Rus bakan için de çıkartırız. Çıkartmalıyız” dememiz gerekir iken..

Teröristlerle görüşen iki süper devletin bu namussuzluğundan da, sanki Türkiye sorumlu imiş gibi, haberler yapılıyor, açıklamalar yayınlanıyor..

Dün, eline silah almamış Yasin elKadı için, “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, onunla nasıl konuşur” diye algı yapanlar..

Tayyip Erdoğan’ı suçlayanlar..

Erdoğan’ı devirmek için, o konuyu istismar edenler..

Şimdi eline silah almış, binlerce insanın katili olmuş bir terörist ile görüşmesi sonrasında..

ABD’li yetkilileri suçlamıyorlar..

Rus yetkilileri suçlamıyorlar..

Yine Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı suçluyorlar..

Nasıl bir ahlaksızlık bu?

Nasıl bir vicdansızlık?

Dahasını söyleyeyim..

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde yıllarca Türkiye adına hakimlik yapmış olan.

Sonrasında da CHP’de milletvekili olan Rıza Türmen.

Bir internet sitesinde, bakın neler yazmış:

“Suriye’de Türkiye’nin kontrolü altında bulunan bölgelerde, TSK ile birlikte Milli Suriye Ordusu adı altında operasyona katılan grupların yol açtığı insan hakları ihlallerinden Türkiye sorumlu olacaktır!”

Afedersiniz, buna ne denir?

Ağzınızı doldurarak, hangi hakaretlerin yapılması gerekir?..

Muhatabımızı tahkir etme amacı ile söylemiyorum..

Azıcık vicdanı olan söylesin, Türkiye kendi topraklarının güvenliğini sağlamak için, eli kanlı teröristlerle mücadele ederken, yardımcı olduğu Milli Suriye Ordusu’nun bir yanlışı var ise, ondan da sorumlu olacak ise..

Bunu, bir hukukçu söyleyebiliyorsa..

Bunu söyleyen hukukçunun..

Aynı zamanda..

O terörist guruba silah veren ABD için de, aynı şeyleri çok öncesinden söylemiş olması gerekmez miydi?

“PYD’lilerin kullandıkları silahlarla, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kılına zarar geldiğinde, bunun hesabı, hem o terörist örgütten, hem de silahı veren ABD’den sorulur” demesi gerekmez miydi?

Bunun hukuki gerekçelerini uzun uzun anlatması gerekmez miydi?

ABD, teröristlere bedava silah versin..

CHP’nin sözümona insan hakları hukukçusu bu teröre desteği seyretsin.

İki kelime etmeyip, sanki ABD’nin yaptığı silah yardımı hukuka uygunmuş gibi algı oluştursun..

Sonra..

Suriye’nin içindeki insanlardan oluşan bir ordunun, Suriye içinde, kendi başlarına bir işledikleri suç olursa.,.

Ondan, Türkiye sorumlu tutulsun..

Buna “Hainlik” denir.

Buna “Türkiye Cumhuriyeti düşmanlığı” denir..

Buna “Amerika yalakalığı” denir..

Buna “Uluslararası terör destekçisi devletlerin yaltakçılığını yapmak” denir..

Hukukçu geçinen CHP milletvekili..

Cenevre Sözleşmesi’nden tutun..

Lahey kurallarına kadar..

Yazısında öyle alıntılar yapmış ki..

Çıldırmamak elde değil..

Bu utanmaz adama, “Sen kimden yanasın? Türkiye’de 50 bin insanın katili PKK’dan yana mısın, yoksa Türk askerinden yana mısın” diye sormak gerekir..

Sormak gerekir: “Bebeklerin, kadınların, yaşlı insanların katili PKK’danPYD’den yana mısın, yoksa Türk güvenlik güçlerinden yana mısın?”

Suriye’de bir hukuka aykırılık var ise, ondan Türkiye de sorumlu..

Ama..

Türkiye’ye havan topu ile, sivil yerleşim yerlerine bomba atıldığında..

Bunun sorumlusunun ABD başta olmak üzere, Rusya, Suriye rejimi, PYD ve PKK’nın tamamı olacağını söylemek, sanki ücrete tabi..

Hoş; söylesinler ücretini, onu da öderiz ama..

ABD’den ne alıyorlarsa, bir fazlasını veririz ama..

İşin doğrusu.. 

Bunlara verilecek paraya da yazık..

Ali Karahasanoğlu/Yeniakit

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

İngiltere Türkiye'de sapkınlığa destek veriyor Evde kal Türkiyem'in arkasına sığınıyorlar Bill Gates yardım adı altında ne yapıyor? AB ve ABD’ye pabuç pahalı geldi!