Toplumu ve aile yapısını bozmayı hedefleyen yasalar, milletin canını bezdirirken televizyon programları da bir yandan aile kurumu hedef almaya devam ediyor. Gündüz kuşağında çeşitli programlarla gayrı meşru ilişkiler meşrulaştırılmaya çalışırken son olarak Esra Erol’un programında kocasını aldatıp komşusundan çocuk doğurduğu iddia edilen kadın, DNA testi sonucu çocuğu komşusundan çıkınca “Şükür elhamdülillah” diye sevinip gülmesi, sert tepkilere neden oldu. Binlerce insan sosyal medya hesapları üzerinden yetkilileri göreve çağırarak “Bu rezaleti hemen durdurun” çağrıları yaptı.
Bu tür televizyon programlarının aile ve nesle saldırı düzenlediğini ifade eden Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik, “Bu tür programlarla aile dinamitleniyor. Bu rezillik derhal durdurulmalı. Ailemizi kaybedersek, kaybedecek başka bir şeyimiz kalmaz. Gençlerimize, ailemize sahip çıkmazsak, nasıl namussuzluk meşru hale getiriliyorsa o zaman toprak vermeyi de meşru hale getirirler. Bu milli güvenlik sorunudur. Geleceğimiz tehdit altında. Acil önlem alınmalı. Ailesini koruyamayanlar vatanını nasıl koruyacak? Çanakkale’de yapılamayan, 15 Temmuz’da yapılamayan medya eliyle yapılıyor. Buna kesinlikle el birliğiyle dur dememiz lazım. Çanakkale’den geçemeyenler, Çanak-Antenle geçiyor. Bu şekildeki programlarla bütün topluma hakaret ediliyor. Neslimizi de tehlike altına atmış oluyor. Bu tür programlar yeterince tepki göstermiyoruz. Sosyal medyada tepki gösteriyoruz sadece. Bütün medya gruplarının ailenin korunmasıyla ilgili bir program yapmalarını istiyoruz. Ancak o zaman millet olarak bu şekilde affedebiliriz. Yoksa affetmeyip, Allah’a ve millete şikayet ediyoruz” tepkisini gösterdi.
Dünya Çocuk Hakları Derneği Başkan Yardımcısı Fatma Sevim de bu ahlaksız programlarla neslin ve gençliğin hedef alındığını belirterek şunları söyledi: “Böyle bir çirkinliği, böyle bir ahlaksızlığı, gözümüzün, ailemizin içine sokmaları tam bir ahlaksızlıktır. Neslimizi hedef alan her ne olursa olsun sessiz kalmak dilsiz şeytanlıktır. Bu örneklerin kesinlikle yaygınlaşmaması için tepki göstermeliyiz. Sadece tepki de yetmiyor. İki, üç gün sonra unutuluyor o yüzden yaptırım da uygulanmalı. Bunun için de sivil toplum olarak, bireysel olarak her türlü platformda bunu dile getirmeliyiz. Yoksa kesinlikle ailemiz baltalanır. Aile baltalandığında ne vatan kalır, ne millet kalır. Neslimizin korunması için bu tarz ahlaksız yayınlara göz yummamalıyız. Zinayı meşrulaştırmak ahlaksızlıktır. Aklıselim düşünüldüğü zaman ve algılarımızı kapatmadan düşünen her insan, her mümin bunun gerçekten çok büyük bir vaka olduğunu anlayacaktır. Bu her türlü sapkınlığı ve sapıklığı teşviktir. Bunu o kadar rahat bir şekilde evimize kadar pişkince sokamazlar. Buna izin veremeyiz.”