Auto-Created-3
14 Mayıs 2020 ( 2293 izlenme )
Reklamlar

kucağına atılmak” ne demek?

Öyle diyor, gündemde olan hakime hanım..Bir savcıyı görevi başında şehid eden D'HK'P/C sanığı olan kişinin, açlık grevi sonrasında ölmesi sebebi ile “ölümü kalleş” ilan eden hakime hanım..Hiçbir şey olmasa..“Benim meslektaşımı şehid eden örgütün bir Sempatizanının ölmesi üzerine bir açıklama yapma mecburiyetim yok.. Yaparsam da, henüz mahkum olmamışsa da. Yargılama sonunda beraat mı eder,
mahkum mu olur bilemeyiz.. Yine de bir mesafe koyayım.. Elin adamının yüzünden, kendime, mesleğime laf ettirmeyeyim” demesi gerekirdi.Hiçbir çekingenliği yok..
Hiçbir korkusu yok.Çünkü daha önce yaptığı rezalet açıklamaların hiçbirisinin hesabı kendisinden sorulmamış..Oradan aldığı cesaretle, şimdi D'HKP/C sanığının ölümü üzerine, karalar bağlıyor..Yaslar tutuyor.Ölüme lanetler okuyor..Ölümüne sebebiyet verenleri açıkça demese de..Siz anlıyorsunuz, demek istediklerini..

“Hesabı sorulmamış” derken..

Neyi kastediyorum?

Bu köşe yetmez ama, şöyle bir demet özet sunalım...

Sorsam bu hakime hanıma..

Verdiğin karar mı çok, yoksa ölüm yıldönümünde andığın komünist sayısı mı diye..

Nazım Hikmet. Taner Kışlalı. Uğur Mumcu... Kamer Genç. Savcı Doğan Öz..

Devam ediyor ölüm yıldönümünde anılan sosyalistler..

Diyeceksiniz ki, “ne var, anmışsa anmış..”

O zaman turpun büyüğünü heybeden çıkarayım..

Meşru mahkemelerin yargılayıp, mahkum ettikleri Deniz Geçmiş’i de anıyor, bu hakime hanım?

Hiç sektirmeksizin.

6 Mayıs’larda..

“Denizlerin dalgasıyım..” diyor.

Bir başka yıl hedefi büyütüyor, “Darağacında üç fidan...” diyor.

Rezalete bakın..

Deniz Gezmiş yaşıyor olsa, bu hakime hanım da Deniz Gezmiş ile ilgili bir davaya bakıyor olsa..

Savcılıktan sabıka kaydını istemesi gerekse...

Orada mahkumiyet ilamı var..

Bu hakime hanım, o ilamı yırtıp atarcasına, “Üç fidan” diyor..

Sadece Deniz Gezmiş’i değil.. Yanındaki iki silahlı teröristi de “fidan”a çeviriyor..

Ve bu ülkede hakimlik yapmaya devam ediyor..

Niye?

Çünkü HSK bu hakimlere, göz yumuyor..

16 Nisan 2017’deki anayasa değişikliği referandumu ile ilgili olarak ideolojisine yakın bir gazeteye demeç vermiş..

Şöyle demiş bu hakime hanım:

“Anayasa değişikliği ile yargı yürütmeye teslim ediliyor. Değişiklik kabul edilirse, parti ilçe başkanı bile hakime müdahale edecek!”

Anayasa değişti mi?

Değişti..

Bu hakime hanımın öngörüsünü haklı çıkarmak için..

HSK toplanıp, “İlçe başkanı değil ama.. Biz seni tard ediyoruz” demesi gerekirken..

Yalan konuştuğu için.

Halkı tedirginliğe sevkettiği için.

Siyaset yaptığı için..

Hakkettiği cezayı vermesi gerekirken..

HSK toplanmış, olayı kapatmış..

O sözlerin üzerinden üç yıl geçti..

Sistem yürürlüğe gireli iki yıl oldu..

Bırakın bir partinin ilçe başkanının..

İşte somut örnek, hakime hanım önümüzde duruyor..

Hakimler Savcılar Kurulu’nu bile takmayan hakimlerle karşı karşıyayız..

“Zıt Erenköy” diyor..

Devleti takmıyor..

“Senin savcını öldüren örgüt üyesine destek veririm. Bana hiçbir şey yapamazsınız” diyor..

Önce “Yeni sistem kabul olursa ilçe başkanı hakime müdahale edecek” deyip, halkı korkutuyor..

Sonra, “Değil ilçe başkanı, HSK başkanı bile bana gücü yetmez” diyor..

“Bu devletin mahkum ettiği teröristleri, ben ‘Fidan’ diye anarım.. Siz de öyle seyredersiniz” diyor..

Duruşmalar ertelenmiş olabilir..

Hakime hanım, bugünlerde mahkemeye bile gitmiyor olabilir..

Ama..

Bu rezalet paylaşımlar yapılalı, aylar olmuş, yıllar geçmiş..

Son tartışmalı paylaşımının bile üzerinden günler geçmiş..

HSK toplanıp da, bu hakime hanım hakkında, “yeter artık, çok uzattın” dedi mi?

Demedi..

Diyemedi..

Onlar diyemeyince de..

Aynı kafadan şu hakim, bu hakim, hakime hanıma destek açıklamaları yaptılar..

İzmir Barosu kafayı çıkarıp, “Arkandayız Ayşe Sarısu Pehlivan” dedi..

Sosyalist medya “susturulamaz” işareti verdi..

CHP’liler sıraya girip, “Hakime hanıma iktidar partisinin ilçe başkanı laf edemiyor ama. Biz destek veriyoruz” açıklaması yapmışlar..

Tam bu noktada..

Bir hukukçu olarak.. Uzun uzun düşündüm. Ne kadar ideolojik kişi olursa olsun.. Ne kadar pervasız olursa olsun.. “Bir hakim, açık açık, bir terör örgütü üyesine destek mahiyetinde açıklama nasıl yapabilir?”

Açık söyleyeyim..

Bir çıkış yolu bulamadım..

Taa ki.. Okurlarımızdan birisinin telefonuna kadar..

“Hakime hanım hakkında, FETÖ’nün gizli dinleme, kayıt altına alma operasyonları olmuştu.. Hatta hakime hanım da, 1 Temmuz 2016’da bunu ima etmişti. İnanmıyorsanız, bir bakın” dedi..

Baktım..

Hakime hanımın paylaşımı şöyle:

“Bizi cemaatin kucağına atan siyasi iktidar şimdi de ocu şucu bucu diye paramparça ettiler.”

15 Temmuz hain darbe girişiminden 14 gün önce..

Bu paylaşımı ile ne demek istemişti acaba, Ayşe Sarısu Pehlivan isimli hakime hanım?

Ne demek istediği açık..

Siyasi iktidar ne yapmış da, bu hakime hanımı cemaatin kucağına atmış bilemem.

Kendisi açıklasın..

Dürüst çalışan, yanlışı olmayan bir hakime veya savcıya, siyasi iktidar ne yapabilir ki?

Terör örgütü mensuplarına destek çıkanlara bile bir şey yapamıyor da..

Dürüst çalışanlara ne yapabilir?

Önceki dönemde ne yapabilir?

Bugün ne yapabilir?

Dolayısı ile.. Siyasi iktidarın, hakimleri cemaatin kucağına atması iddiası biraz şüpheli de..

Bu durumu itiraf eden hakimler de, dürüstçe çıkıp, gerçekleri anlatmalı..

Cemaat kucağına kim, nasıl, neleri kullanarak oturttu? Hâlâ oradalar mı?

En önemlisi, terör örgütlerine sempatizanlık da, cemaat kucağında olmanın bir sonucu mu?

Açıklasalar da, bizi de merakta bırakmasalar..

Ali Karahasanoğlu/Yeniakit

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Engin Ardıç'tan dikkat çeken yazı: İşte Erdoğan'a kurulan tuzak! Bu daha Başlangıç Hazır olunmalı, deyip bu sözlerle duyurdu.. Biden'ın Amerikası Türkiye'yi kuşatıyor