Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Libya’da ulusal çıkarları doğrultusunda adımlar atması bazı ülkeleri rahatsız etmeye devam ediyor. Geçtiğimiz dönemde Türkiye’yi yok sayarak bölgedeki enerji kaynaklarını özellikle Avrupa’ya taşımak isteyen güçler Ankara’nın kararlı duruşuyla bu konuda sırayla geri adım atmaya devam ediyor.
Kısa süre önce ABD ve İtalyan şirketlerin bölgeden çekilmesiyle başlayan yeni dönemde Türkiye karşıtı blok da boş durmadı. Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Fransa, ortak bir açıklama yaparak "Türkiye'nin Akdeniz'deki petrol ve doğal gaz faaliyetlerinin GKRY'nin sözde münhasır bölgesinde gerçekleştiğini savunarak, söz konusu arama çalışmalarının uluslararası kanunlara aykırı olduğunu" öne sürdü.
Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, yaşananlara ilişkin değerlendirmesinde "Yunanistan, Mısır ve GKRY bölge ile bölgeyle ilgisi olmayan Birleşik Arap Emirlikleri ve dolaylı ilgili Fransa’yı yanlarına alarak bir garip deklarasyonda bulunmuşlar" ifadesini kullandı.
Açıklamada İsrail, İtalya, Ürdün ve Filistin’in olmamasının önemine vurgu yapan Prof. Dr. Kumbaroğlu, şöyle devam etti:
"Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nda yer alan dört ülke İsrail, İtalya, Ürdün ve Filistin, Türkiye’ye karşı bu deklarasyona katılmamış. Türkiye’nin meşru zeminde olması, kararlılığı ve bunları koruyan askeri gücü sayesinde Akdeniz’de dengeler Türkiye lehine değişiyor.
Yunanistan, Mısır ve GKRY açısından İsrail ve İtalya’nın kaybı Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa ile ikame edilebilecek bir gedik değil. İsrail ve İtalya’nın Türkiye karşıtı cepheden çekilmesi, başı İsrail sonu İtalya olan EastMed boru hattı tiyatrosunun bittiğinin de tescilidir."
Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, İsrail’in Türkiye karşıtı cepheden çekilmiş olmasının ilişkilerin yumuşaması adına çok önemli bir gelişme olduğuna dikkati çekerek, "İsrail ile de karşılıklı kıyılar temelinde deniz yetki alanlarının belirlendiği bir anlaşmanın imzalanması her iki ülkenin ulusal çıkarına olacak. Türkiyeİsrail anlaşması bölgesel barışın yanı sıra Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının Avrupa’ya ulaşmasının da en önemli anahtarı" şeklinde konuştu.