FETÖ Tapınak Şövalyeleri’nin Türkiye şubesiydi!

Günümüzdeki Türkiye ve İslam aleminin karşı karşıya kaldığı tehditleri akademisyen, ekonomist, yakın çağ siyasi tarih uzmanı ve yazar Dr. Ramazan Kurtoğlu ile konuştuk. Son kitabı Tapınak Şövalyeleri ve NöroMesih’te içi boşaltılmaya çalışılan İslam dünyasının nasıl Hz. Peygamber’sizleştirilmek istendiğini ele alan Dr. Kurtoğlu, tek dünya dinini empoze etmek isteyen FETÖ ve Batı’ya karşı uyarılarda bulundu. 

Kimdir bu Tapınak Şövalyeleri? 

Güney Fransa’dan bir kısım Sion tarikatı mensubunun kurduğu haçlı orduları içindeki, ‘İsa’nın fakir şövalyeleri’ diye anılan ama papalıktan sonra dünyanın en büyük gücü haline gelen, dünyayı yöneten topluluk. Görülmeyeni yok edemezsiniz. Masonlar, Gül Haç, İlluminati hepsi bunların alt yapısı. Hepsinin ana gövdesi bu. 

Kitabınızda Tapınak Şövalyeleri ile FETÖ ilişkisine yer verdiniz. Bu kirli ittifakın temeli neye dayanıyor?

Tapınak Şövalyeleri hareketinin üç temeli var: Para ve din kontrolü üzerinden siyaseti yönetmek. Ancak üç semavi din içinde İslam bu güçlerin elini kolunu bağlıyor. Nedeni basit. Yahudiliğin ve Hristiyanlığın semavi ayakları kırıldıysa da kitapları ortada. Ancak Kur’anı Kerim gibi bozulmamış vaziyette değiller. Aynı zamanda İslam Peygamberi ve İslam’ın önderlerinin mezarları da duruyor. Bugün Katolik Hristiyanlığı Tarsusludur, Romalı Yahudi Pavlus’un dinidir. Kendisi zaten İsa düşmanıydı. Ardından 1492’de Endülüs İslam Devleti yıkıldıktan sonra hahamlar ve kabalist unsurlar, İspanya ve Portekiz Kraliçesi İsabella tarafından sürüldü. Kudüs dışında dünyada açılan ilk sinagog Amsterdam’da. Çünkü adamlar Almanya’ya, İngiltere’ye, Hollanda’ya göçtü. Oraya baktığınızda 1525’te artık yeni bir Hristiyanlık yani Protestanlık vardı. Protestanlığın ana dayanağı olan dört İncil’den Yuhanna’yı yazdığı iddia edilen Yuhanna’nın bazilikası İzmir Selçuk’taki Efes’te. Orada bulunan Meryem Ana Evi tamamen uydurmaca. Meryem Ana hikayesi, rahmetli Abdülhamit Han zamanında Alman Emerik adlı histerik bir kadının uydurması. Fransa’da hastanede yatarken rüyalar gören Emerik diyor ki “İzmir’de bir dağ var orada Meryem Anamızı görüyorum.” Vatikan ve Fransa, Abdülhamit Han’dan orayı satın almak istiyor. Abdülhamit vermiyor. İstiklal Harbi sırasında oraya bir kısmı eski bir kısmı yeni taş koyarak Meryem Ana Evi çakılıyor. Dünyanın 46’ncı Meryem Ana Evi’dir. Atatürk döneminde de orayı istiyorlar. 

CUMHURİYETİN FİKİR BABASI ABDÜLHAMİT’TİR!

Peki sonra?

Öğrencilerime anlatırım; Cumhuriyetin temelini Abdülhamit attı... Abdülhamit’in okullarında yetişen Mustafa Kemaller, Fevzi Paşalar, Karabekirler, İnönüler cumhuriyeti uygulamaya geçirdi. Yani fikir babası Abdülhamit’tir. Atatürk de Abdülhamit’in yaptığı gibi orayı vermiyor. 

O zaman nasıl Meryem Ana Evi’ne dönüştürüldü?

Siyonist hareket Atatürk’ün ahirete intikali sonrası İnönü döneminde tekrar ısrar ediyor ve inşaatı başlıyor. Menderes döneminde bitiriyor. İzmir Efes’teki Bülbül Dağı’ndaki Meryem Ana’nın evi olduğu iddia edilen yerin 44 dönümünü meşhur zeytinyağı markalarından birinin sahibi levanten bir aile satın alıyor. Aile, evi Meryem Ana Vakfı’nın Harvard Üniversitesi ve İsviçre işbirliği ile kuruyor. Tapuyu vakfa devrediyor. Sonra Selçuk Belediye Başkanı çıkıyor, “Brezilya’daki İsa heykeli gibi Meryem heykeli çakalım” diyor. Bunun üzerine dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, “Bütün işleri bitirdiniz de Meryem Ana heykeli mi kaldı” diyor ve o heykel yapılmaktan vazgeçiliyor. 

FETÖ bu işin neresinde? 

11 yıl önce kaleme aldığım Evanjelizm kitabımda Gülen’in “Muhammed ül Resulullah demeye gerek yoktur” dediğini, bunların ABD’ye hizmet ettiğini, Türkiye için çok tehlikeli olduğunu yazmıştım. FETÖ’nün teşkilatlanma şekli Vatikan’ın sağ kolu Fransa merkezli Opus Dei’ye benzer. Ama metodolojisi evanjelistlere benzer, yegane misyonu da İslam’ı Hz. Muhammed’siz hale getirmek. Çünkü dinler arası diyalog İbrahimi dinlerin maksadı, sentetik bağdaştırılmış bir tek dünya dinidir. Bu bağlamda Roma paganizmi, Yahudilik ve Hristiyanlık artık zaten tek dünya dinidir. Açıkçası çok tanrılı dinlerdir bunlar. Baba oğul kutsaldır, Üzeyir Allah’ın oğludur gibi bir yapı var. Bu anlamda Tapınak Şövalyeleri Hristiyanlığı dönüştürdü, ABD ve Avrupa’nın dini deizm oldu. Maalesef deizmi Türkiye’deki üniversitelerde de yaymaya çalışıyorlar.   

GÜLEN MASON LOCASI ÜYESİ

Yani tehlike çok önce başladı. 

1962’den beri bütün siyasiler ve diyanet işleri başkanlıkları bu konuda sorumlu. Sadece tehlikeyi Sayın Cumhurbaşkanı fark etti, “Aldatıldık” dedi düğmeye bastı. 1962’den beri devletin hiçbir kurumu bunu görmedi mi? Bugün darbenin lideri olduğu söylenen insanın 1987’de Tel Aviv’de kurulan Tapınak Şövalyeleri mason locasının bir numaralı üyesi olduğunu devlet bilmiyor mu? Neden gereği yapılmadı? Bu milli güvenlik meselesi. Bugün Türkiye tahmin ettiğinizden çok daha büyük tehlike altında. Sayın Cumhurbaşkanı bunun farkında ama diğerleri ne kadar farkında bilmiyorum. Anladığım kadarıyla Bahçeli farkında, Kılıçdaroğlu gidip gidip geliyor. Siyasiler ve halka şunu söylüyorum, dünü bırakalım. Çünkü Türkiye büyük tehdit altında. Üç yıl önce Suudi Arabistan’ın en az dörde bölünüp parçalanacağını yazdım. Şimdi de DEAŞ’ın misyonunu askıya aldılar. Yerine PKKPYD’yi yerleşterdiler. Artık DEAŞ’ı Suudi Arabistan’a yönlendirecekler, Suudi Arabistan’ı bölmek için kullanacaklar. Oraya varınca adı DEAŞ değil Miaş olur onu bilemem.  

Suudi Arabistan demişken ılımlı İslam hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Bir tek İslam vardır. Kur’anı Kerim ve Hz. Peygamber’in sahih hadislerindeki Kur’anı Kerim. Bu işin ılımlısı, serti yok. İslam dünyasında tarikat sayısı 200’ü geçti. Cemaatleri saymak mümkün değil. İslam yeni değil. Sekizinci ve 13’üncü yüzyıla kadarki 500 sene boyunca İslam ilimde, bilimde her anlamda dünyanın tek hakimi idi. Ancak 13’üncü yüzyıldan bu tarafa İslam varlıkta birlik mavrasıyla dönüştürülmek istendi. İslam yaratılan ve yaratılış bağlamında ikilidir. Mutlak kudret Allah yaratan ve evrende gördüğün her şey yaratılan. Varlıkta birlik ise evrende gördüğünüz her şey Allah’ın bir parçası demek. Ben de Allah’ın bir parçasıyım derseniz sapıtırsınız. Bu ülkede bunu diyen o kadar çok şeyh ve şıh var ki. Onlar yüzünden İslam dünyası 13’üncü yüzyıldan bu yana yetim. 

Fetullah Gülen bu yapılanmada kendini nasıl konumlandırıyor? 

Gülen kendini nöro mesih olarak görüyor. Dünyanın her yerinde bedenlenmiş mesih dolaştırıyorlar. Her inanca uygun kurtarıcı mitosu pompalıyorlar. 

Bunu günümüzün Tapınak Şövalyeleri mi yapıyor?

Evet. Adına ne derseniz deyin ama dünyayı yöneten bir düzine güç var. Bu güç mutlaka para, din ile ilaç, silah, genetik ve bio enerji endüstrisini kontrol ediyor. Artık zihin kontrol mekanizmalarını kontrol ediyor. Günümüzde insanların mankurtlaştırıldığı, paranın yüceltildiği bir dünyadayız. 

Bir histerik kadının sözüyle İzmir’de Meryem Ana Evi var deyip araziyi Abdülhamit Han’dan istediler ama alamadılar. Bu kirli oyunun ilk hamlesiydi. 

Gülen kendini nöro mesih olarak görüyor. Her yerde bedenlenmiş mesih dolaştırıyorlar. Tüm inançlara uygun kurtarıcı mitosu pompalanıyor.