Argüman olarak kullandıkları her konuda ikiyüzlü tavır sergileyen laikçi güruh, adliyedeki mini etek yaygarasında da kendisini gösterdi.İstanbul Anadolu Adliyesi Hakimi Mehmet Yoylu üzerinden mini etek yaygarası koparan laikçi cenahın iki yüzlü tavırları bitmek bilmiyor. Mevcut avukat kılık kıyafet yönetmeliğini uygulayan hakim Mehmet Yoylu’ya karşı linç kampanyası başlatıldı. Hakimin görevden alınmasına kadar giden süreçte yoğun,
bir karalama kampanyası yürüten mini etekçiler, yakın döneme kadar başörtüsü yasağı konusunda “yönetmelik böyle” savunması yapıyordu. Allah’ın emri olan başörtüsüne özgürlük taleplerine karşı yıllar boyunca kılık kıyafet yönetmeliğini öne sürenler, aynı kılık kıyafet yönetmeliğindeki “etek diz üstünde olamaz” kuralının uygulanması karşısında adeta laik atak geçirdi.
Keser’e linç kampanyası...Hemen her konuda iki yüzlülülük sergileyen laikçi cenah; hükümete iftira atmak için her fırsatta dillendirdiği “gazeteciler özgür değil” yaygarasında da benzer tutumu takınıyor. Sözde basın özgürlüğünü savunanlar, “TSK sivil öldürüyor” iftirasına tepki gösteren Akit TV sunucusu Ahmet Keser’i hedef gösterdi, hakkında suç duyurusunda bulundu ve 1 yılı aşkın hapis cezası almasını sağladı.
Dergi toplattırdılar...Yayıncıların baskı gördüğünü iddia eden güruh, Latife Hanım’ın mektuplarını yayınlayan Derin Tarih dergisine karşı linç kampanyası başlatmıştı. 62’inci sayısında Mustafa Kemal’in boşadığı eşi Latife Hanım’ın gizlenen mektubunu yayınlayan Derin Tarih dergisinin tüm sayısı 2017 yılında Kemalist tazyik altında toplatıldı.
Üniversiteliye kelepçe taktılar...Türkiye’de ifade özgürlüğü bulunmadığını öne süren malum çevreler, Edirne’de “Atatürk ilah değildir” diyen üniversite öğrencisine kelepçe taktırdılar. Laikçi tamtamlar, masum öğrenci kız hakkında suç duyurusunda bulunarak hapiste çürümesini isterken, açık adresini dahi sosyal medyada paylaşarak hedef gösterdiler.
Gezi’ye destek, 15 Temmuz’a ihanet...İstanbul’da görülmemiş vandallığın sergilendiği Gezi kalkışmasını “direniş” diyerek kutsayan aynı laikçi güruh, 15 Temmuz’un tiyatro olduğunu savundu. FETÖ darbesinde geceyi bankamatiklerde ve marketlerde stok kuyruğunda geçiren laikçi kesim, darbeye direnen kahramanları küçümsemekten geri durmadı. Tanklara, helikopterlere karşı koyan direnişçileri yok sayanlar; 280 iş yeri, 259 özel araç, 103 polis otosu, 1 konut, 1 polis merkezi, 5 kamu binası, 12 parti binasının tahrip edildiği, 58 kamu binası, 68 mobese kamerası, 337 işyeri, 90 Belediye otobüsü, 214 özel araç, 240 polis aracı ve 45 ambulansın kullanılamaz hale getirildiği Gezi kalkışmasını ise “direniş” olarak niteliyor.
Bakan’a öyle, Kemal’e böyle...Aynı cenah, AK Partili bakanlara saldırı olunca farklı, Kılıçdaroğlu protesto edilince farklı davranıyor. AK Partili Bekir Bozdağ ve Taner Yıldız’a saldıran vandallarla ilgili Kılıçdaroğlu “rüzgar eken fırtına biçer” diyor, CHP’li Umut Oran, Bakan’a saldıran caninin alnından öpüyor. Ankara Çubuk’ta şehit cenazesine katılan Kılıçdaroğlu’na şehit yakınları protesto gösterdiğinde ise aynı güruh, “alçak saldırı” manşetleri attı. Şehit yakınlarına terörist demekten de geri durmadılar.
Özgürlükçülükleri Kelimei Şehadet’e kadar..Minik çocukları eşcinselleştirebilmek için “aileler çocuk üzerinde tahakküm kurmamalı, çocukların fikirleri önemlidir” diyen LGBT’ci laikçiler, söz konusu İslam olunca çark etti. Nihat Hatipoğlu’nun programında Ermeni bir çocuğun İslam’ı seçip Kelimei Şahadet getirmesine karşı suç duyurusunda bulunan HDP Milletvekili Garo Paylan’a destek verdiler ve “çocuk istismar ediliyor, aile rızası yok” dediler.