Auto-Created-3
26 Haziran 2019 ( 3017 izlenme )
Reklamlar

Kavga Geliyor

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul seçimlerini kazanılmasında birinci rolü kendine verdi. Seçim sonrası hızla açıklama yaparak "Herşey adalet yürüyüşü ile başladı" diyerek kendine paye çıkardı. Kemal Bey, seçimin hemen ertesinde neden böyle bir açıklama yapma ihtiyacı hissetti? Niçin "Benn" diyerek altını çizdi?
Önümüzdeki dönem CHP açısından en çok konuşulacak ve tartışılacak konu da soru da budur.



Zira Kemal Bey, Ekrem İmamoğlu'nu ön plana sürdü ama aynı zamanda da kendisine bir rakip çıkardı. Daha doğrusu oyuna geldi. Kapalı kapılar ardında neler konuşuluyor biliyor. Bu yüzden seçimden hemen sonra "Ben kazandım" demeye getirdi.
Hatırlarsınız Amerika'nın damarlarına kadar kontrol ettiği FETÖ'nün çektiği kasetlerle Deniz Bey'e Washington darbesi yapılmıştı.
Tezkereye "Hayır" diyerek Amerikan ordusunu İskenderun açıklarında bekleten, Deniz Baykal, Pentagon FETÖ eliyle devirmişti. Yani Kemal Bey, ABD'nin kurduğu tezgah sonucu CHP liderliğine gelmişti. Sam amca böyle istemiş, olmuştu.
Kemal Bey nasıl geldiğini hepimizden daha iyi biliyor. Ve son bir kaç yıldır ortada bir ABD projesi var. NeoConlar'ın karargahı, İsrail'in bir numaralı lobisi AIPAC'a bağlı Washington Enstitüsü CHP'nin büyük değişime uğrayacağını 2014'te Amerika'dan dünyaya haykırmıştı.
5 yıl önce hazırladığı rapora "YENİ CHP" başlığı atmıştı. "Daha dindar, daha liberal bir CHP geliyor" diye raporda tellal bağırtmışlardı.
"Fosilleşmiş eski Kemalistler'in idaresi altındaki gelişimini durdurmuş ve donmuş eski CHP Batı karşıtı olmuştur" diyerek dizayn edilmekte olan yeni CHP'nin, HDP'den eski ülkücülere, dindarlara kadar farklı kesimlerin yanyana geleceğinin altını çizmişlerdi. ABD Dışişleri Bakanlığı'nda bir dönem görev yapan, İsrail lobilerinin önemli isimlerinden Alan makowsky de CHP Washington temsilciliğinde EĞİTMEN olarak görev yapıyordu.
Sürekli CHP'yi övüyor, "Erdoğan indirilmeli" diyordu. Sık sık da Ankara'ya CHP için geliyordu.
Adamların taa 2014 senesinden bu günleri görmeleri boşuna değildi.
HDP de Kandil'e bağlıydı. Kandil de Pentagon'dan emir alıyordu.
Washington'un İYİ Parti ile ilişkilleri son derece güçlüydü. Saadet Partisi'ni de işin içine katarak "Dindar görünümlü CHP"ye monte ettiler.
Onlara şimdi bir lider lazımdı. Acaba kim olacaktı?
Seçimden bir önceki gece, Ekrem İmamoğlu'nu büyük kampanyalarla pazarlayan ve tüm stratejisini çizen beyin takımının en önemli isimlerinden biriyle beraberdim.
Amerikalılar'a çalışan bir Türk'tü.
Bana iki yıl önce bir soru sormuştu.
"CHP'ye sence Kemal Bey'in yerine kim lider olabilir" diye. Ben aklıma gelen tüm isimleri saymıştım.
Gülümseyerek "Hiçbiri" demişti.
"Ekrem'e ne dersin" diye ikinci soruyu patlatmıştı. Şaşırmıştım.
Ekrem de kimdi? "Beylikdüzü Belediye Başkanı İmamoğlu" deyivermişti. İsmini yeni duyuyordum.
"Ne alaka" diye sordum. Güldü.
"Zamanla görürsün" dedi.
Amerikalılar'a çalışan Türk.
Seçimden bir gün önce de buluştuğumuzda iki yıl önceki konuşmayı hatırlattı bana. "Bak dediğim çıktı" diye övündü. Peki şimdi sırada ne vardı? "CHP'nin başına geçecek" diye kendinden emin bir şekilde söyledi. "Mümkün değil. Kemal Bey bırakmaz" dedim. Yine güldü. "Her şey onun elinde değil" dedi. "Başka da sorma" diye ekledi. Kemal Bey, tüm bunların farkında olmalı ki hemen ortaya fırlayıp "Zafer benim" demeye getirdi. Demek ki yeni dizaynlar kavgası yolda... Geliyor!
Kemla Bey'i geri çektirerek indiriler mi yoksa İmamoğlu'nu yeni bir partiye mi bindirirler bilemiyorum.
Amerikalılar'a çalışan Türk, bu konuda bilgi vermedi maalesef.

Bekir Hazar/Takvim Gazetesi

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Putin’den flaş açıklama: Zor durumdayız Koronavirüsün pençesindeki Almanya felakete sürükleniyor! Uzmanlardan dehşet veren açıklamalar Mevlüt Çavuşoğlu: Bu bir ateşkes değil Casusluktan tutuklanan Metin Gürcan'ın adı