Dünya koronavirüs salgınından dolayı bambaşka bir hayat yaşarken, İsveç’te salgın yokmuş gibi insanlar açık havada spor yapıyor, lokantalara gidiyor, lise ve üniversite haricindeki çocuklar okullarına devam ediyor, iç hat uçuşları aynen sürüyor. Komşuları Danimarka ve Norveç’ten ayrılarak yeni tip koronavirüs (Covid19) salgınıyla mücadelede
“sürü bağışıklığı” stratejisi izleyen İsveç’in salgın günlerindeki yaşam tarzı, “bildikleri bir şey mi var?” suâlini akıllara getiriyor. Oysa durum İsveç’te de güllük gülistanlık değil.Komşuları Norveç ve Danimarka hayata geçirdikleri sert önlemlerle salgını kontrol altına almış görünüyor. Danimarka’da bugüne kadar vak’a sayısı 7 bin 73’te kalırken, şu ana kadar 336 kişi öldü. Danimarka adım adım karantina önlemlerini kaldıracağını açıkladı. Koronaya karşı baştan beri sert tedbirler alan bir diğer ülke de Norveç oldu. Söz konusu önlemlerin karşılığını alan Norveç’te vaka sayısı 6 bin 905’ken bugüne kadar koronadan kaybeden kişi sayısı ise 158. Norveç de günlük hayatın önündeki karantina önlemlerini kaldırmaya hazırlanıyor.
Yeni tip koronavirüsle mücadelede “sürü bağışıklığı” stratejisini benimseyen İsveç Başbakanı Stefan Löfven, 11 Nisan’da yaptığı açıklamada böyle bir pandemiye hazırlıksız yakalandıklarını itiraf etmişti. İlk korona vakasının görüldüğü 31 Ocak tarihinden itibaren İsveç’te vak’a sayısı bugüne kadar 13 bin 216’ya yükselirken, ilk korona ölümünün görüldüğü 11 Mart’tan itibaren bugüne kadar bin 400 kişi öldü. 10 milyon nüfuslu İsveç’te 17 Nisan Cuma günü yeni 676 vak’a tespit edilirken, 67’de yeni ölüm var.
İsveç’in şimdiye kadar aldığı tedbirler şöyle:Hasta ya da koronavirüs semptomları görülen kişilerin evlerinde kalması zorunlu.Risk grubunda bulunan herkes kendini izole edecek.50’den fazla katılımın olduğu etkinlikler yasak.Daha küçük etkinlikler riski azaltmak için izinli yapılmalı.Restoranlar insanların aralıklı oturmasını sağlamalı. Restoranlarda self servis yasak. Yemek garson tarafından servis edilmeli.Huzur evlerine ziyaret yasak.Lise ve üniversiteler eğitimlerine ara verdi, diğer okullar açık.Korona semptomu olan her sağlık çalışanı test yaptırmak zorunda.Aile büyüklerini ziyaret etmekten kaçınılmalı.79 yaşının üstünde değilsen, kronik bir rahatsızlığın yoksa test yapılmayacak. Hastalık evde atlatılacak.Söz konusu kuralları yerine getiren herkes günlük hayatta istediği gibi davranabilir.
İsveçlilerin bir kısmı devletin yasaklar getirmesindense, halkın kendi önlemlerini almasından memnun. İki gün önceye kadar zaten ölümler de artış değil, düşme eğilimi gösteriyordu. Ancak son verilerle İsveçlilerin nasıl bir tepki göstereceği henüz bilinmiyor.
Uzun yıllar İsveç’te yaşayan H. O. tedbir olarak ‘sosyal mesafeyi koru, ellerini yıkadan’ başka pek de bir şey olmadığını ifade ediyor. “Bu hafta Paskalya tatili vardı mesela, ‘şehir içi tatile gitmeyin’ diye uyardılar, pek de giden olmadı. Herkes kendi önlemini almaya çalışıyor, yasak koyulmuyor. Kendini hasta hissediyorsan, evde kalacaksın. Şu an hükümetin bu yöntemini genel olarak takdir ediyorlar, şikâyet eden yok. İlk başta endişeliydik, Norveç, Danimarka filan sınırları kapatınca, biz niye aynı yöntemi uygulamıyoruz dedik, ama şimdi pek ses çıkartan yok. Geçen hafta günlük ölü sayısı 90’lardayken, bu hafta başlarda 20’lerde seyrediyordu, ama son günlerde arttı.”Halkın neden şikâyetçi olmadığını sorduğumuzdaysa, “Şimdiye kadar iyi gitti. İsveç’in nüfusu az. Kimse iç içe yaşamıyor. Marketler sakin. İnsanlar sosyal mesafe uyguluyor” cevabını aldık.
İsveç’in sağlık konusundaki ihmalleri, sağlık sistemlerinin ne kadar yetersiz olduğunun da bir delili. H.O. İsveç’in sağlık konusundaki ihmal ve yetersizliğini şu ifadelerle dile getiriyor: “Tedbir almamız gereken ama alamadığımız bazı şeyler var. Mesela eczanelerde maske ve alkol yok. İlk korona vakaları çıktığında hepsini hastanelere verdiler. Şimdi halkın alabileceği hiçbir şey yok. Vak’a sayısı olarak da 12 binin üzerinde deniliyor ama aslında o sadece test yapılanların sayısı. Testi de sadece risk grubundakilere yapıyorlar. Yani 79 yaşının üstünde değilsen, herhangi bir kronik sağlık sorunun yoksa test yapılmıyor. Eğer yapılsa, vaka sayısının çok daha fazla olduğu ortaya çıkar. Birkaç tanıdık var, büyük bir ihtimalle korona geçirdiler ama hastaneye gidemediler, çünkü almıyorlar. Zaten duyuruyu da öyle yaptılar; sağlık sorunun yoksa evde atlat. Sağlık sistemi yetersiz, henüz daha başındayız, hastaneler dolmak üzere.”
İsveç’te, deri altına yerleştirilen çiplere olan ilginin arttığı haberlerinin ise eski haberler olduğunu söyleyen H.O. İsveç medyasında bu tür haberlere korona döneminde hiç rastlamadığını ifade ediyor. İsveç’te geçtiğimiz yıl deri altına çip taktıranların sayısı 4 binleri bulduğu söylenmişti. Fakat koronanın takibini kolaylaştırma amaçlı çiplerle ilgili yapılan bir çalışma yok.İngiltere kısa sürede sürü bağışıklığı stratejisinden vazgeçti. Şimdilik İsveç geri adım atmıyor. Muhtemelen güvendikleri tek şey, nüfusun azlığı, dolayısıyla toplu mekânlarda virüsün yayılımını kolaylaştıracak kalabalıkların olmaması. Son günlerde virüsün artışa geçmesi ise, koronanın İsveçlilere de torpil geçmediğinin bir belirtisi. Bakalım ilerleyen günler ne gösterecek.
Kaynak:gercekhayat.com