Bunu bir reklam mevzusu yahut şahsi mevzu görmüyorum. İçimde endişe ve korku yok! Allah’ın dediği olur. Şayet başımıza bir iş gelecekse Allah’ın rızasını gözeterek yaptığımız işlerden dolayı gelsin.Geçenlerde AHMET KEKEÇ;“İmamoğlu benden 10 bin TL istiyor” başlıklı yazı kaleme alınca “mazbatasız” olan 10 bin TL’lik, “mazbatalı” olan 100 bin TL’lik davalar açıyor diye bilin istedim!
Ne Ahmet Kekeç İstanbul’da İmamoğlu’na küfretti, ne ben Ankara’da Mansur Yavaş’a küfrettim. Eleştirdik, yazdık, durum tespiti yaptık, onları kimlerin desteklediğini ortaya koyduk.
Terör örgütü yöneticileri “İstanbul ve Ankara’da” bu kişilere destek çağrısı yaparken bu durum zorlarına gitmeyenler; biz “Bakın alenen destek var, bunun bedelini isteyecekler, onlar da vermek zorunda kalacak” dediğimizde zorlarına gidiyor.
Kandil’in ne idüğü belirsiz inlerinden seslenenlere çıt çıkarmayanlar, her şeyiyle ortada olanlara yüklenmeye kalkıyor. Bir yandan “Basın özgürlüğü” derken diğer yandan “Herkesi kucaklayacağım” diyorlar. Yalan bunların sırtında yuva yapmış!
“İşte MİT TIR’ları” diyenler CHP’de, “B.kunda boğul Türkiye” diyenler, “İnandığınız Allah” diyenler, “PKK terör örgütü değil” diyenler, “YPG mi bizi vuracakmış?” diyenler, “5’i hariç hepsinin başını açtırdım” diyenler, “Devletiniz teröristtir” diyenleri destekleyenler, Kürtçe klip çekeceğim diyen Ahmet Kaya’ya çatal fırlatanlar; hepsi CHP’de! Herkesi böyle kucaklıyorlar işte!
Ancak dengeleri bozuldu. Seçimin yenilenmeyeceğini düşünen İmamoğlu “maskeyi” erken çıkardı. Seçim öncesi “Demirtaş’ın dava dosyasını bilmiyorum” diyen İmamoğlu birdenbire “Demirtaş’ın siyasi çizgisini beğeniyorum” deyiverdi. Şimdi ağzını yine bıçak açmıyor.
Binali Yıldırım ise “çizgisini” bozmuyor. Sadece seçim öncesi ve sonrası çizgisini değil; 1990’lı yıllardan bugüne çizgisini “geliştirerek” muhafaza ediyor.
Mansurgiller ve Müdafagiller değil 10 bin, 100 bin; milyonluk davalar da açsalar biz hak ve hakikat bildiğimizi söylemeye devam edelim. Yol O’nun, varlık O’nun, gerisi hep angarya!..
MUSTAFA KARAHASANOĞLU:
GECELERİ TAKIM ELBİSEYLE
OTURURDUM
Kıymetli Mustafa Karahasanoğlu ağabeyimizin bize öğrettiği çok şey var. Mustafa ağabey 28 Şubat’ın karanlık günlerinde yaşadıklarını anlatırken; “Asansör gece 02’den sonra çalışmaya başlayınca, ‘bunlar beni almaya geliyorlar’ diyerek pijama ile görüntü vermemek için takım elbiseyi giyiyordum” derdi. Mustafa ağabey şahsi görüntüsünü düşündüğü için değil “Kendisi üstünden Müslümanlara laf gelmesin diye” böyle bir çileye talip olurdu. Gazetemize “bugün bile” açılan davalara bakınca çilenin devam ettiği görülüyor.
Bugünkü durumda “Evde takım elbise ile oturmasak bile” bazı davalarla susturulmaya çalışılıyoruz. Allah susturmasın, yüreklerimizde cesareti “hangi dönem olursa olsun” eksik etmesin!
“ERDOĞAN’A DÜŞMANLIK
PKK’YI MEŞRULAŞTIRIR MI?”
Başkan Erdoğan’a düşman olacaklar diye FETÖ’cü oldular, PKK’lı, DHKPC’ci, YPG’ci, LGBT’ci, devlet düşmanı oldular, hâşâ Allah’a bile düşman oldular. Tüm bu örgütlerden nefret etmeyenler Erdoğan’dan nefret ediyor. İşte biz de Recep Tayyip Erdoğan’ı bu sebeple seviyoruz.
“Niçin Erdoğan’ı severek destekliyorsunuz?” diyorlar. Kraliçe Elizabeth’i mi destekleyelim, Benjamin Franklin’i mi sevelim, PKK’nın oy verin çağrısı yaptıklarının peşinden mi gidelim?
“İSTANBUL’DA YAŞAYAN
ARKADAŞLARA ÇAĞRI”
İstanbul’da ikamet eden sevgili dostlarım aman ha Ankara size ibret olsun!
Mansur Yavaş neredeyse 2 aylık sürede; alnının akıyla çalışan yöneticilerin işine son verdi ve Ankara’ya birkaç heykel dikti. İlk icraat Ulus Meydanı’nda bulunan Atatürk heykelini yıkatmak oldu. Şaka yapmıyorum, gerçekten böyle oldu. Daha sonra belediye meclisine Atatürk fotosu astırdı. Parktan çalınan bir heykeli buldurup yerine törenle monte etti. Ayda 5 defa yapılan Belediye Meclis toplantılarını 1’e düşürdü. Bir meclis üyesi söz alıp, “15 Temmuz” diye konuşmaya başlayınca “Sesinizi kesiyorum” diyerek mikrofonu kapattı.
Hepsi bundan ibaret! Asfaltmış, altyapıymış, üstyapıymış, Ramazan etkinlikleri imiş, sosyal etkinlikler imiş inanın tık yok! Ak Parti döneminde yapılan çalışmalara, “Bunlar zaten belediyenin görevi kardeşim” diyorlardı ama artık o da yok! Mansur Bey cevap hakkını kullanmak isterse sütunlarımız açık, buyursun, bir icraatı varsa söylesin!
SON SÖZ: Bunları eleştiriyoruz ama bir de dönüp kendimize bakmamız gerek; çünkü neye layıksak öyle yönetiliyoruz. Uyumaya başladığımız an mabedimizin göğsüne namahrem eli değmeye başlıyor!
Hacı Yakışıklı/Yeniakit