Ramazan ayının ilk günü vizyona girecek eşcinsel temalı “Aşk 101” adlı dizi sebebiyle infiale yol açan Netflix, RTÜK tarafından yakın takibe alındı. “Net provokasyon” haberimiz sonrasında konuşan RTÜK Başkanı Şahin, “Uyardık, gözümüz üzerlerinde. Kırmızı çizgilerimiz bellidir. Ahlaksızlığa geçit vermemekte kararlıyız” dedi.
Faaliyete başladığından beri dünyayı sömüren karanlık baronların dünyada ahlaki yozlaşmayı artırmak üzere hayata geçirdiği LGBTİ projesine hizmet eden dijital yayın platformu Netflix, Ramazan ayının ilk günü eşcinsel dizisini yayına sokmaya kalkınca büyük infiale sebeb oldu. Yeni Akit’in önceki gün yer verdiği “Net provokasyon” başlıklı haber sonrasında RTÜK de Netflix’i yakın takibe aldı. Eşcinselliği yaygınlaştırmak amacıyla gökkuşağı renklerini her fırsatta kullanan söz konusu yayın kuruluşu, gelen tepkiler üzerine sosyal medya hesabından, eşcinsel dizi iddiasının sahte hesaplardan kaynaklandığını belirterek durumu kurtarmaya çalıştı. Ancak dizinin tanıtım fragmanında bile, LGBTİ sembolü olan renkler yer aldığı için inandırıcı bulunmadı.
Konuya ilişkin Yeni Akit’e konuşan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, “Uyardık, gözümüz üzerlerinde. Çocuk ve gençlerin fiziksel ve ruhsal gelişimlerine olumsuz etki edebilecek yayın içeriklerine göz yummamız mümkün değildir. Kırmızı çizgilerimiz bellidir. RTÜK yönetimi olarak toplumumuzu rahatsız edecek her türlü yayın içeriğine geçit vermemekte kararlıyız” ifadelerini kullandı.
Kırmızı çizgilerimizi kendilerine aktardık..RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin şunları söyledi: “İnternet üzerinden isteğe bağlı yayıncılığın düzenleme ve denetleme görevi Üst Kurulumuza verildikten sonra hızlıca yönetmelik çalışmalarını tamamladık ve lisanslama süreçleri ilerliyor. Bu kapsamda yerli ve yabancı seçizle platformlarıyla zaman zaman bir araya gelerek talep ve beklentilerimizle kırmızı çizgilerimizi kendilerine aktardık. Uluslararası ve yerli markalarla iletişim noktasında sorun yaşamıyoruz. Denetim mekanizmalarımızı da oluşturduk. İzleme ve Değerlendirme Dairemizin uzmanları diğer yayınları olduğu gibi isteğe bağlı yayıncılık alanını da sıkı bir şekilde takip ediyorlar. Görevimiz gereği gözümüz üzerlerinde. Gerekli hallerde kendilerini önce sözlü uyarıyoruz. Şifahi yaptığımız ikazları dikkate aldıklarını da gördük. Bu alanda başta sosyal medyada olmak üzere kamuoyunda son yapılan tartışmaları titizlikle izliyoruz. Bu noktada ilgili platform yöneticileriyle de gerekli temasları sağladık, uyarılarımızı yaptık. Kendileri sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklamada dizi karakterlerine ilişkin dolaşan iddiaların asılsız olduğunu belirttiler. Aksi bir durumda tavrımız bellidir ve nettir.”
Toplumumuzu rahatsız edecek yayınlara geçit vermeyeceğiz “RTÜK olarak toplumumuzun milli ve manevi değerlerine aykırı olası yayınlara karşı müsamaha göstermeyeceğimizi özellikle vurguladık” diyen RTÜK Başkanı, “Çocuk ve gençlerin fiziksel ve ruhsal gelişimlerine olumsuz etki edebilecek yayın içeriklerine göz yummamız mümkün değildir. Kırmızı çizgilerimiz bellidir, millet iradesiyle ortaya konulan ilgili yasamızdan aldığımız yetkiyle hareket ediyoruz. RTÜK yönetimi olarak toplumumuzu rahatsız edecek her türlü yayın içeriğine geçit vermemekte kararlıyız” mesajını verdi.
Netflix sapkınlıktan geçilmiyor!.Tüm dünyada LBGTİ sapkınlığını yaymayı adeta misyon edindiği gözlenen Netflix’in sapkınlığı yücelten yapımları saymakla bitmiyor. Netflix, her yıl vizyona soktuğu yüzlerce yapımda mutlaka bir şekilde eşcinselliği ön plana çıkarıyor. “3 Altında: Arcadia Hikâyeleri” adlı çocuk animasyon çizgi dizisinde, 910 yaşındaki kız çocukları öpüştürülüyordu. Netflix’in “Ejderhalar Prensi” adlı çizgi dizisinde ise lezbiyen kraliçe ikilisi yer alıyordu. Netflix’te yayınlanan “Leylekler” çizgi filminin sonunda leylekler, eşcinsel çiftlere de çocuk getiriyordu. “Pariah” isimli yapımda Bronx’ta yaşayan bir lezbiyen genç kızın hem ailesine hem de arkadaşlarına açılmasının hikayesi üzerinden eşcinsellik propagandası yapılıyordu. Netflix’in tüm dünyada pazarladığı “Le Casa de Papel” dizisinin 3. sezonunda da Helsinki isimli erkek karakterin eşcinsel ilişkisi, ilk sezonda Tokyo karakterinin bir kadınla öpüştürülmesi eşcinselliği normalleştirme operasyonunun parçası olarak dikkat çekti. Netflix sapkın ilişkilerin propagandasını öylesine ileri götürdü ki, “Fourth Man Out” isimli yapımda “Chris’in eşcinsel olarak açılma hikayesi” diye sunulması, görülmemiş rezalet olarak hafızalara kazındı. “Those People”, “Holding the man” adlı yapımlar da yine Netflix’in eşcinsellik propagandasına yönelik mide bulandıran sahnelelerle doluydu.