Referandum öncesi öngörüm belli idi: % 50 + tek bir oy ile referandum geçer. Sonuç alınmıştır. Ama % 55’in altında geçerse saldırırlar.. % 55-60 arası tartışırlar, % 60’ın üstünde yapacak bir şey yok.
Şimdi hazırlıklı olun. Gezi bileşenleri her yolu deneyecekler.. “İşbaşaran” gibi “İç savaş çığırtkanlığı” yapanlar da olacak, CHP gibi seçimin meşruiyetine gölge düşürmek içim mühür tartışması yapacak olanlar da..
Batı siyasası, batı medyası, batı STK’ları zaten ilk günden beri kışkırtıyor.. CHP istiyor, onlar veriyor, onlar istiyor, CHP yapıyor. HDP, PKK, PYD haçlı ittifakına bağlı olarak zaten emir komuta zincirine bağlı hareket ediyor.
Bir takım arkadaşlar Mursi’yi devirme planına gönderme yapıyorlar..
Bizim “suskun AKP’liler”in de bu sonuçta büyük payları var ve yarın işler kontrolden çıkarsa onların pişmanlıkları fayda sağlamayacağı gibi, onları da affetmeyecekler..
Bana kalırsa bundan sonra süreç daha sıkıntılı olacak. İlk hamlelerini referandum sonuçlarına itiraz şeklinde yapıyorlar. Ardından zorunlu yasal düzenlemeler çerçevesinde ellerinden geleni arkalarına koymayacaklar..
Hedefte AK Parti ve MHP var. Hedefteki iki isim Erdoğan ve Bahçeli..
Öte yandan, CHP’deki muhalifler de Kılıçdaroğlu’nu hedefe koyacaklar.. Kılıçdaroğlu ne kadar büyük bir kriz çıkarabilirse, partinin başındaki yerinin o kadar garanti altında olacağını düşünüyor ama, görünen o ki, onun suyu ısındı ve bu kriz sürecinde HAYIR’a kayan oylar yeniden eski yuvasına dönebilir ve evdeki hesap çarşıya uymayabilir..
Zaten bana kalırsa bugün referandum yenilense EVET oyları % 60’ı bulur..
Amaaan. Bunlarla kafa yoruyoruz da, bizi gören, duyan, bilen hüküm sahibi, kadir-i mutlak ve bir olan bir Allahımız var.. Tek bir temel gerçek var, o da imtihan olduğumuz. Allah var, gam yok! Ne Allah’a kıyamete zorlayabilirsiniz, ne de iktidara. Bu olaylara bakıp imtihanın şeklini, şiddetini, zamanını ve mekanını öngörebilirsiniz.. Zaten görevimiz de yaşadığımız zamana ve mekâna şahitlik değil mi? Bunu yaparken de tarihten, geçmiş olaylardan ders alıp bir gelecek hayalimiz olmayacak mı, akleden bir kalb’in görevi de bu değil mi?
Biz bu dünyada yalnız değiliz, başıboş bırakılacak da değiliz.. Haydi, beyninizi ve yüreğinizi kuşanın. Sabredin.. Saflarınızı sıklaştırın. Dua edin!
Bu işler Hz. İbrahim zamanında da böyleydi, Asr-ı Saadet’te de.. 4 Halife döneminde de böyleydi, Osmanlı’da da.. Her zaman Damat Ferit’ler de olacak, Prens Sabahattin’ler de.. Kardeşleri Yusuf’u kuyuya atanların yolunda gidenler de olacak..
Bizim bir zamanlar VIP salonlarından tanıdığımız “suskun AKP’liler” şimdi yaptıklarından ya da yapmaları gerekirken yapmadıklarından memnunlar mı?
Hele bir işler karışsın. O zaman görürüm ben onları.. Eğer bugün özür dileyip halkın arasına karışmayacaklarsa, alet oldukları bozgunculuktan vazgeçmeyeceklerse, o gün dost bulamayacaklar ve yeni dostları da onlara iltifat etmeyecektir. Son pişmanlık fayda vermez.. Eğer işler karışırsa bunda kendilerinin de payı olduğunu unutmamalılar.. Böyle bir durumda tarafsızlık, sessizlik bile yeterli bir vebaldir.. Birilerinin kaos planları, hesapları, emelleri, cesaretlerinde onların da payları var..
Kim derdi ki, Hz. Osman’ı öldürmeye gelenlerin başında Hz. Ebubekir’in oğlu da olacak!
Hz. Yakub’un peşine düşen kardeşi Esav değil mi idi?
Düşünsenize birileri nasıl Cehenneme gidecek ve birileri nasıl Cennete gidecek.. İşte böyle..
Eğer işler kontrolden çıkar ve bu işin sonu bir felakete dönüşecek olursa o sözünü ettiklerimi tarih affetmez.
Baykal bile, zor günde, kendine tuzak kuranları affederek, yanlarına koştu. Ama bizim akıllılar bunu yapmadılar, yapamadılar!
Bu kritik sonuçta MHP’nin desteği çok açık ve net. Bunu görelim. Zaten meclisteki işbirliği olmadan sandık milletin önüne konulamayacaktı. Ve tabi aynı şekilde Doğu ve Güneydoğu’daki yükseliş, bu seviyede beklenmiyordu. Sonuçta çoğu kişi yapması gerekeni yaptı. AKP’lilerin ise sonuçta olumsuz yönde bu kadar etkili olmaları beklenmiyordu.
Bakın bu kaos senaryosunun arkasında sadece CHP ve HDP yok. PKK, PYD, FETO, DHKP-C de yok. Haçlı ittifakı da arkalarında, NATO da, ABD de. İslamofobikler var güçleri ile bunlara destek olacaklar. Tapınakçılar, Mason locaları size minnettar olacaklar. Onların yapamadıklarını bunlar yapıyorlar. Gezi bileşenlerine, Finans Kapital’e gün doğacak o zaman..
Peki, bizim insanımız nasıl bu yanlışa düştüler. Birileri hâlâ yanlışında ısrar ediyor. Kör bir şekilde, inadını sürdürenler de yok değil. Bunları daha da ötekilerin kucağına, düştükleri bataklığa itelememek lazım ama aramıza da belli bir mesafe koymak da gerekebilir.. Arkalarına saklananlar, bunları Truva atı olarak kullanıp içimize girmek istiyor olabilirler.. Buna da dikkat etmek gerek.. Ama şimdilik hallerinde bir pişmanlık edası yok.
Öte yandan, hep “saldıracaklar” diye beklemek de doğru değil. Tamam, onlar ellerinden geleni arkalarına koymayacaklar. Her yolu deneyecekler, ama biz işimize bakalım, yolumuza devam edelim, ihtiyatı elden bırakmayalım. Öfkeye kapılmayalım.. Daha bir süre teyakkuz halinde olmak gerekebilir..
Bunların öfkeleri akıllarını zail etmiş. Sadece öfkeli değiller, korkuyorlar da. Bir profesyonel bir sistem bunları sürekli provoke ediyor. Bunu da görmek gerek. PKK, CHP’yi kuşatmaya almaya çalışan bir grup, FETÖ, DHKP-C ve bunların türevleri zaten hazır kıta. Yangına körükle gitmeye hazır. Gezi bileşenleri her türlü dolduruşa gelebilir.. “Erdoğan tapularınıza el koyacak” yalanını da uydursalar, bunları inandırmak zor değil.
Olacak olan olacak! Biz her şarta hazır olalım.. Şöyle dua edelim: “Allah’ım, bizim ellerimizle cezalandır zalimleri ve bizim ellerimizle yardım et mazlumlara.”
Şunu unutmayalım: Ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ! “Şöyle olmasaydı böyle olmazdı”, “bu böyle yaptı da bu iş böyle oldu” gibi akıl yürütmelerin kimseye bir faydası yok. Olan oldu, olacak da olacaktır. Peki, bu süreçte kim ne yapıyor, nerede duruyor! Bizi ilgilendiren bu.. Müfsitler saldıracaklarsa eğer, bir güç ve sabır ver, cesaret ver Allahım.. Bizi zalimlerin eline bırakma! Yeter ki, biz zalimlerden olmayalım. Nefretimiz sevgimizi, öfkemiz merhametimizi aşmasın. Durmak yok, yola devam! Selam ve dua ile..
Abdurrahman Dilipak/Akit-20 Nisan 2017