Şimdi işte..
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in sözlerine kulak verin..
Şimdi işte.. SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun çağrısını dinleyin..
“ ‘Fırat’ın diğer yakasına geçerse vururuz’ diyorlar. PYD’ye çıkmış ‘Terör örgütü’ diyorsunuz. Yok Fırat’ın diğer yakasına geçemezmiş. Geçecek.. Bak YPG, Fırat’ın ötesine geçecek ve sen de suyun bu tarafından mal mal bakacaksın” diyen HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ı şimdi serbest bırakın.
Serbest bırakın ki..
Fırat’ın isterse Batı yakasına.
İsterse Doğu yakasına..
“Mal mal baksın.”
•
HDP’nin diğer eşbaşkanı Sezai Temelli, üçbeş ay önce değil..
İki gün önce..
TBMM’de konuşuyor:
“Ateşkes imzaladınız. Hem de o kadar mecbur kalıp imzaladınız ki... Çünkü önünüze yolsuzluk dosyaları kondu, Halkbank dosyaları kondu, aile servetiniz kondu. Nasıl bir aile serveti ki uluslararası ilişkilerde en önemli meselelerden biri oluyor.”
Tayyip Erdoğan’ın önüne, ABD’li yetkililer, şantaj dosyalarını koymuşlar..
Erdoğan da eli mecbur, “Suruye’ye girmiştik ama. Bu dosyalar karşısında yapacağım bir şey yok. Harekatı durduruyorum” demiş..
Öyle diyor HDP’nin başındaki mal!
Hiç düşünmüyor..
Bugünün yarını var..
Kısa gün, geçer..
“120 saatin yarısı zaten gitmiş. Diğer yarısı da bitince, harekat kaldığı yerden devam ederse.. Ya da, YPG bölgeden çekilirse..
Halkın yüzüne nasıl bakarım?
ABD emperyalizminin bile seslendirmeye cesaret edemediği bir tehdidi, dillendiren bir kukla olarak, insan içine nasıl çıkarım?..”
Düşünmemiş.
Nitekim önceki akşam itibari ile, 120 saatlik süre doldu..
Hem YPG’nin başındaki adam. Hem de ABD, “Bölgeden çekildik” dediler..
Şimdi soru şu:
Erdoğan’ın sözümona var olduğu iddia edilen hukuksuz malvarlığı önüne konulmuştu da.. Halkbank dosyası önüne konulmuştu da. Hatta kendisi için ceza davası açılması sözkonusu idi de..
Bu tehditleri görünce Erdoğan, ABD’nin teklifini kabul etmiş, ateşkes ilan etmişti ya..
Şimdi ne oldu?
Topu topu 120 saat için miydi, malvarlığı dosyası?..
Hepsi hepsi 5 gün için miydi, Halkbank dosyası?.. Erdoğan’a yönelik ceza davası açılacağı tehdidi?..
120 saatin sonunda, Erdoğan’ın dediği olduğuna göre..
Tehdit dosyası açtığı iddia edilen ABD’nin açıklanmayan istekleri gerçekleşmediğine göre..
Operasyona ara verme, kalıcı hale dönüşmediğine göre..
Demek ki, bu isnatların hepsi palavra imiş.
Malvarlığı dosyası.. Halkbank.. Uluslarası mahkemelerde ceza davası..
Hepsi ama hepsi, HDP’lilerin, sözde bize Müslümanlık taslayan müftü eskilerinin, başörtü takan ırkçı ablalarımızın partisinin işkembeden salladığı yalanlarmış.
“Yalan” dersek..
Biraz masum olur..
“Yalan olduğunu bilerek attıkları iftira” imiş.
Sezai Temelli isimli HDP’li “mal” bu iftirayı atar da..
CHP’nin Kemal’i durur mu?
O da, salı günkü CHP grup toplantısında..
Aynı cümleleri sarfetti..
Adamda üç kuruşluk beyin yok.
Bir kuruşluk muhakeme kabiliyeti yok.
Grup toplantısı yaptığı günün akşamında, 120 saatlik süre dolacak..
ABD çekileceğini tekraren zaten beyan etmiş..
Dahası..
Aynı gün.. Kemal’in konuşması daha sürerken, Tayyip Erdoğan da, Rusya’nın başkanı Putin ile görüşüyor.
O an itibariyle düşünelim..
Putin de Erdoğan’ın teklifini kabul edecek olursa..
Kemal’in rezil olacağı aşikar..
Ama yine de adam..
Son bir cesaretle..
Daha doğrusu deli cesareti ile..
Çıkmış kürsüye, atıp tutuyor:
“Sopa gösterildi; senin, çocuklarının, ailenin mal varlığını araştıracağız diye. Neyi beklerdik? Şunu beklerdik: Hani Erdoğan çıkıyor ya bazen aslan kesiliyor, çıkıp aslan kesilmesini beklerdik. ‘Ey Trump, sen benim, ailemin, çocuklarımın mal varlığını mı araştıracaksın? Araştırmazsan namertsin’ diyecek ve şunu söyleyecekti: ‘Araştırmazsan namertsin, verilmeyecek tek kuruş hesabım yoktur. Ben hesap vereceksem Türk milletine hesap veririm’ diyecekti. Bunu söylemedi.”
Gerçekten, Erdoğan o sözleri söylemedi mi?
Duymayanlar için sözümüz yok..
Ama kulağı olanlar için hatırlatalım..
Erdoğan hem de öyle yüksek sesle söyledi ki o cevabı..
“120 saatte burayı boşaltacaksınız” ihtarını, son dakikaya kadar “Kesinlikle uzatmak sözkonusu değil” diyerek perçinledi.
Ve nihayet 120 saat bittiğinde.
Erdoğan’ın istediği oldu..
Bu ne demek?
Eğer gerçekten Erdoğan’ın önüne, şantaj dosyaları konulmak istenmiş ise..
Bu tam da Kemal’in istediği gibi, “Ey Trump, sen benim, ailemin, çocuklarımın mal varlığını mı araştıracaksın? Araştırmazsan namertsin!” denildiğinin delili..
Başka ne izahı olabilir, 120 saatin sonunda, ABD’nin silahlandırdığı PYD’yi kuzu kuzu bölgeden çıkartmasının?..
Kemal’in kendince başka delilleri (!) de var, Erdoğan’a şantaj yapıldığına dair..
Meğerse, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in “Bugün ateşkes olmasaydı çok büyük yaptırımlar gelecekti. Anlaşmanın içerisinde ateşkesin uygulanması sayesinde ABD’nin artık Türkiye’ye başka yaptırım yapmayacağı koşulu var. Ayrıca kalıcı ateşkes olduktan sonra şu an uygulanan ekonomik yaptırımlar da geri çekilecek!” açıklaması da, şantajın bir delili imiş..
Allah kimseyi şaşırtmasın..
Tayyip Erdoğan, bastırıyor, söylediğini hem ABD’ye, hem Rusya’ya kabul ettiriyor..
Bizim muhalefetin başındaki Kemal, “Erdoğan tehdit altında” diyor..
Kemal..
Sen ne “mal”sın, söyler misin?
“Mal”lık bir yana..
Bir de yabancı “mal”sın..
Yabancı “mal”sın ki..
ABD’nin itibarının yerlerde süründüğü bir fotoğraftan, onlara itibar çıkartmaya kalkışıyorsun!
Şimdi yapılacak iş..
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Demirtaş’a özgürlük isteyen tüm parti liderlerinin..
Buluşup..
Fırat’ın doğusundan ve batısından..
Türkiye Cumhuriyeti’nin yedi düvele karşı kazandığı zaferi seyretmesidir..
Ali Karahasanoğlu/Yeniakit