Eren Erdem, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın tahliyesi ile kamuoyunda FETÖ ile mücadelede zaafiyet olduğu yönünde bir kaygı oluştu. Sebebini söyleyeyim. 15 Temmuz gibi bir saldırının travmasını atlatabilmiş değiliz. Dolayısıyla en küçük bir harekete bile çok duyarlı hale geldik. Son tahliyeler de bunun tipik bir örneği. Erdem, Ilıcak ve Altan'ın aldığı ceza ve yattığı sürenin, haklarındaki suçlamayla örtüşmediğini düşünebilirsiniz.
Pek çok yargı kararı ile ilgili benim de ciddi itirazlarım var. Ama bu, söz konusu isimlerin haklarındaki suçlamanın düştüğü, aklandıkları, suçsuz bulundukları gibi düşünülmesin. Neticede FETÖ terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgütün amaç ve hedeflerine yardım etmek iddiasından suçlu bulundular. Mahkemeler demiş ki; "yaptıkları işler 'suç' ama örgüt aidiyeti yok".. Eren Erdem için ‘silahlı terör örgütüne yardım’ suçundan 4 yıl 2 ay, Nazlı Ilıcak için, "Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 8 yıl 9 ay aynı suçtan Ahmet Altan için de 10 yıl 6 ay hapis cezası verilmiş. Ve mevcut yasalara göre, hapiste bulundukları süre göz önünde bulundurularak adli kontrol şartıyla tahliyelerine hükmedilmiş.. Karar hoşumuza gitmeyebilir ancak bu kararlar için, "FETÖ davaları sulandırılıyor" demek büyük haksızlık olur.. Hukuk işliyor, yüreğinizi feraf tutun..
Kim bu CHP ile FETÖ’ye Avrupa’da Mihmandarlık yapan Günaltay?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Strasbourg’ta Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi genel kurulua katıldı.. Orada söylediği sözler ve Türkiye’deki yankısını zaten takip ettik. Fakat benim dikkatimi orada başka bir şey çekti.. Üstteki fotoğraf, söz konusu oturum sonrası, Ekrem İmamoğlu ile Strasburg Belediye Başkanı Roland Ries’in bir araya geldiği, hediyeleştiği dakikalarda çekildi.. Dikkat ederseniz, Ries’in hemen sağında, boynunda akreditasyon kartı olan, kahverengi takımlı, çerçevesiz gözlüklü kravatsız bir adam var.. İşte o adamın ismi Faruk Günaltay.. İnönü dönemi başbakanlarından Şemsettin Günaltay’ın yeğeni.. Avrupa Konseyi tarafından ‘şövalye’ unvanı verilen ilk Türk.. Bugün Ekrem İmamoğlu’na Strasbourg’da mihmandarlık yapan, onun kapılarını açan, önemli isimlerle tanışmasını sağlayan Faruk Günaltay’ı Mit Tırları davası sürecinde Can Dündar için tertiplediği dayanışma gecesinden tanıyoruz.. Tipik bir FETÖ organizasyonundan farksız olan bu gecenin mimarı da Ekrem İmamoğlu’na Avrupa kapılarını açan da aynı kişi.. Ayrıca Avrupa’da Türkiye hakkında oluşan olumsuz yargı ve kanaatlerin çok önemli bir bölümü de aralarında Faruk Günaltay’ın da olduğu, adı Türk kendi başka topraklara ait bu isimlerin yazdığı raporlarla oluşuyor.. Şimdilik sadece bu bağlantıyı koyalım ortaya, öyle anlaşılıyor ki bu ismi sonra daha sık anacağız..
Halk otobüsü şoförünün yaşattıkları münferit bir hadise mi? Beşiktaş'ta bir manyağın kullandığı halk otobüsünü insanların üzerine sürmesi, ardından da elinde bıçakla sağa sola saldırmasının ardından yine bildik savunmalar duyduk. “Bu hadise münferit bir hadisedir”.. Hatta Özel Halk Otobüsleri Derneği Başkanı, söz konusu adam için; ".. kendini koruma amaçlı olarak yanında bıçak taşıyordu.." bile diyebildi.. Değerli dostlar bu olay ve olayı tevil çabaları, tam da kokuşmuşluğun göstergesi.. Bu köhne sistem silbaştan değiştirilmeden açık söylüyorum İstanbul cadde ve sokaklarında güvende değiliz.. ".. Genelleme yapmayın, münferit bir hadise bu.." diyenlere arz edeyim. Herkes kendi yaşadığı küçük küçük deneyimleri getirsin gözünün önüne. Hepsi birleşince bir daha soralım bakalım, "münferit" diyerek geçiştirebileceğimiz kadar basit mi tablo..
Ersoy Dede/Star Gazetesi