Dünyanın en zenginlerine ait Economist Dergisi yeni yıla girerken kapağını simsiyah yapmıştı. Üzerine de "2020" yazısını oturtmuştu. Yani 2020 kapkara bir yıl olacak diyordu. O iddialıydı. Bizse tartışıyorduk. Bu nasıl olacaktı?2011'de vizyona giren bir film izlemiştik. Contagion yani Salgın adını taşıyordu. Gwyneth Paltrow o filmde bir iş kadını olarak Çin'e gidiyordu. Ölümcül bir virüs kaparak solunum yolları hastalığına yakalarak evine dönüşte hayatını kaybediyordu.
Yarasadan virüsü kapmış bir domuzla temas ettikten sonra Gywneth ile tokalaşan bir Çinli dünyayı sarsan salgını başlatıyordu. Ve virüse yakalananların izole edildiği bir dünya ortaya çıkıyor, hayat duruyordu. O dönemde fazla gişe yapmayan bu film şu günlerde internette en çok İNDİRİLEN filmlerde birinci sıraya yükseldi.Çünkü dünyada bir virüsle şu anda şirketler indiriliyor, petrol fiyatları indiriliyor, devletler batağa gidiyor, bindirilecek paralar konuşuluyor. ABD ve İngiltere Çin'in kendilerinden aldığı trilyonlarca dolarlık tahvillere faizi tamamen kesmeyi ve ana paradan "Virüs tazminatı" almayı konuşuyor.
Geçtiğimiz yıl tartıştığımız konulardan biri de digital paraydı. Bitcoin ve türevleri fışkırmıştı bir yerlerden. "Bu para da neyin nesi" diye sorguluyorduk... Ve derken bugüne geldik. Şimdi kağıt para paniği bile başladı, tencerede kaynatanlar türedi. Corona virüs bulaşmasın diye... Dünyanın birçok ülkesinde, özellikle Amerika'da dev asa şirketler "İşe gelmeyin, evden internetten çalışın" diye talimat yağdırmaya başladı. Digital iş çağına geçiş resmen start almıştı. Tuhaf şeyler oluyordu. Koskoca Çin ve İtalya kapanmıştı. ABD'de de Şikago karantinaya alınıyor, dünya finans merkezi New York sıraya giriyor, virüse bulaşanlarn sayısı 1000'i, ölenlerin sayısı 30'u geçiyor, dünyaca ünlü oyuncu Tom Hanks bile "Ailece Corona'yız, karantinadayız" diyordu. BM, bu ülkedeki merkez binasını halka kapatıyordu. Mineta San Jose uluslararası havalimanında çalışanların çoğunda corona virüs tespit ediliyordu. ABD Ulusal Sağlık Merkezi'nden "Durum çok daha kötüye gidecek" açıklamaları peşpeşe geliyordu. Panik büyüktü. Daha düne kadar "Birşey olmaz, büyütmeyin" diyen Trump aniden Avrupa'dan gelen uçakları durdurma kararı alıyor, uçak şirketleri borsada dibe vuruyordu. AB Konseyi Başkanı Charles Michel Trump'ın bu kararına "Ekonomik yıkım kapıda, bu engellenmeli" diye karşılık veriyordu. Dünya borsaları her yerde çakılıyor, Chewron ve Exxon Mobil, Tesla, Shell, BP, Mercedes bildiğiniz hangi büyük şirket varsa birkaç günde yüzde 7 ila 15 değer kaybediyordu. Hızlı düşüş sürüyor, İngiltere'de şirketlerin değer kaybının bir virüsle şimdilik 125 MİLYAR STERLİNE ulaştığı açıklanıyordu. Virüs operasyonunun bir parçası olan "Petrol fiyatlarını indirme" planı da 67 dolardan 30 dolara getiriyordu rakamları. ABD'nin geçtiğimiz yıl "En büyük düşman" ilan ettiği Çin'in en büyük partneri Rusya da aynı dönemde petrol fiyatları ile batağın eşine getiriliyordu. Büyük iflaslar, Economist'in kapağında resmedilen "Kapkara 2020" artık kapımızdaydı. Zengin ve dünya nüfusunun küçülmesi gerektiğini kameralar önünde açıkça söyleyen ailelerin sahibi olduğu Economist bilmiş ve tam 12'den vurmuştu.
Böyle bir dönemde içimizde bazıları hala "Virüs Erdoğan'ı götürür mü" diye aptalca hayaller kuruyor. Bu ülkede bakanlık yapmış bir isim bile virüse bağlı olarak hükümet değişecek rüyasıyla neredeyse "Hurra" çekiyor. İnsanın bu adam bu ülkede nasıl bakanlık yaptı diyesi geliyor. Sosyal medyada "Virüsü Erdoğan yaydı dünyaya" diyenler çıkarsa şaşırmayacağımız bir dönemde yaşıyoruz. Çünkü içimizde paranoyanın dibini gören hastalar az değil. Gün kenetlenme ve virüsle dizayn edilen yeni dünyada en güçlü şekilde yer alma günüdür. Beyinleri indirilmişlerin bir an önce kendilerini karantinaya alarak tedavi etmeleri elzemdir.
Bekir Hazar/Takvim Gazetesi