Akbabaları bilirsiniz... Ö'lülerin üzerinde dolaşır... Önce uzun süre uçarlar etrafında nedense... Sonra harekete geçerler..Corona v'irüste daha işin başındayız. Dalga dalga yayılacak. Tedavisi bulunana kadar çok kimse etkilenecek. Ancak daha yolun başında akbabalar piyasalara kendini sürdü. IMF'yi bilirsiniz. Ülkelere önce borç verirler. Parayı uzatırken bir anlaşma imzalatırlar. "Ülkenizi biz yöneteceğiz" diye. İmzalayan yanar. Sonra sıradan memurlarını gönderirler.
O IMF memuru ülkeyi yöneten Başkan'ın, Başbakan'ın üzerine çıkar. Meclis koridorlarında dolaşır. "Çıkarın şu kanunu" der. Onun istediği kanun "Şak" diye anında geçer meclisten. Her şeye zam yaptırır. özellikle vergi kanunları çıkarttırır. Halkın cebinden yığınla para sülük gibi emilir. Bizde Ecevit zamanında IMF'den borç alınmıştı. Cotorelli diye bir memur, ne derse yapılıyordu. Gece bakanlıkları basıyor "Sabah şu kanunu geçirin meclisten" diye avaz avaz bağırıyordu. "Emredersiniz" karşılığını veriyordu bizimkiler hazırolda... Sabah ilk iş, emri uygulamak üzere meclise koşuyorlardı. Halkın cebinden muazzam paralar toplanıyordu. O para IMF memurunun gösterdiği yerlere gidiyordu. Bu işler genelde IMF borcunun faizine ve destekledikleri ülke zenginlerinin cebine giden bir yol izler. Çünkü IMF'in arkasında da dünyayı soyan, kaos ve krizlerden kasasını dolduran aileler vardır. Her ülkede en zenginlerle akraba gibi yakındırlar. Onları büyüten, servet sahibi yapan da onlardır. Yavruları olarak görürler.
İşte bu IMF, dünya "Coronavirüs" belası ile yeni boğuşmaya başlarken salyalar akıtarak akbaba gibi fırladı ortaya. Bir açıklama yaptı. "Corona ile mücadele için 1 trilyon dolar ayırdık" dedi. İlk bakışta bu açıklama çok tatlıydı. Kulağa hoş geliyordu. Helal olsun da. İlk defa hayır işi yapıyorlardı... Virüs... Corona... Mücadele... Bunun için 1 trilyon dolar bütçe... Vay be idi durumlar. Ancak açıklamanın satır aralarına dalınca dehşete ve akbabanın tilki kurnazlığına ulaşmak zor değildi. Çünkü hayır işi "Karşılıksız" olur. IMF başkanı Kristalina Georgieva parayı hibe değil "KREDİ" olarak vereceklerini açıkladı. "IMF'in ülkelere zor günlerde rehberlik edecek çok sayıda projesi var" dedi. Adamlar "Al 1 trilyon doları ver 3 trilyon doları virüs aşkına" diyor. Projenin asıl hedefi daha büyük... Pişkince "189 ülkeye kredi vermeye hazırız" diyerek dünyaya ilan ettiler. Aslında bu açıklama "Biz IMF olarak 189 ülkeyi yönetmeye hazırız" anlamına geliyor. Öyle bir sistemleri var ki insanı dehşete düşürüyor. Parayı veriyorlar ama devlete değil. "Şu zengine vereceksin o da bu parayla istihdam oluşturacak" diyorlar. Borcunuzu taksitlere bölüyorlar. Arada bir tanesini ödemediğiniz zaman "Ay hiç önemli değil şekerim. Al sana biraz daha kredi. Borcunu bu kredi ile öde" diyorlar. Sizi borcun borcuna ve faiz batağına gömüp iliğinize kadar kanınızı emiyorlar. Dedik ya... Bunlar akbaba... İnsanlık virüsle daha yeni boğuşurken bile ortaya fırladılar... "Kredi var... Kredi var" diye bağırmaya başladılar. E promosyon da yapıyorlar. "Bir kaç ülkeye faizsiz vereceğiz" diyorlar. Küçük bir kaç ülke... Gerisinin tamamı IMF memurları tarafından yönetilecek. Borç faizi batağına saplanmış bir ülke olarak.
Nitekim ilk hamle Venezuela'dan geldi. 20 milyar dolar kredi istedi. Bu ülkede darbe girişimi yaptılar, Guadio gibi maşayı öne sürüp sokakta kendini başkan ilan ettirdiler. Olmadık oyunlar oynadılar. Beceremediler... Ancak bir virüs dehşeti ve algısı ile Venezuela'yı teslim aldılar. Virüssever akbaba IMF sayesinde.
Dünya dünya olalı böyle bir oyun görmedi. 10 dolarlık virüsle 189 ülkeye talip olan kan emicilerle karşı karşıyayız. Eş zamanlı olarak petrol fiyatlarını da dün itibarıyla 26 doların altına indirdiler. Şirketleri ucuza kapatmak için bir virüsle borsalarda dibe vurdurdular. Petrol fiyatı oyunlarının da aynı döneme denk gelmesi asla tesadüf değil. Petrol satışı ile nefes alıp hayatta kalan Rusya'yı bile IMF kapısında teslim almak isteyen bir OYUN bu... Nitekim Corona virüsün kitabını 39 yıl önce yazdırdılar. Sayfalarında "2020... Çin... Vuhan'da... Virüs çıkacak" diye. Filmlerini çektirdiler insanlığı bilinçaltında hazır hale getirmek için. Venom yani "Virüs" adlı filmde bile, Corona'yı yayan Çinli'nin tişörtü üzerinde "Corinne" yazıyordu. Hatta bu virüsün bilgisayar oyununu bille yıllar önce yaptırdılar. Milyonlarca genç oyuna giriyor, virüs satın alıyor, ülkelere saldırı düzenliyor. En çok da bu bilgisayar oyununda Çin'e saldırı yapılıyor. Oyun anında da alt yazı geçiyorlar... "ABD Başkanı olağanüstü hal ilan etti... Fransa Cumhurbaşkanı ülkeyi kapattı" diye...
Evet muazzam bir oyunun içindeyiz. Adı da belli; "Akbabaların Oyunu!!!"
Bekir Hazar/Takvim Gazetesi