Eğer
bu mutabakat bozulmaz ve Suriye’de başarılı olursa, sadece Suriye değil
Asya, Afrika ve Avrupa’nın geleceğinde de belirleyici olacaktır. Ve
yine Suriye konusunda başarılı olunursa bu ittifakın üyeleri hızla
artacak ve dünyada yeni bir blok doğacaktır.
Şimdi bir hayal kuralım ve nelerin olabileceğini kısaca sıralayalım.
Bu
blok, bugüne kadar bilinen NATO ve Varşova Paktı’ndan daha güçlü ve
daha etkin olabilir. 57 İslam ülkesi bu bloğun doğal potansiyelidir.
Rusya’nın da bu blokta olması yeryüzünde artan din eksenli kutuplaşmayı
yumuşatacaktır.
Böyle
bir gelişme Türkiye’nin kısa süre sonra NATO’dan ayrılmasına yol
açacaktır. Türkiye’nin ayrılması ile NATO tamamen bir Haçlı Ordusu
durumuna düşecek ve bütün itibarı yerle bir olacak ve
işlevsizleşecektir.
Rusya
ve Türkiye’ye karşı tavır alan Avrupa ülkeleri ise çok büyük bedeller
ödemek zorunda kalacaklar. Kendi içinde zaten dağılma sürecine girmiş
olan Avrupa Birliği Ortadoğu ve İslam dünyasındaki etkinliğini ve gücünü
hızla kaybedecek ve yoğun bir korku, endişe, panik ve kargaşanın içine
düşecektir. Avrupa’nın zaten genlerinde olan ırkçılık ve faşizm
tetiklenecek, radikal partiler iktidara gelecek, izlenecek tepkisel ve
saldırgan politikalar sömürgeci kıtayı içine kapatacaktır.
Merkezde
üç ülkenin etkin olduğu ama daha da genişleyecek ittifakın
anlaşmalarıyla, İslam dünyasındaki mezhep çatışmalarının önü kesilmiş
olacak, kendi içinde her alanda güç birliğine gidecek İslam ülkeleri,
Batı'ya karşı ortak mücadele stratejileri geliştirecektir.
Bu
ittifak, Batın'ın İslam dünyasına soktuğu Truva Atları, Haçlı
ordularının vekili olan terör örgütlerinin sonunu getirecek, sonra da
onları geriden yöneten ve yönlendiren devletlere muhakkak hesap
soracaktır.
Batı
ise büyüyen bu bloğa karşı fazla direnemeyecek ve bugüne kadar
kullandığı maşaları feda ederek yeni ittifakla anlaşmak zoruna
kalacaktır.
Batı'nın
yeni blokla anlaşması neticesinde satacağı terör örgütleri bu defa
sahiplerine yönelecek, terör, Avrupa ve ABD’yi cehenneme çevirecektir.
Bugüne
kadar Ortadoğu’da yoğun şekilde faaliyet gösteren ölüm meleği Azrail,
muhtemelen Avrupa ve ABD’ye daha fazla zaman ayırmaya başlayacak,
Afganistan, Irak ve Suriye Avrupa ve Kuzey Amerika’ya girecektir.
NATO
dağılacak, AB parçalanacak, BM’nin ya yapısı radikal biçimde değişip
adil bir sisteme dönüşecek ya da bunu yapmazsa kimsenin takmadığı sadece
olayları “en sert biçimde kınamaktan” öte bir halta yaramayan işlevsiz, ölü bir örgüte dönüşecektir.
ABD
içindeki eyaletler, ayrılma sürecini başlatacak, ayrılmak isteyenlerle,
istemeyenler arasında ve ayrıca eyaletlerin kendi içlerinde sonu gelmez
tartışmalar ve çatışmalar başlayacaktır.
ABD’nin
kendi içinde başlayacak çatışmaları durdurmak için elinde bulundurduğu,
silahlar, paralar ve teknolojiler, hatta o büyük büyük üniversitelerin
projeleri çaresiz kalacak ve çözüm bulamayacaklar.
ABD’nin
küresel hegemonyasının sarsılması ve AB’nin içine yuvarlanacağı kaosla,
bu iki kıtada yer alan küresel dev şirketler de parçalanmak zorunda
kalacaklar veya el değiştirecekler. Bu büyük şirketlerin birçoğu belki
de Doğulu patronların eline geçecektir.
Merkez
bankasında karşılığı olmadan basılan ABD dolarları, boyalı ve ucuz,
tuvalet kağıdından farklı olmayan bir kağıt parçasına dönüşecek, ABD
doları küresel bir para olma özelliğini hızla kaybedecektir.
Atmosferi
parsellemeye, Ay'a yerleşmeye, Mars’ı ele geçirmeye çalışan ABD,
yolların asfaltını yapabilmek için yeni ittifakın fonlarından borç
dilenmek için görüşmeler yapacak, uygun teminat gösterirse
alabilecektir.
Emekli
generaller ve CIA yöneticileri, geçmişteki ABD hükümetlerinin attığı
yalanları, dünyayı nasıl kandırdığı, sahte gerekçelerle milyonları nasıl
öldürdükleri ve ABD’nin sonunu nasıl getirdiklerine dair ifşaatlarda
bulunacaklar, günah çıkarmaya çalışacaklar.
Hollywood,
bir süre ABD’nin kaybetmediğine bizi inandırmak için sinema ve dizi
pompalamaya devam edecek, ama kısa süre sonra bunun para etmediğini
görüp, ABD’nin nasıl kaybettiği ve nasıl dağıldığı üzerine üretim
yapmaya başlayacak.
İsrail
ise İslam dünyasının uysal bir finosuna dönüşecek, bugüne kadar
Batı'yla birlikte Müslümanlara saldıran Siyonistler, bu defa Batı'daki
uzantılarını İslam dünyası namına devreye sokmak için teklifte
bulunacaktır.
Ne dersiniz? Fazla mı hayalperest buldunuz?
Olsun. Her şey hayalle başlar.. Hayalleri bile olmayanlar düşünsün..
Alper Tan/Kanalahaber-23 Aralık 2016