Türkiye’de son döneme damgasına vurmasına rağmen, doğru düzgün hiçbir açıklama yapılmayan Tarsus kazısı hala gizemini korumaktadır. Özellikle baktığımız zaman kazıda ki asıl amaç hala muamma! Bizim yaptığımız araştırmalar ise bu kazıdaki asıl amacın Aziz Pavlus ve metinleri ile doğrudan ilgili olduğu yönündedir. Açıklanması halinde Hıristiyanlık dünyasında ve Vatikan’da Barnabas İncilinde de daha büyük bir etki yaratması muhakkaktır.
Lakin büyük bir gizlilik içinde yapılan özellikle MİT ve Özel Kuvvetler korumasında titizlikle yürütülen bu kazı, tüm dünyayı etkileyecek bir öneme sahiptir. Kazıya Milletvekili dahil pek çok önemli kişinin dahi alınmaması da ayrıca önemlidir. Özellikle CHP Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın sürekli bu hususu gündeme getirmesi, dönemin Kültür Bakanına bu kazıyı sorması ve dahi mecliste soru önergesi vermesine karşın bu husus büyük bir gizlilik ve titizlikle devam etti. Aytuğ Atıcı tam beş kez kazı alanına gitmesine rağmen içeri alınmadı. Kazının gizli yürütülmesi kamuoyunda komplo teorilerini de beraberinde getirdi. Birçok teori ortaya atıldı. Dünyaca ünlü Dakyanus hazinesinin bulunduğu veya evin altında Akdeniz'e kadar ulaşan tünelin kayıp Atlantis'e ulaştığı gibi birbirinden gizemli teoriler gündeme getirildi. Ancak olay Aziz Pavlus Metinleri ile alakalıydı… Takvimler 13 Kasım 2016’yı gösterdiğinde Tarsus 82 Evler Mahallesi’nde bulunan 3103 Sokak’ta başlayan ve uzun zaman süren kazı, epeydir kamuoyunu meşgul etti. Büyük gizlilik içinde başlatılan kazıda MİT başta olmak üzere Ankara’dan özel bir ekibin bizzat görevli olduğu bilinmekteydi. Hiçbir yetkilinin kazıyla ilgili açıklama yapmaması, olayın gizemini daha da artırdı. Üstelik Milletvekilleri vs. hiç kimse kazı alanına sokulmuyordu. Tarsus Hristiyanlık tarihi içinde çok önemli bir yere sahiptir. Türkiye’nin tarihiyle ünlü bir bölgesi olan Tarsus, geçmişte Güneydoğu Anadolu’da Kilikya bölgesinin en büyük kentiydi. Aziz Pavlus’un yaşadığı zamanda bu kent Roma’nın Suriye Kilikyası başkentiydi. Roma’nın vergilerinden muaf olan, zengin, ayrıcalıklı ve okullarıyla ün salmış bir kentti. Aziz Pavlus işte böyle bir kentte doğmuştu ve tüm bu ayrıcalıklara sahipti. Aziz Pavlus’a da ayrı bir parantez açmak gerekir. Pavlus sadece doğuştan bir İbrani değildi, aynı zamanda devamlı vurguladığı üzere (Elç. 26:5; Galatyalılar 1:14; Filipililer 3:56) ciddi ve gayretli bir Yahudi idi. Ve Yahudiliğin en titiz mezhebi olan Ferisilik mezhebindeydi. Ferisiler yazılı olan Kutsal yasayı yorumlamak ve ona ek olmak için geliştirilen sözlü yasaya, ataların töresine çok önem verirlerdi. Kendisinin de itiraf ettiği gibi Pavlus’un Yahudilik konusundaki bu gayretleri onun ilk dönem Hristiyanlarına zulmetmesine sebep olmuştu. Hristiyanlara zulmeden kişi, Şam yolunda diri olan Hz.İsa ile birden bire karşılaşınca Hz. İsa’nın en önde gelen vaizi haline geldi. Bu süreçten sonra Aziz Pavlus Tarsus’da en önemli öğretileri yazdı ve Hristiyanlık ile ilgili çok önemli sırları Tarsus şehrinde gizledi. Bunlar arasında Kilisenin reddettiği bir takım hususlar da vardı. Lakin bu hususlar Pavlus’un Hz. İsa’dan bizzat duyup yazdığı ve gizlediği önemli sırlar idi. Tarsus’da yapılan kazıda da bu hususla alakalı kanaatimce önemli belgeler ve sırlar açığa çıkartılmıştır. Lakin bu sırlar Türkiye tarafından özellikle korunurken, kazı esnasında Vatikan’a bazı bilgiler sızdığı kanaatindeyim. Bu bilgileri içeriden sızma yoluyla Vatikan’ın elde ettiği muhakkaktır. Vatikan'ın özel temcilerinin sırf bu kazı ile ilgili İstanbul'a gelip özel görüşmeler yapmasını da bizzat takip ettik. Şuyu vukuundan beter bir hadise. Lakin Aziz Pavlus İncili veya Metinleri dediğimiz yazılar çok ama çok önemlidir. Meşhur Barnabas İncilinden kat ve kat önemlidir. Bu sır eminim ki Türkiye’nin 2200 yıllık devlet aklı tarafından korunmaktadır. Ve zamanı geldiğinde bu sır da pek çok sır da açılacaktır. Ama biz biliyoruz ki her sır zamanına gebedir. Unutmamak gerekir ki bu kazının sonuna gelindiğinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bizzat Vatikan’a üst düzey bir ziyaret gerçekleştirmişti. Ben yakın çevreme bu kazının sonlarına gelindiğinde ya bizden Vatikan’a üst düzey bir ziyaret olacak, ya da Vatikan’dan bize üst düzey bir ziyaret olacak demiştim. Nitekim 59 yıl sonra ilk defa bir Cumhurbaşkanı Vatikan'a gidip Papa ile görüşmüştü. Bu görüşme TürkiyeVatikan ilişkileri bağlamında kendi içinde çok önemli Sırlar barındırmaktadır... Her ne kadar görüşme konusu için Kudüs konusunda Sn. Cumhurbaşkanı’nın teşekkür edeceği vs. gibi konular ön plana çıkmış olsa da asıl neden Tarsus kazsısında saklıdır. Bu bağlamda Vatikan’ın bizzat daveti ile görüşmenin olduğunu da unutmamak lazımdır. Benim demek istediklerimi anlayan mutlaka anlayacaktır. Bu hakikati birilerinin yazması şarttır. Biz de bildiklerimizin bir kısmını yazmaya çalıştık. Ve son söz: ‘’Gelecek dönem kadim bilgilerin ve sırların belli taraflar arasında savaşılacağı dönemdir…’’
Koray Kamacı/Öncevatan28 Ocak 2020