KLAVYENİN başına geçtiğim dakikalarda TÜRKİYE düğmeye bastı.
Başkan Erdoğan operasyonu duyurdu. Sınırın öteki tarafı yoğun ateş altına alındı.
Zaten haftalardır herkes bu anı bekliyordu. Tabii soru çok! Herkes merak içinde!
Öne çıkan sorular şunlar... YPGPKK dünya medyası tarafından savunmasız ilan edilip varlıkları meşruiyet kazanır mı? ABD'nin binlerce TIR silah verdiği YPG şiddetli mukavemet gösterir,
çatışmalar uzar mı? DEAŞ militanları YPG'lilere saldırır "TÜRKİYE yaptı" algısı oluşur mu? Türkiye'nin güçlü adımları dünyada KÜRT KATLİAMI diye yankılanıp uluslararası müdahalenin yolu açılır mı?
Dünyanın desteklediği Kürt devleti projesiyle İKİNCİ İsrail kurulabilir mi?
Böyle soru çok...
Tek tek cevap vermek kolay değil. Hepsinin üzerine basarak gidelim... Harekat kaç gün sürecek hedef nedir bilmiyoruz.
Sıcağı sıcağına klavyenin başındayız çünkü... Ama son dönemlerde yaşananlara bakarak ilerleme şansımız var gibi... Kabul etmek gerekir ki operasyonun önünde arkasında büyük figürlerden biri ABD BAŞKANI DONALD TRUMP... Peki SURİYE ve ORTADOĞU ne zaman şekillendi? Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra! Peki kimler tarafından? İngiltere ve Fransa...
Trump seçildi. Beyaz Saray'a geldi. En sıcak ilişki kurduğu liderler arasında MACRON vardı. Beyaz Saray'ın arka bahçesine birlikte ağaç diktiler. Sabah yerinde yeller esiyordu ama diktiler. Sonra bozuştular. Macron "ABD, Çin ve Rusya'dan korunmak için Avrupa'nın kendi ordusunu oluşturması gerekiyor" dedi.
Kıyamet koptu. Trump cevap için gecikmedi: "Birinci ve İkinci Dünya Savaşları'nda Almanya vardı. ABD ordusu gelip yetişmeden önce Paris'te Almanca öğrenmeye başlıyorlardı..." Aradaki bütün sıcaklık gitmişti.
Trump İngiltere'ye de gitti.
Kraliçe Elizabeth'e kimsenin yapmadığını yaptı. Önüne geçti, yürüdü, durdu, baktı, devam etti, Kraliçe'ye "Sen neredesin" bakışı attı... Bütün protokol kurallarını altüst etti.
90 yaşını aşmış olan Kraliçe 15 dakika ayakta Trump'ın gelmesini bekliyor ve defalarca saatine bakıyordu... Zaten kendi içlerinde BREXIT ile uğraşıyorlardı...
Peki ORTADOĞU'daki sınırları İngiltere ile Fransa çizerken YPG ve DEAŞ'ı kim meydana getiriyordu!
Amerika Birleşik Devletleri...
Aslına bakarsanız SURİYE kendiliğinden mücadele ile oluşan bir devlet de değildi.
BÜYÜK GÜÇLERİN bileşkesiydi. Eser sahibi onlardı!
BAAS'ın olduğu her yerde AVRUPA'NIN GÖLGESİ vardı. Saddam'ın Irak'ında da Suriye'de de... ARAP BAHARI ile başlayan rüzgarlar gelip SURİYE'ye dayanınca ŞAM da sallandı. Pek çok yer gibi... Peki uzun yıllar ABD'nin PKK'ya verdiği desteği unuttuk mu? Elbette hayır. Örgütün bir numarasını KENYA'da tutup veren de onlardı!
Kaç kez yazdım bilmiyorum ama uzaktan bakınca durum şu! Amerika Birleşik Devletleri bizimle çok kez karşı karşıya gelse de dünya üzerindeki rakibi biz değiliz.
Onlar Avrupa Birliği ve Çin'le mücadele ediyorlar. Rusya ile kapışsalar da bu 50 yıl yaptıkları gibi gösteriden ibaret. Petrol ABD'nin, gaz ise Rusya'nın tekelinde!
Kapışma olsa burada olurdu!
Hiç görmedik... 1945'ten sonra İDEOLOJİLERLE iki kutup meydana getiren ve böylece dünyayı yönetenler şimdi PETROL ve GAZI paylaşarak bunu yapmakta...
Durum kabaca bu!
Zorlandıkları alan ise ORTADOĞU.
Türkiye yok çünkü. Daha doğrusu ABD ile sancılı süreçler yaşandığından dolayı yok...
Bunu en iyi BEYAZ SARAY yani Trump gördü.
Ve Türkiye'nin hassasiyetlerinin önünü açtı. Binlerce TIR silah verdikleri YPG ile DEAŞ'ı bile Türkiye'nin önüne attı...
Korurlar mı kollarlar mı göreceğiz. Geçtiğimiz günlerde "Erdoğan ABD'den dönsün çok sürpriz gelişmeler olacak" diye not eklemiştim... Dün başlayan HAREKAT bunun ilk halkası gibi durmakta. Trump'ın aralıksız attığı "Ortadoğu'dan çekiliyoruz. Zaten bulunmamız anlamsızdı" twitlerini de üzerine koyarak düşünmemiz gerekmekte... ABD Ortadoğu'yu Çin ve Avrupa'nın eline geçeceğinden dolayı asla ve kat'a terk edemez. Ancak ve ancak Türkiye gibi güçlü bir ORTAKLA yürürse bunu yapabilir. Başka da bir şık yok.
Aynı durum RUSYA için de geçerli... Putin bir iki hafta önce Ankara'da KURANI KERİM'den örnek vermedi mi? Ali İmran Suresi'nin 103. ayetini hatırlattı: "Hepiniz toptan, Allah'ın ipine (dinine) sımsıkı sarılın, bölünüp ayrılmayın. Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın:
Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah kalplerinizi birbirine ısındırmış ve O'nun lütfu ile kardeş oluvermiştiniz..." Devam eden Putin "Sizi bölen konular arka planda olmalıdır. Manevi yakınlık ön plana çıkmalıdır" diye konuştu... Küçük engellemelere, şarjlara takılmadan bakıldığında TÜRKİYE'nin bir yanına ABD'yi bir yanına da RUSYA'yı aldığı görülüyordu, hissediliyordu. SURİYE harekatı için temas edilen iki ana figür Trump ve Putin'di!
Sanırım DEĞİŞİM başlıyordu.
Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. TÜRKİYE'nin yaptığı bu harekat yaşanan tüm sancılara rağmen bambaşka kapıların açılmasını sağlayacak...
Harekat saatinde DÜNYANIN TEPESİNE KADAR GİDEN BİR OLAY daha oluyordu.
Türk askeri Suriye'yi vururken ALMANYA'da Saksonya Anhalt Eyaleti'nde bir SİNAGOG YOM KİPPUR'da basılıyordu.
İçeride 80 kişinin olduğu SİNAGOG'da iki kişi hayatını kaybediyordu.
Katliam önleniyordu!
Saldırıda makineli tüfek ve el bombası kullanılıyordu!
Aynı ALMANYA VOLKSWAGEN'i Türkiye'ye yolluyordu! Yaşanalar sıradan insanların anlayacağı şeyler değildi! ABD'ye ruh veren İRLANDAİNGİLİZ akımından sonraki büyük güç olan CERMEN aklı ABDRUSYA TÜRKİYE üçlüsünün yanında yer alıyordu sanki...
Bunu bilenler de SİNAGOG saldırısı ile BERLİN'i uyarıyordu... Avrupa'da aile içinde yaşanan kavgaydı bu!
Çok önemliydi!
Türkiye'nin ABD ve RUSYA'nın desteğiyle başlattığı HAREKAT eskiye ait çok şeyi silip atacak gibi... 9 Ekim'i unutmamak gerekecek.
9 Ekim'le birlikte çok şey değişecek... Çok... Bekleyip görelim... Ancak Macron'un SDG'ye verdiği desteği ve YPG ile DEAŞ'ın kontrolündeki toprağın büyüklüğünü unutmadan!..
Ergün Diler/Takvim Gazetesi