KİMİLERİ temel atmama töreni yapıyor. Buna karşılık yılda yaklaşık 4 trilyon dolarlık üretimi Avrupa'ya taşıyacak İpekyolu'nun bir ayağı olan Marmaray'dan ilk tren geçti. Temel atmanın ne olduğunu dünyaya gösterdi.
Ancak içeride bazılarının gözlerinde arpacık var. Dünya çok hızla değişiyor.
Bu değişime ayak uyduranlar hızla büyüyecek ve pastadan pay alacak.
Dünyayı önümüzdeki birkaç yıl içinde büyük ekonomik krizler bekliyor. Avrupa sarsılıyor ve hedefte. Trilyonlarca dolarlık mal üretip büyük bölümünü ABD'ye satıyorlar. Bu sayede refahı yaşıyorlar.
Ancak devran değişti. Washington "Beni soyuyorsunuz" diyerek savaş açtı. Avrupa'nın para deposu ve ticaret bahçesi olnaktan kurtulmanın yollarını arıyor. Kendisine yeni ekonomik partnerler arıyor. Bu nedenle ABD'nin Türkiye ile 100 milyar dolarlık bir ticaret hacmine sıcak bakması boşuna değil. Bu rakamlara ulaşıldığı takdirde Avrupa'nın pastasından milyarlarca dolar eksilecek. Almanya ve Fransa'nın ne zaman Türkiye gündeme gelse karın ağrısı çekmesi bundan. Avrupa'nın ticarette öne fırlamasının ardında finans merkezi İngiltere'nin lokomotif rol oynayıp kıtayı taşıyarak sürüklemesi önemliydi. Ancak o altın yumurtlayan tavuk da kaçıyor ellerinden. İngiltere de AB'den ayrılmaya çalışıyor. Öyle veya böyle kopacak. Kraliçe'nin ülkesinden de "Ekonomide Türkiye ile partner olup birlikte yürüyelim" sesleri durmaksızın yükseliyor. Bu proje de hayata geçerse Almanya ve Fransa'nın yiyeceği darbe ile Türkiye'nin onların önünden alacağı pastayı da siz hesap edin. Avrupa'nın NATO üyesi olmalarına rağmen Türkiye'ye yapılan saldıralarda terörist PKK'nın yanında yer almaları hep gerçeğe dayanıyor. Korkuyorlar.
Uçacak bir Türkiye bazılarının pastasını daraltır, Avrupa'yı da batırır... Bunun kabusunu görüyorlar. Dünyaca ünlü ekonomi dergisi Forbes 10 yıl içinde Türkiye'nin Almanya ve Fransa'yı geçebileceğini sürekli sayfalarına taşıyor. Her türlü ekonomik saldırıya rağmen dünya devleri Türkiye'ye yatırıma koşıyor. Ankara sessiz sedasız dünyada en fazla altını alıp stoklarına katan şehir oluyor. Bazıları nereye gittiğimizin farkında olmasın... Önemli değil... Bazıları temel atmama törenleri düzenlesin. Sıkıntı yok. Bazıları ihanet maşası olup Amerika'daki lobilerde Türkiye'yi karalama kampanyalarında piyon olsun... Sorun değil. Dünyadaki inanılmaz değişimler hızla bizi merkez ve odak noktası olmaya itiyor. Türkiye'deki muhalefet bile Amerika'da Türkiye'nin lobi faaliyetlerini ihbar eder hale geldi.
Ermeni, Yunan, Yahudi lobilerine taş çıkartacak kadar Türkiye düşmanlığı yapanlar var. Tüm bu ihanet çemberini yıkıp geçen ve dimdik ayakta duran bir Ankara karşısında ne yaparlarsa yapsınlar boş. Nerelere uzanacağımızı görenler geçmişte sadece maşaları kullanırdı. Şimdi tüm lobiler devreye girip kendilerini yırtıyor ama nafile... Artık topu bile fayda etmiyor. Başkan Erdoğan Obama döneminde Beyazsaray'da ABD Başkanı ile görüşürken TÜSİAD başkanı bir hanımefendi de aynı saatlerde lobilerde endam edip basın toplantısı düzenliyordu. "Türkiye'ye dönerken ABD'den ülkeme mesajlar götürüyorum" diyordu. Amerikalı bir gazeteci ona "Hangi sıfatla mesaj götürüyorsunuz" diye sorunca kilitleniyordu. Amerikalı memurlarla bile görüşmeyi paye sayanlar vardı. "Benimle görüştü" deyip havalara uçanlar, "Memur kompleksi" yaşayanlar bu ülkede cirit atıyordu. Memurların söylediklerini "Türkiye'ye mesaj götürüyorum" diye ballandıra ballandıra anlatanlar aramızda dolaşıyordu. Memur kompleksinde olanları, lobilerin maşalığına soyunanları Başkan Erdoğan sildi attı. Hala kendini Eski Türkiye'de zannedenler, temel atmama törenleri düzenleyenler şunu unutmasın; Gelecek nesillerde "Temel atmayı Karadenizli Temel" olarak algılayanlar olarak "Temel Fıkraları"nda yaşayacaklar....
Bekir Hazar/Takvim Gazetesi