Tam otuz yıldır, güneyimizde aralıksız savaş var. Kızıldeniz’den Afganistan’a kadar işgaller var, iç savaşlar var, etnik ve mezhep çatışmaları var. Milyonlar öldü, şehirler harabeye döndü, ülkeler çöktü.
Bu savaşların tamamını ABD ve Avrupa çıkardı. Bu kıyımların tamamı ABD ve Avrupa’nın çıkarları için yapıldı. Bu ülkelerin tamamı ABD ve Avrupa’nın açgözlülükleri yüzünden çöktü.
21. YÜZYILDA ÖDEDİĞİMİZ EN BÜYÜK BEDEL BU YALANLARLA KENDİMİZİ KANDIRMAK OLDU.
Hiç kimse; “Yok bu ülkelerin de şu sorunu vardı” demesin. Bize yutturdukları en büyük yalan bu oldu. Söz konusu savaşların gerekçesi hiçbir zaman bunlar değildi. Ama bize pazarladıkları gerekçelerin büyük bölümüne inandık, kandık.
ABD ve Avrupa’nın kirli hesaplarına, kanlı saldırılarına, kötülük fırtınalarına zihinsel olarak teslim olduk. Onların gerekçeleriyle kendimizi ikna ettik.
Bu, 21. yüzyılda ödediğimiz en ağır bedel oldu. Bu savaşlar, işgaller iç çatışmalar, terör organizasyonları eksiksiz ABD ve Batı’nın hesapları, planları için çıkarıldı. Batı’yı koruma adına, paranoyaları adına, çıkarları ve yağmacılıkları adına milletlere çok büyük yıkımlar yaşattılar.
NEW YORK’UN, PARİS’İN, LONDRA’NIN RAHATI İÇİN ŞİMDİ DE KARADENİZ Mİ?
New York’un refahı için, Paris’in refahı için, Londra’nın rahatı için soykırımlar yaptılar, milletleri imha ettiler, ülkeleri kurban ettiler. İslam’la, bir medeniyetle, o kimliğe sahip milyarlarla savaştılar. Batı, çıkarı ve güvenliği için yeryüzünün büyük bölümünde savaşlar çıkarmaya devam ediyor.
Şimdi kuzeyimizde, Karadeniz’imizde yeni bir savaş tezgâhlıyorlar. Bu sefer kurban Ukrayna. Rus yayılmacılığı pazarlanıyor. Avrupa güvenliği pazarlanıyor. Polonya’dan Ukrayna’ya, Romanya’dan Bulgaristan ve Yunanistan’a kuzeyden güneye büyük bir cephe kuruluyor.
Avrupa’nın güvenliği için bu ülkelerin tamamı Rusya’nın önüne, cepheye sürülüyor. Kendileri asla risk almıyor, cephe ülkeleri ve milletleri silah olarak kullanıyorlar. Bir zamanlar terör örgütlerini kullandıkları gibi şimdi de “cephe bölgesi”ndeki ülkeleri kullanıyorlar.
RUSYA’YI PROVOKE ET. ÜLKELERİ KURBAN SEÇ. TAM BİR SAHTEKÂRLIK!
Bunu yapan Batı, asla Rusya’nın karşısına doğrudan çıkmıyor. Ama Rusya’yı da provoke edip bu ülkelere saldırmasını sağlamaya çalışıyor. Çünkü onu sonsuz savaşlarla meşgul edip çökertmeyi, bunu da sınırlarındaki ülkelerin imhası pahasına yapmayı planlıyor.
İki türlü bir oyun ve bu ülkelerin tamamı Batı için gözden çıkarılmış birer kurban.
Yarın Rusya Ukrayna’ya girse hiçbir Avrupa ülkesi açıktan karşı durmayacak. Hiçbiri Rusya’yı karşısına almayacak. Sadece Ukrayna’da örgütler kuracak. Rusya’yı meşgul edecek ama bu ülkeyi mahvedecek.
Batı’nın değişmez taktiği budur. Bunu her ülkede denediler. Türkiye’ye karşı elli yıldır aynısını yapıyorlar. Ve bu tam bir sahtekârlıktır.
KARADENİZ SAVAŞI OLAMAZ! TEHDİDİN KAYNAĞI BATI’DIR. APTALI OYNAMAYACAĞIZ!
Türkiye için Ukrayna özelinde bir Karadeniz savaşı asla kabul edilemez. ABD ve Avrupa için de, Rusya için de buna evet diyemeyiz. Çünkü bu, Türkiye’nin kuzeyini onlarca yıl istikrarsızlaştıracak, Türkiye için de bir yıkıma dönüştürecektir.
Türkiye bir NATO ülkesidir, evet. ABD ve Avrupa müttefikidir, evet. Atlantik ittifakının çok önemli bir ülkesidir, evet.
Ama unutmayın ki, Irak’ın kuzeyinde, Suriye’nin kuzeyinde, Doğu Akdeniz’de, Ege’de, 15 Temmuz gibi içeriden saldırılarda tehdidin kaynağı işte o müttefiklerdir.
Türkiye’nin bugün tanımladığı bütün tehditler ABD ve Avrupa kaynaklıdır. Bir an müttefiklik ezberini unutalım. Her olayı kendi özelinde tanımlayalım. Hepsinin arkasında ABD ve Avrupa ülkeleri vardır. Peki, biz, Türkiye olarak aptalı mı oynamamız gerekiyor?
ABD VE AVRUPA’NIN PLANI KARADENİZ’E ÇÖKMEKTİR!
RusyaUkrayna krizi engellenmeli. Rusya da Ukrayna da sakin olmalı. Batı’nın bu Büyük Oyun’una gelmemeli. Onların derdi Rusya’yı kışkırtıp, Ukrayna’yı cesaretlendirip Karadeniz’e çökmektir.
Evet, nihai hesap budur. ABD ve Avrupa’nın Ukrayna planı Karadeniz’e çökmektir!
Türkiye, Ukrayna ile yakın müttefiktir, dosttur. Askeri teknoloji ve birçok alanda olağanüstü ortaklıkları vardır. Kırım bizim için milli bir meseledir, çok hassastır. Ukrayna ile ortaklığımız, yakınlığımız korunmalı, daha da kıymetlendirilmelidir.
TÜRKİYERUSYA SAVAŞI İÇİN OYUN KURUYORLAR..
Türkiye Rusya ile dosttur. Bu dost olma hali hem Türkiye’nin hem Rusya’nın lehinedir. İki ülke de buna muhtaçtır. Bu dostluk; Batı’nın iki ülkeyi savaştırmaya dönük bütün provokasyonlarına rağmen başarılabilmiştir.
Bizim için öncelikli hedef, doğal çıkar krizi yumuşatmak, olası bir işgali engellemek, Rusya’yı sakinleştirmek, Batı’nın bu iki ülkeye oynadığı oyun konusunda ikisini de ikna etmeye çalışmak olmalıdır.
Rusya da Ukrayna da, Türkiye de ABD ve Avrupa’nın Karadeniz’i ele geçirmesine mutlak şekilde karşı durmak, buna giden yolları kapatmak zorundadır.
Eğer bunu yapamazsak, krizin ikinci ayağı Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirmek olacaktır. Batı’nın nihai hedefi budur. Ukrayna’dan sonra Türkiye’yi Rusya’nın karşısına dikmeye çalışacaklar.
TÜRKİYE TEHDİDİN FARKINDA. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BUNU ÖNLEMEYE ÇALIŞIYOR.
Eğer ABD ve Avrupa Karadeniz’e yerleşirse TürkiyeRusya savaşı kaçınılmaz olacaktır. İşte o zaman bu savaşı, Rusya da Türkiye de engelleme yeteneğini elinden kaçırmış olacaktır.
Çünkü Batı Türkiye’yi de, Rusya gibi tehdit olarak tanımlıyor artık. İki ülkeyi birbiriyle yıpratıp tek bir oyunla ikisini de saf dışı etmeyi planlıyorlar.
Türkiye bunun farkında. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kiev ziyareti Ukrayna’ya büyük bir destek oldu. Muhtemelen Ukrayna’yı bazı konularda uyarmış da olabilir.
Dönüşte sarf ettiği; “Batı maalesef bu işin çözümünde katkı sağlamadı. Adeta çomak sokuyorlar” cümlesi aslında en yalın gerçeği ortaya koyuyor.
SCHOLZ VE MACRON’UN ROL ÇALMA ÇABALARI. ERDOĞAN ETKİSİNİ KIRMAK MÜMKÜN DEĞİL.
Erdoğan’ın Kiev sonrası Rusya lideri Putin’i Ankara’ya davet etmesi, bu davetin olumlu bulunması, Putin’in Çin ziyaretinden sonra kesinleşecek olması, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’yi de davet etmesi, iki devlet başkanını Türkiye’de buluşturma çabaları Ukrayna krizindeki en kritik adımlardır.
Böyle bir görüşme sağlanabilirse, savaşın önüne geçilebilir. ABD’nin, Avrupa’nın, NATO’nun yapamadığını Türkiye yapmış olur. Erdoğan’ın girişiminin hemen ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz bu hafta Kiev ve Moskova’ya gitme kararı aldı.
Bu bir rol çalmadır. Erdoğan etkisini, Türkiye etkisini kırma girişimidir. Hiçbir sonuç çıkmayacak. Bu ülkelerin ABD planları karşısında Ukrayna konusunda yapabilecekleri hiçbir şey yok.
KARADENİZ’İ KURTARMAK. TÜRKİYE TEK FIRSATTIR…
Türkiye, başlattığı girişimi zorlamalı. Tek fırsat bu. Karadeniz’i kurtarmak zorundayız. ABD ve Avrupa denetimine geçmesini engellemek zorundayız. Bu girişim, az da olsa bir başarı sağlarsa, Türkiye diplomatik bir dev halini alacaktır.
Buna hem gücü var, hem ikna yeteneği var. Bulunduğu pozisyon etkili olacak, inandırıcı olacak tek ülkenin Türkiye olduğunu gösteriyor.
RUSYAÇİN EKSENİ, UÇAK KANADINDAN YERE ÇAKILANLAR: BATI’YA GÜVENEN HER ÜLKE KAYBEDER.
Rusya lideri Vladimir Putin’in Çin ziyareti, aldığı destek, Rusya ve Çin’in Batı’ya karşı ortak cephe görüntüsü vermesi, krizin küresel boyutunun Ukrayna’nın çok ötesinde olduğunun göstergesi.
Bir DoğuBatı hesaplaşması bu. Asla basite almayalım.
ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinden, insanların uçak kanatlarından yere çakılmasından sonra şu gerçek de artık küreseldir:
Hiçbir ülke ya da ulus, ABD ve Avrupa’ya güvenerek ayakta kalamaz. Hangi ülke ABD’den ne kadar uzaklaşabiliyorsa o kadar güç kazanıyor.
BATI, DÜNYANIN MERKEZİ DEĞİL. HERKES HESABINI İYİ YAPMALI.
Yeni gelecek, ABD ve Batı dışında inşa ediliyor. Batı artık dünyanın merkezi değil. Bir daha asla olamayacak. Batı, yeni küresel güç haritasında sadece bloklardan bir blok. Duraklama döneminde, gerileme dönemi başlamak üzere.
Bütün ulusların hesaplarını buna göre yapmaları gerekiyor.
İbrahim Karagül/Yenişafak