Erbil’den Akdeniz’e PKKBarzani Devleti "ORTADOĞU'DAKİ KİRLİ OYUN

Türkiye 15 Temmuz’da bir büyük iş başardı.

ABD ve İsrail’in organize ettiği, NATO’nun desteklediği FETÖ’nün kullanıldığı Türkiye’yi bölme ve iç savaş çıkarma kalkışması berhava edildi.

O gün Türk Devleti ve Milleti ABD’ye tarihi yenilgisini yaşattı.

Hemen ardından Fırat Kalkanı ile ABD’nin terör koridorunu kesip attı.

Millet kendine geldi, bölgede ümitler tazelendi.

Sonra “Trump gelecek dertler bitecek” şarkısı çalınmaya başlandı.

El Bab’ta günlerdir eli tetikte bekleyen Türk askeri o kapıdan içeri girmek yerine birden geri çekildi.

Türkiye için tarihi bir hataydı.

Afrin, Münbiç, Rakka operasyonları yapılmadı. Ayağa gelen büyük fırsat kaçırıldı. Bölgede yeşeren ümitler solmaya başladı.

SONRA NE Mİ OLDU?

ABD, güya Rakka operasyonu için PKK/YPG’yi gözümüzün önünde resmen silahlandırdı. ABD kongresi adına SDG dedikleri PKK’ya silah yardımı yapılması kararını aldı ve uyguladı.

Bin 570 TIR silah Suriye’de PKK’ya gönderildi.

2014’te Ayn el Arap’ta (Kobani) oynanan oyun tekrarlandı. DEAŞ’ın işgal ettiği her yer kayda değer bir çatışma olmadan PKK’ya bırakıldı.

Türkiye kendi sınırına duvar örerken ABD o duvarın öbür tarafında 13 ABD askeri üssü kurdu ve PKK’yı eğitmeye, yönetmeye başladı.

Türkiye-Suriye sınırının 580 km’si PKK tarafından kontrol edilir hale geldi. 5 gümrük kapsısının Suriye tarafı PKK tarafından işgal edildi.

Hali hazırda Suriye’nin yüzde 25’i yani dörtte biri ABD gözetiminde PKK tarafından kontrol ediliyor ve yönetiliyor. Bu bölgede bulunan Arap ve Türkmenler tehcir edildi ve yerlerine gayri Müslim yerleştirildi. Yüzlerce cami, mescit ve medrese yıkıldı.

PKK bu bölgede, çoğunluğunu paralı asker lejyonerlerin oluşturduğu, 100 bin kişilik bir orduya ulaştırıldı.

Eylül’ün 28’inde Afrin, Haseke, Rakka, Ayn el Arap ve Tel Abyad’ta sandık koyacaklar ve kanton idarelerini ilan edecekler.

PKK-BARZANİ ORTAKLIĞI KURULUYOR

Irak’ta ABD’nin yazdığı anayasaya göre kurulan bir Irak Kürdistan Yönetimi var. Buranın seçimle oluşmuş bir parlamentosu var idi. İki yıldır o parlamento çalışmıyor. Parlamento Başkanı Erbil’e bile giremiyor.

Köşeye sıkıştırılan Barzani önüne konan referandum yılanına sarılarak düzlüğe çıkmaya çalışıyor.

25 Eylül’de bir bağımsızlık referandumu yapacak.

Irak Parlamentosu bu kararı reddetti ve Hükümete önlemesi için yetki verdi.

Aynı gün Barzani Arap ve Türkmenlerin tehcir edilerek Kürtlerin yerleştirildiği Kerkük’e gitti ve Bağdat’a meydan okudu.

ABD’nin desteklediği Kerkük Valisi Necmettin Kerim, bir süredir Kerkük’ü PKK ile birlikte yönetiyor. PKK’nın Kerkük’te kendi bölgeleri var ve şehrin güvenliği PKK’dan soruluyor. Referandum için PKK Kerkük’e Suriye’den militan takviyesinde bulundu.

ABD’nin desteği ile PKK büyük oranda Kandil’i bıraktı ve Sincar’a yerleşti. PKK’yı Sincar’da koruyan bir ABD üssü var.

Sincar Türkmen şehri Telafar’a ve Türkiye sınırına çok yakın. Aynı zamanda Suriye ile Irak arasındaki geçiş noktası.

Barzani’nin KDP’si, Celal Talabani’nin KYB’si ve PKK Irak’ın yüzde 36’sını kontrol ediyor. Yani Irak’ın üçte biri PKK ve Barzani’nin kontrolünde.

Barzani’nin referandumunu İsrail açıktan destekliyor. Daha önce Irak ve Suriye’de yaşamış ya da bu bölge ile bağı olan 200 bin civarında olduğu söylenen, gerçi rakam hayli abartılı, Yahudi’ler Erbil’e yerleştirilecek.

Erbil’i siyasi, ekonomik ve idari olarak Yahudilerin yöneteceği anlamına gelir bu. Yani bir yönetici sınıf İsrail’den Erbil’e ve oradan Akdeniz’e açılacak korsan devlet için seferber edilmiş görünüyor.

ŞU GARİPLİĞE BAKIN!

Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın son toplantısında Misak-ı Milli sınırları olarak kabul ve ilan ettiği bölgede ABD ve İsrail, bugün, korsan bir devlet kuruyor; kimse bir şey demiyor...

ABD kalkmış, ‘İran ambargosunu deldin’ diye bir Türk Bakan hakkında dava açıyor, tutuklama kararı veriyor...

Almanya, Türkiye’ye silah satışını askıya alıyor, ABD Kongresi terör örgütü PKK’ya silah yardımı yapıyor...

Türk Bakanlar da “ABD müttefikimiz” diye basın açıklamasında bulunuyor...

Kim ne yapıyor, bilmiyoruz.

Ama...

Suriye’nin dörtte birini, Irak’ın üçte birini bölen ABD ve İsrail’in gelip Türkiye’nin bilmem kaçta kaçını bölmesini seyretmeye bu milletin tahammülü de yok, rızası da...

“Reel politikanın” da sabrın da, diplomasinin de bir sonu var...

Celal Kazağlı/Kanal A haber-13 Eylül-2017